Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Ekim '08

 
Kategori
Ankara
 

Ankara başkent olma ruhunu yitirdi

Ankara başkent olma ruhunu yitirdi
 

13 Ekim 1923, Ankara’nın başkent oluşu. 85 yıl sonra Ankara’nın anayasada “başkent” olduğuna dair değiştirilemez hükmünden başka bir “başkent” olma özelliği kaldı mı ki?

Köşe yazarı Bekir Coşkun, bir yazısında Mustafa Kemal’in canlanarak günümüzün Ankara’sına gelişini kurgulamıştı; “Ulu önder, yanında İsmet Paşa ve diğer komutanlar olduğu halde, Ankara’ya ilk gelişindeki gibi Dikmen sırtlarından kente bakar. Yanındakilere sorar:Düşmanı geri püskürtmemiş miydik?”

Atatürk, genç Türkiye’ye yakışacak, çağdaş bir ülke başkenti hayal etmiş. Şimdi Ankara’nın hali içler acısı. Başkent olma niteliklerini kaybettiği gibi, yaşanılır bir kent olma özelliği de kalmadı.

Bulvarları otoban haline getirilmiş, yayaların yürüme ve yaşam alanları yok edilmiş, insanlar birbirlerine uzaklaştırılmış…

Meydanlarına boldozerler girmiş, son derece estetikten uzak çok katlı kavşaklar yapılmış…

Her yerde bir üst geçit, alt geçit, mühendislik harikaları! ne üstünden geçebilirsiniz ne altından, bir yağmur yağar, geçitler evlere şenlik...

Kızılay tam bir curcuna, ne yöne yürüyeceğinizi şaşırırsınız, zevksizlik örneği, göz estetiğinden uzak bir başkent merkezi…

Ankara Kalesi'nin çevresi, en çok korunması düzenlenmesi gerekli tarihi alan ne hallerde…

Bakanlıkları, alış veriş merkezlerini Eskişehir yoluna taşıdılar , trafik iyice içinden çıkılmaz hale geldi. Melih Gökçek dikti gözünü O.D.T.Ü 'ye. Yol açaçakmış! Şehrin yegane nefes aldığı yeşil alanı, üstelikte bir üniversiteyi rant uğruna yok etmeye niyetlendi.

Gölbaşı'nın etrafını rezil ettiler, şimdi “Eymir'i istiyoruz" diye tutturdular.

Melih Gökçek, bir zamanlar kendisine çarpık kentleşme ile ilgili öneriler getiren, ikaz eden mimarlara “ gelin size nasıl mimarlık yapılır öğreteyim" diye dalga geçiyordu, şimdi kafasının doğrultusuna gitmesinin cezasını Ankara’lı çekiyor.

Kamu alanları imar kontrolünün dışında, bu kontrolsüzlük sonucu her gelen yerel yönetim bu alanları dilediği gibi kullanmış. Rant elde ederken, kent yaşamına ve Ankaralı'ya katlanılamaz maliyetlerler getirmişler.

Bu kadar başı bozuklukla bugün Ankara bir gecekondu şehire dönüşmüş durumda. Konut veya işyeri olarak yapılmış binalara baktığınızda hepsi birbirinin aynı, zevksiz, düzensiz yayılmışlar her yana.

Yanlış kentleşme çorap söküğü gibi sorun üretiyor, bir sorun başka bir sorun yaratan yama ile örtülmeye çalışılıyor.

Ankara artık görsel kirliliğin had safhaya ulaştığı, başkent olma vasıflarını tamamen yitirmiş bir başkent.

Ankara’da ışıklar bile otobanlar ve taşıtlar için. Işıklandırmadaki aynı canlılık aynı parıltı sokaklarda ve caddelerde yok. Bozkırın aydınlık şehri yerine karanlığın hakim olduğu bir başkent haline gelmiş.

Ankara artık Cumhuriyet’in değil yoksulluğun başkenti.

Sokaklarında, caddelerinde yürünemeyen, kültür merkezi kimliğini yitirmiş, tarihini, simgesini tüketmiş bir başkent.

Ankara; artık “başkent ruhu” taşımayan bir başkent.

 
Toplam blog
: 476
: 2331
Kayıt tarihi
: 10.07.08
 
 

Çok eskidendi ..