Ankara'da bahar!

Sonunda bugün baharın ilk günü diyebiliriz Ankara'da.. Salı bugün Filiz'in salısı gibi uzun dakikalar, sakin, yavaş, yavaş akıyor.. Ben çok memnunum bu salıdan, bir sürü şey yaptım, zihnimde bir ferahlık var her şeyi yerli yerine yerleştiriyorum..

Yorumları yanıtladım, gelen cevapları okudum.
Duygusel’in son yazısını tekrar okudum "bekleyenler topluluğu", bugün Mustafa'nın kafayı taktığım yazısına gitmedim, “unutmayı hatırlamak”.. Aristo beklesin.. Fulyan’ın son yazısı geldi "boş mu dolu mu? ne bu?" yine çok güzel hangi birini önereyim. Yazmayın böyle bloglar aklıma geliyor unuttuklarım :)) çok çok yazın..

Sonra Nihat Yıldız ve Bibliyofille başladık, "MB Öğrenen Organizasyon Gönüllüleri" "BİZ NE ÖNERİYORUZ" Yol haritasını hazırlayacağız sonra yazıp öğrenip birlikte, belki kitap gibi kamusala açıklayacağız. Herkesin katılması arzumuz biz sadece böyle bir süreç olabilir mi derken aynı anda önerilere de geçtik.

Laiklik konusunda 2 BNÖ’miz var bile artık.. Biz sadece bu süreç gelişirse kolaylaştırıcısıyız, dileyen herkes BNÖ yazıp önerileriyle, kavramları ile katılabilir.. Bir blog bayrağı, BNÖ bayrağı bile tasarlayan çıkabilir BNÖ yerine resmini kullanırız..

Nihat Yıldız ın yazısı geldi şimdi sonra Ohannis’in çığlığı..
Blogtan dost olduk diyebileceğim Yücel Evren’in son yorumundan beri diyoluğumuzu geliştirecek bir yazı dönüp duruyor zihnimde “her şey değişiyorsa ne yapmalı!” başlık olabilir.. :)

Sonra gazetem var artık! Onda dikkatimi en çok eski genel sekreter ile yapılan ufak röportaj çekti, sahtecilere iki çift laf etmiş, “anti emperyalizm söylemi adı altında milliyetçilik ve devletçilik yapıyorlar" diyor, sen söyleyince daha etkili oluyor “eski genel sekreter” dilimde tüy bitti anlatamadım bizim Nuri ye; Mustafa'nın kardeşi benimde.. Devam ediyor, "başörtüsü ve kürt sorunu karşısında da takındıkları tavır milliyetçi bir tutumdur" ekliyor.. Başından beri solda örtülü milliyetçilik vardı" diyor.. sahteciler için özgürlük karşıtı bir harekete dönüştü diyor..

Nasıl başladım nereye gittim böyle işte bir gündeki hareketlerim..
Öğlen yine spora yetişemeyeceğim akşama kavuşurum toprağa.. Saat 12:00

Bu arada ha bire sabahtan beri Çamur’u dinliyorum; " seninle durmak olmaz.. yanından gitmek olmaz.. bu telaş bu yangında"...

"Meyhanelerde sakiler derman olmadı.. bana yine gül yüzünle tek sözünle gel diyor, can yürekte yürek sende kaldı, anda gel diyor"..

"Cehennemin dibine kadar seninim sevgilim bıktım artık yenile, yenile sevgilim.."

"Halim öyle halim böyle canım canda öyle böyle geçecek gidecek"..

Ben yazmaya yetişemiyorum olsun, siz çamur dan dinleyin..
Bahar geliyor!

"Çamur" u dinlemeyenler varsa tavsiye ederim..
http://www.youtube.com/watch?v=m9pSCIc-8Ss

duyguselin yazısı aşağıda önerdiğim.
fulyanın yazısı http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=96468
mustafanın yazısı http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=90667
nihat yıldız ın yazısı http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=94995
ohannis in yazısı http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=96243
filizin yazısı http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=79132
filizin yazısı http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=94943
yücelin yazısı http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=92817
bibliyofilin yazısı http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=92491