Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

09 Ekim '10

 
Kategori
Ankara
 

Ankara'da sonbahar...

Ankara'da sonbahar...
 

4mevsimbetonbahar


Kerem’de duman duman gür yangınlarda, köz çiçeği olup açılıyor gözlerin… Aklımın neresinde bir flaş patlasa… Kısacık bir aradan sonra… Gözlerimde: Gözlerin… 

Sonra ilkbahar geliyor, çözülüyor buzları göllerin, denizlerde balıklar soluyor. 

Sonra Yaz geliyor, çözülüyor kanatları kuşların, gökyüzünde cıvıltılar soluyor. 

Sonra Kış geliyor, çözülüyor saçları güneşin, odalarda sesin soluyor… 

En son, Sonbahar geliyor… Çözülüyor kamçısı hasiretin... İçimde gözlerin büyüyor… O son bakışının üstünden geçiyor Sonbahar… 

Bir… 

Üç… 

Beş… 

Yaz'lar Kış'lar İlkbahar'lar, dane dane yıllarıma vursa da… 

Her Sonbahar; Son bakışının izlerini, o son anın apacı tadına taşıyor… 

İnsanlar ölüyor, binalar yıkılıyor, çocuklar büyüyor, ağaçlar devriliyor, çiçekler soluyor… 

Sen tazeciksin… 

Her Sonbahar'da koyuveren, içim çiçeğisin… 

Yüzüncü Yıl'da Yıldız'lardan bloklar… Semt pazarı civarı… İçimde katmerleniyor çiçeklerin. 

On yıl mı oldu, on beş mi yoksa? 

Akşamüzeri kızarmış tavuk almak, oradan uğramak komünist bakkala… Poşette şarabımız, ciğerimizde aşkımızla… 

Sabah uyanıp erkenden, ODTÜ’nün dördüncü kapısından bırakmak seni… Yıllar… Yıllar sonra… Ankara’da yakalanmak, sensiz ve sağanak Sonbahar'a… 

‘Güneş her akşam batıp her gün doğuyorsa… Çiçekler solup solup tekrar açıyorsa… En derin yaralar kapanıyorsa, en büyük acılar unutuluyorsa… Neden korkulur hayatta? Söyleyin bana!’
 

 
Toplam blog
: 153
: 1481
Kayıt tarihi
: 16.09.06
 
 

Tıka basa dolu bir adam değilim. Balığı gördüysem derine inerim. Uzun süre gölgede kalamam. Okuru..