Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Ekim '11

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

Ankara'da bir İlkan San vardı

Ankara'da bir İlkan San vardı
 

Şair ve Söz Yazarı İlkan SAN ( 22 Kasım 1941 - 20 Ekim 2008 )


Şu yalan dünyayı aşksız geçirme

Gönülden gönüle akıver gitsin

Üzülme sevgilin terk etti diye

 Sen de birisini yakıver gitsin

        ***

Bir yaprak düşerse bir gül bitermiş

Tanrı tacı bize aşk için vermiş

***

Bilen sevgilerin adını anma

Bir tatlı anıya katıver gitsin

Unut unutanı boş yere yanma

Aklını birine takıver gitsin

***

Bir yaprak düşerse bir gül bitermiş

 Tanrı canı bize aşk için vermiş. 

***

Efendim bu lirik sözlerin yazarı Malatyalı Şair İlkan San’dır. Vefatının üçüncü yılında bu köşemde anmak istedim. İlkan San’nın üzerimde bir hakkı ve hatta bir borcu vardır. O’nu burada anmakla bilmem ödeyebilir miyim? Onunla ilgili bir hatıramı buraya alarak yazmak istedim.

Efendim 1966 –1973 yılları arasında Güneydoğu’da kuş uçmaz, kervan geçmez bir dağ köyünde ilkokul öğretmeni idim. O yıllarda Ankara’dan bana gelen gazete ve dergilerden İlkan SAN’ı tanıma fırsatını buldum. Yüz yüze ancak 1973‘de Ankara’da bir araya gelebildik. İşte 1966 – 1973 yılları arasında sevgili İlkan SAN bana Ankara’dan devamlı olarak sanat sayfasını hazırlayan gazeteler ve çeşitli dergiler gönderiyordu. Ama iki günde bier bunlar postaya geliyordu. Bu konuda usanmayan, yorulmayan bir insandı. Hatta kimi zamanda öğrencilerime ufak, tefek kırtasiye malzemelerini de gönderiyordu.

Sanatla edebiyatla ilgili eline ne geçse okuduktan sonra bana postalıyordu. Hergün bana Ankara’dan onun postası vardı. Hayret ediyordum daha doğrusu. Akrabam değildi,  benden bir menfaati da yoktu. Bana asla muhtaç ta değildi… Bir gün bütün bu iyiliklerine karşı memleket yemişlerinden bir iki paket, seyranı çay bin bir takım kahve fincanı ile koli halinde Ankara’ya gönderdiğimi anımsıyorum. Böyle olmasına rağmen ( karşın ) beni gönderdiği ufak bir notla da uyarmıştı. Kibarca “ bana bir daha bu tür şeyleri zahmet edip gönderme “ diyordu..Ne  mert, ne vefalı bir insandı…

Malatyalı olduğu için  bana hep “ hemşerim “  diye  hitap ediyordu. Bir ara Ankara’da Genç Edebiyatçılar Derneği de kurmuştu ve hatta 1972 ‘lerde “ GEK ŞAİRLER SEÇKİSİ  “ ( Antoloji ) adını taşıyan bir şiir kitabını da yayımlamıştı. Benden para filanda almamıştı… Bu seçkide benim de kısa bir özgeçmişim ve iki şiirime de yer vermişti. Nedenli sevindiğimi  çok iyi hatırlıyorum..

İlkan San’ın bir başka özelliği daha vardı. O yıllarda bayramlarda, yılbaşı günlerinde kartpostal ve tebrik göndermek adettendi. Şimdi ki gibi öyle bilgisayar veya cep telefonu yoktu. Böyle günlerde birbirimize kartpostal veya basılı tebriklerle kutlamalar yapardık. İlkan San bunları kendi eliyle hazırlıyordu. Gazetelerden, magazin bol resimli renkli ve lüks dergilerden konuya uygun bir resmi alıp kesiyor ve bir düzgün beyaz kartona veya kâğıda yapıştırarak ama çok özenli olarak kaşesini arkasına vurarak, bu hazırladığı tebrikini bana gönderiyordu. Bu da kolay bir iş değildi. Bir de özenle mavi kalemle yazdığı düzenli, okunaklı bir el yazısı vardı.  Bana gönderdiği buna benzer birçok tebriki vardır. Bunları hiç bir köşeye atmadım. Yanımda aziz bir hatıra olarak saklıyorum.

Bir gün ona bir mektup yazdım hem teşekkür ettim ve hem de “size zahmet oluyor “ diye yazdım. O’da bana aynen şöyle yazmıştı: “ Köy öğretmenlerinin sorunlarını yakından biliyorum, bunları sizlere göndermekle ben de zevk alıyorum” diyordu. Bu haberleşme ta ki Diyarbakır’a tayınım çıkana değin sürdü…. Artık Diyarbakır’a geldiğimde bu haberleşme ve dergi kitap alış verişi biraz azaldı. Zaten bunu ben istiyordum. Daha doğrusu ben istemedim.

Yine buna rağmen ayda en az üç dört kez yine Ankara’dan çeşitli dergi, sanat sayfasını hazırlayan gazeteleri gönderiyordu. Bu gazeteler arasında Hür Anadolu, Başkent, Tasvir, Memleket ve Yeni Tanin gazeteleri vardır. Böylesine vefalı bir insandı İlkan SAN… Onun bu vefalı oluşunu asla unutamam. Bir iki seferde Ankara’ya gittiğimde onun iş yerinde konuğu olmuş ve beni yemeksiz göndermemişti. Yanılmıyorsam o yıllarda Ankara’da ihtiyar bir annesiyle kalıyordu, evlenmiyordu.  

