Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Eylül '10

 
Kategori
Blog
 

Ankara buluşması! -2-

Ankara buluşması! -2-
 

“Kocatepe camiinin altında buluşacağız “lafı geçince inanın biraz tedirginleşmiştim!

“İster misin Ahmet, Kocatepe’den başlasınlar seni cami cami gezdirmeye!”

Yeşilsoğan inşaatçı; MuDo da!

“Ahmetçiğim bu caminin kubbesini biz yaptık! Nasıl?”

“Kıble tayinini de ben!”

“Abdestin var değil mi?”

“Yoook!”

“Al hemen şu şadırvanda; sevabına iki rekât kılalım istersen!”

Muğla’da olmuştu!

Komutanımın oğlu beş vakit namaz kılıyordu. (üçünü gördüm!)

“Ahmet Abi, sen bekle ofiste, ben hemen namazı kılıp geliyorum Abi!”

“Olmaz Raşit! Ben de geleyim! Şadırvan var değil mi camide?”

“Olmaz mı Abi? Hem de şarıl şarıl suyu akıyor!”

Sürpriz arıyorum yok desin diye! Yok ! Yani var!

Çıktığımızda şaşırıyor!

“Abi namaz kılmayı da biliyorsun ha!”

“Ayıp ettin Raşit! Bin yıldır Müslüman’ız elhamdülillah!”

Burada da korkum buydu!

Seferiyim deyip işin içinden çıkabilir miyim hesaplarına başladım!

MuDo’yu onun için çağırmak istememiştim! Bir tarafı Ata memleketimin hocalarıyla meşhur bir ilçesindendi!

Bir de müteahhit olmaları kuşkularımı perçinliyordu! İhalelerden pay kapmak için günde on vakit camide olabilirlerdi!

Necati Bey de farklı değildi! O da eğitimciydi!

Mesut Bey desen aynı!

Haluk Bey’i tanımıyordum!

Bir tek Arif Bey’e güveniyordum! Onun abdestinden kuşkum yoktu! Kesinlikle yoktu!

Arif Bey’in“Tavukçu Restaurant’a gidiyoruz!” sözü beni rahatlattı!

Hayaller kurmaya başlamıştım!

“Ulan Ahmet boşuna korkmuşsun! Bir de Angaralı Asuman sahne alırsa işin iş! Çıkarsın sahneye bir bozkır çiftetellisi oynarsın, günün yorgunluğunu atarsın üzerinden!”

Köşeye bir yere oturttular beni!

Arkamdaki duvar kayrak taşı kaplı!

Doğal!

Severim doğallığı!

Bir taş kaplamacı arkadaşımız vardı! Muzaffer’di ismi! Bir gün baktık bu saçını sakalını uzatmış!

“Muzaffer ne bu yahu? Hippiye dönmüşsün kardeş!”

“Abi hiç sorma! Önceden Muzaffer usta diyorlardı bana! Tembelliğim tuttu bir ara saçı sakalı uzattık, şimdi Muzaffer Bey diyorlar! Kaldı böyle!”

“Biz ne diyelim Muzaffer?”

“Valla ne derseniz deyin!”

Ben de az tembel değilimdir! Yedi yıl geçti ilk defa sinekkaydı tıraş oldum! Yandı yüzüm gün boyu! Erkenden gidebilseydim uğrayacağım bir yer vardı! Oraya sakallı gidilmezdi! Olmadı!

Ankara’ya alışamam gibi geliyor bana! Büyük bir otopark sorunu var! Kaç kez arabanın yerini değiştirdik.

Ankara’ya en iyisi metroyla gitmek! Otogar’a gideceksin, bineceksin metroya, doğru Dikimevi!

“Selamiii!” Diye bağıracaksın, gelir alır seni!

Bir daha öyle yapacağım!

 
Toplam blog
: 1640
: 466
Kayıt tarihi
: 27.01.07
 
 

Doğum tarihim değişmedi ama çok şey değişti bu güne kadar. En başta, dede oluyorum! Evet; şaşırdı..