Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Aralık '09

 
Kategori
Dünya
 

Ankara'da yüksek gerilimli zirve

Ankara'da yüksek gerilimli zirve
 

Talat, Gül'le görüşmesinde istediği cevapları tam olarak alamadı... Ocak ayını bekleyecek!


KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Mehmet Ali Talat’la ilgili Milliyet Blog’da yazdığımız “Kıbrıs'ta Talat operasyonu” başlıklı yazımıza gelen eleştirilerle başlamak istiyorum.

Yazımızda Talat’ın Yürütme konusunda Rumların “Türklerin seçimlerinde, Rumlar da etkili olsun(yüzde 20 oranında. Çapraz oy)” önerisini benimsediğini yazmıştık. Bu önerinin Kuzey’deki yapıyı değiştirmeyi amaçladığını anlatmıştık. Demiştik ki, “Bu öneri ile milliyetçi kesimin önü kesilmek isteniyor…” “Ulusalcı” partiler, yani “vatanım, Türkiyem” diyen partiler seçimlerde yüzde 45 oy bile alsa, “Rumdan oy alamayacağı” için “başarısız” sayılacak demiştik. Ve bu yüzde yüz doğru bir “tez”di!

Cumhurbaşkanı’nın yakınlarından bazıları yazıyı “çirkin” olarak değerlendirmiş. Olabilir! Haklarıdır; yazıyı değerlendirmek! Ama biz, yazıda “çirkinlik” görmedik! Birileri sizlere “saygı” gereği “saygı” duyuyorsa, bu “sizi eleştirmeyecek” anlamına gelmemeli! Eğer ortada “Kıbrıs Türk halkının haklarının budanması” varsa ki var o zaman “eleştirileceksiniz…” Yorumlar da bizi bağladığına göre, eleştirirken “çirkinlik” yapmamak lazım! Ve kimin “nerede” çalışacağı ile ilgili de kimsenin yorum yapmaya hakkı olmadığını düşünüyoruz. (Zira insanların “işleriyle” uğraşmak “gelenek” haline gelmiş gibi. Senin gibi düşünmüyorsa “çalışmasın” “aç kalsın” “sürünsün…” SK)

