Ankara çok sıcak

Evimin sokağındaki büfeye kadar gidip gazete aldım. Sokakta tek-tük gördüklerim ağaçların gölgelerine saklanmaya çalışıyorlardı. Bir arkadaşla karşılaşınca ayaküstü beş dakika sohbet ettik. Bu kadar sürede bunaldım ve hemen eve geri döndüm. Ankara çok sıcak. Televizyonda hava durumunda Ankara 36 derece diyor ama sanki daha yüksek.Pencere dışındaki termometre 48 derece gösteriyor ama güneşi doğrudan gördüğü için böyle yüksek. Ona inansam iyice bunalırım, biliyorum, az sonra güneş iyice vurunca 60 dereceyi gösterecek.

Gökyüzünde orada burada bulutlar görünüyor. Biraraya gelebilseler ve içlerini dökebilseler Ankara üzerine, serinlik gelecek ama onlar hep birbirinden kaçıyorlar.

Bugün evde oturup yazı yazmaktan başka çare yok. Alışverişe gitmem gerek ama onu da Internet’ten yapacağım. Bu havada dışarı çıkılmaz.

Çiçekler kendilerini bırakmışlar, sanki bana yalvarıyorlar bizi sula diye. Yıllardır benim kahrımı çeken, kimi zaman aylarca sulanmadan bekleyen çiçeklerim alışkındır ama kardeşimin kendi büyütüp armağan ettiği ve iki haftadır misafir olan çiçeklerin hatırına hepsini sularım şimdi.

Televizyonlar sıcağın farkında olmalılar, nasıl olsa herkes evinde hapistir diye düşünmüş olmalılar ki, hiçbirinde seyredecek birşey bulamıyorum, bir müzik kanalını açtım, yaz şarkıları dinliyorum.

Çarşamba günü en sıcak gün olacak diyor haberlerde (1). Bu yaz da sıcak tatili yaparlar mı acaba diye bekliyoruz. Klimalı evlerinden klimalı makam araçlarıyla, klimalı ofislerine gidenler bu ayrıntıyı ne kadar akıllarına getirirler bilemiyorum.

(1) Afrika sıcağı kapıya dayandı: http://www.milliyet.com.tr/2007/06/24/yasam/yas01.html