Özgeçmişi hakkında biraz bilgi vermek istiyorum: 

İlkan San şair ve müzisyendir. 22 Kasım 1941 yılında Malatya’da doğdu.  Malatyalı şair ve yazar Mehmet Salih San’ın oğludur. İlkokulu, Akçadağ Ortaokulu’ndan sonra Ankara’da Atatürk Lisesi’nden mezun oldu. Daha sonra Başkent Gazetecilik ve Halkla ilişkiler Yüksem Okulu’nu bitirdi. Devlet ve özel sektörde çalıştı. Türk sanat müziği dalında sahne sanatçısı olarak ta yer aldı.

1966 yılında Ankara’da Desenli şiir sergisi açtı. 200’e yakın şiiri başta Zeki Müren Sadettin Kaynak, Mustafa Sağ Yaşar olmak üzere ünlü bestekârlar tarafından bestelendi.  Şarkı sözü şiir yarışmalarında birçok ödül aldı. 1978 yılında Milliyet Gazetesi’nin hazırladığı yılın sevilen şarkıları arasında şiirleri ödüle layık görüldü.

İlkan San’ın şiirleri Türkiye İktisat Gazetesi, Yeni Adana,  Yörem, Yeni Söke, Başkent, Hür Anadolu, Tasvir, Yeni Tanin, Yeşilyurt, Yeni Söke gibi gazetelerin sanat ve kültür sayfalarında, çeşitli seçkilerde yer aldı. yine Bizim Ece, Çaba,  Ajans Türk, Defne, Çağrı, Tarla,  Gülpınar, Öner, Sevgi Yolu, Yeni Defne, Atatürk Yolu, Çağdaş, Beşparmak ve Aksu gibi dergilerde göründü.  Halim Yağcıoğlu İlkan San için şunları yazıyor: :

“  Sanatın, bilhassa şiir pazarının durgun olduğu ya da önemsenmediği günümüzde, İlkan San ‘ın cesaretini alkışa değer bumdum “ diyor.

İlkan San’ın halen kitaplığımda dört şiir kitabı bulunuyor:  Çam Sakızı Çoban Armağanı ( 1965 ), S.O.S ( 1969 ),  Sizden Biri ( 1978 ) ve en son yayımladığı Duadan Beddua’ya ( 1999 ), toplu şiirleri ve ilkan San hakkında yazılanlara yer veriyor…

İlkan San, 20 Ekim 2008’de Ankara’da aramızdan ayrıldı. Onun vefat haberini gazeteci yazar dostum İsa Kayacan bir yazıyla bana iletmişti.  Maddeten aramızda yoksa da O, her zaman manen şiirleriyle, şarkı sözleriyle aramızda gönlümüzde yaşayacaktır. İlkan San’ın bestelenen şarkılarından bazıları:

Gitmesin Gözlerimden Parıl Parıl Arzular ( Dua ), Söyle bilmesinler Bu Aşkın Bittiğini, Şu Gönlümü Yaralayan ( Sizden Biri ), Dilerim Tanrı’dan Gülmesin Yüzün ( Beddua ), Kapıldım Sana Bir Mecnun Gibi ‘ Aylın Yazım ) … Vefatının 3. yılında rahmetle ve saygıyla anıyor, sözlerimi hem şehrim Cahit Sıtkı TARANCI’nın ünlü şiiri olan   “Yaş Otuz Beş “  adlı şiirine nazire olarak yazdığı bir şiiriyle  noktalamak istiyorum:     

 Yaş otuz beş, yolun yarısı değil
  O senin zamanındaydı Tarancı
  Yollarımızı, yaşlarımızı şaşırdık
   Ne doğduğu belli güneşin, ne de batışı
  Ar damarı çatladı, değişti kalp atışı

                  ***
Yitirdik  neyimiz varsa güzelden yana
Bozuk para gibi harcıyoruz birbirimizi
Doğru olanı terk ettik, yanlışa saptık
Kardeşkanına buladık elimizi
Kimse kurtaramaz Tarancı, kimse bizi

                     ***
Zamansız yağıyor şakaklara kar
Mor halkalar koyu, çizgiler derin
İçimizde özlemi güzel günlerin
Sana dost olan aynalar bize yabancı
Genç ile ihtiyar farksız şimdi Tarancı

***
Gökyüzündeki renkler daha başkalaştı
Sular daha çabuk boğmakta insanları
Ateş daha da çok yakıyor benliğimizi
Dert üstüne dert, acı üstüne acı
Kıyamet kopacak, kopmalıdır da Tarancı
                             ***
Mevsimler değişti bir bir
Ne kışın kış olduğu belli, ne yazın yaz
Cenazeler, tarumar olmuş bahçeler
O kadar çoğaldı ki Tarancı
Üzüntüler bir anlık gözyaşları yalancı

                          ***
Senin dediğin taht misali o musalla taşına
Konmaya değmez oldu insanlar
İstemez bundan böyle bu toprak bizi
Elimiz harama, dilimiz yalana alıştı
İnsanlıktan ırak kıldık kendimizi
Kimse kurtaramaz Tarancı, kimse bizi

                             İlkan SAN     

 29 Mayıs 1976 Milliyet Gazetesi günün şiiri

Kaynak:

Resimli ve Metin Örnekleriyle Türkiye Edebiyatçılar  ve Kültür

Adamları Ansiklopedisi / İhsan Işık , Elvan Yayınları Cilt: 8. 2006.s.3102-3103
 

 

 

 

 

 

 

 

 
Toplam blog
: 2227
: 832
Kayıt tarihi
: 27.06.09
 
 

1946 Mardin ili, Kızıltepe ilçesi'nin Esenli köyünde doğmuştur. İlk ve ortaokulu Kızıltepe'de bit..