Ankara'nın Dikmen'i

ABB Başkanı Gökçek'in Ankara'daki 'yıkım savaşları' devam ediyor.
Elinden gelse de, gelmese de halkı tedirgin etmek için büyük uğraşlar veren Gökçek son olarak, Dikmenliler'in cemevini kundaklayarak suçu belediyeye atacağını iddia etmiş.

TV'sindeki(!) bir programa katılan Gökçek, Barınma Hakkı Bürosu'nun yöre sakinleri tarafından yakılmış olabileceğini, bölgede yaşayan Aleviler'in ibadet için kullandığı cemevinin boş bir gecekonduyu işgal ederek kurulduğunu ve
buranın da yıkılacağını söylemiş.

Gökçek, yakın bir zamanda cemevinin de kundaklanacağını ve bu olayın 'provokasyon yaratmak isteyen' yöre sakinleri tarafından yapılacağını öne sürünce, Dikmen Vadisi'nde yaşayan halk gece geç saatler olmasına karşın cemevi önünde toplanıp, Cemevi yakınına barikatlar kurarak nöbet tutulmaya başlamış.
Ailevi dernekleri, "Gökçek saldırı olacağını biliyorsa neden savcılığa suç duyurusunda bulunmuyor.

Kendisi provokasyon yapıyor" diye tepki gösteriyormuş.

Sahi Gökçek, Ankara dağ başı mı, yoksa yol geçen hanı mı?
Yıkmakla, yok etmeyle neyi ispata çalışıyorsunuz, ODTÜ' yü yıkacağım demek,
şimdi de Alevi kardeşlerimizin ibadethanelerini yıkacağim demek size ne kazandırır biliyor musunuz?

Beyninizdeki yıkım kararları listesinde başka nereleri var?

Mesela Anıtkabir de var mı, orayı da araştırdınız mı?

Gökçek'in başkanlık hariç, yıktırmak, döktürmek hatta dövdürmek gibi her işle uğraştığını belirten Dikmenliler, "Sanata, eğitime, çağdaşlığa bu kadar karşı olan bir kişi şimdi de ibadethanelere karşı.

Huzursuzluk yaratmak bunların mayasında mı var, anlamak mümkün değil." diyor.

Uzun süre başkanlık sıfatı taşıması ve zamanla üstesinden gelemeyeceği sorunlarla karşılaşması bıkkınlık yaratmış, bir daha seçilememe endişesiyle ne yaptığını bilemez hale getirmiş olabilir mi?
Her şey ihtimal dahilinde.
Aslında; Gökçek giderayak bu oyunları oynamasa, şimdiye kadar yaptıkları yanına kar kalarak ayrılıp gitse, 'oy'unu yediği halkı artık üzmese, Ankaralılar'ın gözüne bir daha gözükmese...
Olmaz mı?