Ankara'nın taşına bak...

Ankara’nın Taşına Bak…

Dün akşam yolum DSP Çankaya İlçe binasının önünden geçmişti. Saat 18:00 olmasına karşın parti binasının ışıkları sönük, kapıları kilitliydi. Aklıma geçen yerel seçimler geldi, gözlerim doldu…

Örgüt binalarının geneli seçim arifesinde çalışamaz durumdayken, DSP Örgüt Kurulu Başkanı Sn. Melda Bayer ise, Kırklareli’nde yaptığı konuşmada; ”Halka hizmet etmek, bazı düzensizlikleri düzeltmek için belediyelere talibiz. Anketler bize vız gelir. Bizim için önemli olan halkın düşüncesidir” demiş.

Ortada bunca olumsuzluklar varken, örgüt kurulu başkanının tüm bunları görmemezlikten gelerek bu tür açıklamalar yapabilmesini inanın anlamakta güçlük çekiyorum.

Benim bildiğim yerel seçimler geldi mi; Partimiz belediye başkanlarını ve meclis üyeliklerine aday olmuş partililerini seçtirebilmek, partimizin oy oranını yükseltebilmek için tüm partililer geç saatlere kadar can siper hane çalışırlardı. Genel merkez başta olmak üzere, il ve ilçe binalarımız, seçim için kiralanan bürolar karınca yuvaları gibi insan kaynardı. Her ilçe kendi seçim çalışmaları için yaptıkları eşgüdüm şemasına göre çalışma guruplarını oluştururdu. Oluşturulan bu disiplinli düzen çerçevesinde; sivil toplum örgütleri, basın ve medya kuruluşları gezilir, ev toplantıları yapılır, esnaflar ve pazar yerleri ziyaret edilir, aday tanıtım broşürler dağıtılır, parti bayrakları ve aday posterleri asılır, mitingler düzenlenir, konvoylar oluşturulurdu. Bu çalışmalarda görev almak isteyen gönüllü partililer çalıştığı iş yerlerinden senelik izinlerine mahsuben izinler alır, emekliler gençlere taş çıkartırcasına bütün eforlarını o günlere saklar, bayan partililer, erkeklere nispet ayak basmadık ev, sokak, mahalle bırakmazlardı. Bu hummalı çalışma ortamı seçim gecesine kadar büyük bir şevkle sürer giderdi. Kaderin cilvesine bakın ki, bunu en iyi bilenlerden birisi Sn. Melda Bayer’dir. Çünkü 2002 yılındaki yerel seçimlerde Sn. Melda Bayer Çankaya Belediye Başkan adayıyken, ben 1. sıra belediye meclis üyesi adayı idim. O yıllarda neyin nasıl olduğunu beraber yaşayarak görmüştük.

Ne acıdır ki, mevcut DSP’de bu ruh, bu inanç, bu şevk ve bu ortam olması gereken anlamda ve manada artık yok.

Bunun nedenlerini irdelediğimizde ise karşımıza;

*Partilinin seçimlere iyi motive edilmediği,

*Seçim takvimine kadar olan sürede yeterli örgütlenme, üye yazılımı yapılmadığı,

*Genel Başkandan başlayarak, Genel Merkez Örgüt Başkanı, İl Başkanı, İlçe Başkanı arasında ki ilişkilerin sıhhatli olmadığı,

*Aday seçimlerinde izlenen politikanın parti tabanını tatmin etmediği,

*Neden sadece Ankara’da aday çıkartılmadığının mantıksızlığı,

*Partilinin parti yönetimine olan inancının tam olmadığı,

*Genel başkan başta olmak üzere, parti yönetiminin yaptıkları basın toplantılarında ki çelişkili ve tutarsız açıklamaları,

*Bazı adayların DSP’nin ilkeleriyle örtüşmeyen seçim çalışmaları,

*Belediye meclisi ve il genel meclisi üyeliği listelerinde örgütün dışlanması” ana başlıkları çıkacaktır.

Tüm bu ana başlıklardan daha da acı olanı ise; yetkililerin halkı ve partilileri yanıltmaya devam etmeleridir.

Örneğin Genel Başkan Sn. Zeki Sezer, sırf seçim egosunu tatmin etmek uğruna, DSP’yi bir meçhule sürüklemeye devam etmektedir. Bu gidişe dur demesi gereken parti yetkililerinin pek çoğu ise; ya o duruşu gösterecek yüreğe sahip olamadıklarından, ya da boğazlarına kadar battıkları “şaibeli seçim” harcamalarından dolayı sessiz kalmaktadırlar.

Siz bakmayın yetkililerin sağda solda örgütümüzle, partilimizle seçimlere hazırız teranelerine. Gerçekleri görmek için öyle fazla uzaklara, Genel Başkanın bile hiç ayak basmadığı Doğu ve Güneydoğu illerine gitmenize gerek yok. Sözünü ettiğim Ankara’nın en büyük ilçesi Çankaya’ nın içler acısı halini görmeniz yeterli olacaktır.

Düşünsenize gözümüzün önündeki Ankara bu haldeyse…

Hasan Uğurtürk