Tamda bu yöndeki “eleştirileri” duyduğum zamanın ardından bir günlüğüne Ankara’ya ziyaretimiz oldu. Burada çok üst düzey bir diplomatla konuşma imkânımız oldu. Konu “Talat Operasyonu”ndan açıldı! Karşımdaki diplomat “Haklısınız” dedi. Ve başladık, Ankara’da yaşananları konuşmaya. Talat’ın, Ankara’da KKTC Dışişleri Bakanı Sayın Hüseyin Özgürgün, Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Sayın Ahmet Davutoğlu ve iki tarafın diplomatları ile yaptığı zirvede ortalık toz duman olmuş. Zirvede, tam anlamıyla “kriz” yaşanmış. Krizin adı “Yüzde 20” Rumların Türk liderin seçilmesinde “söz hakkı” olmasının savunucusu Talat, bunu ilk önce; TC ve KKTC Dışişleri diplomatların bulunduğu bir ortamda “kabul” ettirmeye çalışıyor. Burada “tam” istediği ilerleme olmayınca, Bakan Davutoğlu ile yapılan toplantıda “yüzde 20” önerisini daha sert savunmaya geçiyor. Hatta kendi ülkesinin Dışişleri Bakanı Özgürgün ile bir birine girerek! Talat zirvede, “Görüşmeler kopuyor. Görüşülecek bir şey kalmıyor. Bir adım atmamız lazım” diye söze başlıyor. Yürütme konusunda Rumların “Türklerin seçimlerinde, Rumlar da etkili olsun(yüzde 20 oranında. Çapraz oy)” önerisini gündeme getiriyor ve bunun Türkiye’ye tarafından da “ısrarla kabul” edilmesini istiyor. Sonra da bu öneriyi, görüşmelerde “hemen” Hristofyas’a sunmak istiyor. Herkes Talat’ın önerisini dinlerken, KKTC heyetinden bir ses, Dışişleri Bakanı Özgürgün söz istiyor. <ı>(KKTC’de 19 Nisan seçimlerinde her iki kişiden birinin oyunu alan ve yüzde 45 oranındaki oyla iktidar olan “Ulusal” Birlik Partisi’nin (UBP) Bakanı…) KKTC Dışişleri Bakanı Özgürgün, “Sayın Cumhurbaşkanı bu formül yanlıştır. Burada Kıbrıslılık yaratılıyor. Kıbrıs Türk halkının egemenliği gözden kaçırılıyor. Bu kötü geriye gidiştir” diyor. Gerekçelerini de ortaya koyuyor. Kıbrıs Türk halkının 1960 haklarının “bile” gerisine gidilmesine “hayır” diyor. Tansiyon yükseldiği anda araya giren Davutoğlu’nun Özgürgün’e dönerek, “Haklısınız. Ciddi bir tavizdir. Ama bir şeyler yapmak lazım” demesi Talat’ın tepesini attırıyor. Talat, Özgürgün için, “Haklı değildir Sayın Dışişleri Bakanı” diye, bakanını azarlamaya çalışıyor. Özgürgün ise, “Sayın Cumhurbaşkanı sizinle buraya tartışmaya gelmedik. Bu öneri Rumlara sunulursa biz bunun karşısında tüm gücümüzle direneceğiz” diye Talat’a cevap veriyor. Özgürgün'ün ortak oy kullanılmasıyla asıl amacın Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) (Talat'ın eski partisi) ile Rum AKEL partisinin (Hristofyas'ın eski partisi) gelecekte iktidarının alt yapısının yapılmaya mı çalışıldığı sorusu üzerine Talat'ın, "Öyle bir şey yok. Abartıyorsunuz" diye cevap verdiği bildiriliyor. Davutoğlu ve diplomatların önünde yaşanan tartışma üzerine, Davutoğlu taraflara “sakin olalım” diyor. Özgürgün’ün “yüzde 20” konusundaki “hayır”ı daha “değerli” hale geliyor. Başta Türkiye Dışişleri Bakanlığı tarafından “olumlu” bakılan “yüzde 20” konusunda Talat istediği “cevapları” alamıyor. Davutoğlu da, toplantının ardından bürokratlarına, gece geç saatlerde, “Sayın Cumhurbaşkanı’na (Gül) hemen bilgi verin” talimatını veriyor. Çünkü Talat ve Özgürgün bir gün sonra Gül’ün karşısına çıkıyor. Bu görüşmeden sonra, Talat’ın “hemen Rumlara bu öneriyi götürelim” isteği kabul görmüyor. Cumhurbaşkanı Gül’ün Talat’a söylediklerinden de “hoşnut” olmadığı gelen bilgiler arasında. Türkiye de artık halkların bir birine “güvensizliğini” görüyor. Türk ve Rum tarafında yapılan “anketlerin” sonuçlarını yakından biliyor. Görüşmelerin boşa kürek çekmek anlamına geldiğini de biliyor. Ama birileri, görüşmeler “destekleniyor” diye, “yükseklerden” uçuyor. Bu uçuş umarız, Ocak ayı içerisinde artmaz. Türk tarafı artırmayı planlıyor, ancak ondan önce Ankara’da yapılacak “yeni” zirveden olumlu bir sonuç çıkması lazım.

Talat’ın “tek” başına “görüşmeleri” yürütmeye çalışmasına Ankara’nın (geç bile olsa) “dur” dediği ve Başbakan Derviş Eroğlu’na da Ankara yolu gözüktüğü gelen haberler arasında.
Başbakan Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın da bu yöndeki isteğini Talat’a “seslendirdiği” biliniyor! Sayın Talat "Ocak" ayını bekleyecek. Hareketli günler bizi bekliyor!
 
Toplam blog
: 40
: 708
Kayıt tarihi
: 08.02.09
 
 

SEFA KARAHASAN, 1997’den beri gazeteci milletinin aktif üyesi. Gazeteciliğe halen Milliyet gazete..