Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '06

 
Kategori
Ankara
 

Ankara'nın taşına toprağına bak!

Ankara'nın taşına toprağına bak!
 

Kentin sakinleri ve konukları biliyor... Ankara hallaç pamuğu gibi atıldı... Her yerde bir kazı, yol onarımı çalışması... Yaz boyunca duran belediye kepçeleri, okulların açılmasıyla sağa sola vuruluyor. Ankara'da trafiğe "yeni düzen(sizlik)" verilirken, araç ve yaya trafiği tam bir kördüğüm haline getirilmiş bulunuyor.

Plansız, imarsız, alt yapısız bir kent bütün mahsunluğu ile çırılçıplak gözler önüne serilmiş bulunuyor. Sürücüler bilir 5 dakikalık mesafeler 50 dakikaya çıkmış durumda. Sabahın ve akşamın "yoğun"luğu alabildiğine uzamış durumda. İnsanlar işlerine, çocuklar ve gençler okullarına erişebilmek için çok daha fazla zamnalarını yollara vermek zorunda. Hangi yollara? Delik deşik edilmiş, sağına soluna devasa curufların, moloz yığınlarının biçimsizleştirdiği yollara. Öyle ki trafik ışıklarına bile neredeyse ihtiyaç kalmamış durumda! Tam bir orman düzeni geçerli adeta. Kuşkusuz yetkililer ellerinden geleni yapıyorlar. Ama yanlışlar yığınak hatalarında, hatalar zamanlama anlayışında başlıyor. Ve trafik çilesi bitmiyor. Başkent çözülmekte... Çökmekte... Toz toprak her yanı sarmış. Çamura bulaşmadan evine ve işine gidebilen neredeyse yok gibi. Neden? Metro geçecek... Neden? Alt geçit yapılacak...İyi güzel de bütün bunlara başlamak için niye sonbahar beklendi. Yazın kentin en boş olduğu zamanlar yeterince değerlendirildi mi?

Tabii bir başka sorun daha var: Yapılmakta olan işlerin eşğüdümü yeterli mi, değil mi? Kent plancılarından, çevre mühendislerinden (profesyonel anlam dışında) yararlanıldı mı? Basın ile işbirliği dahilinde yapılmakta olan işler kamuoyuna duyuruldu mu? Bu sorulara verilecek yanıtlar belirsizliğini koruyor. Melih Gökçek, belediyesi özellikle üst yapı konusunda belli bir iddiayı da taşıyageldi. Ama yapılan işlerin demokratik tarzda hemşehrilerle paylaşılması ve mali denetimin saydamlığı konusunda sanırım yeterli performansı sağlamadı. Öte yandan belediyenin sunduğu doğalgaz da dahil kimi hizmetlerin fiyatlandırılmasında "abartıya" kaçıldığı, dahası diğer kamu kurumlarıyla ilişkilerde "inatlaşmaya" varıldığı da yazıldı, durdu. Kim istemez büyüyen Türkiye'ye koşut gelişen Ankara'yı...Ama kentin kaderine karalar bağlatırcasına düzensiz yapılan işller, bu ideallerle bağdaşmıyor. Demokratik kurumların merkezlerinin ev sahibi de olan başkentte, büyükşehir hizmetlerinin, demokratik planlaması yapılmamış gibidir. Küresel olma iddiasındaki bir başkente yaraşacak şekilde kültür ve sanat kurumlarının da naçar bırakıldığı başka bir gerçektir. Ankara'yı sanayi bölgeleriyle, sosyal yapılarıyla, toplu konutlarıyla, yeşil alanlarıyla, yollarıyla gerçek anlamda yüceltmek sanırım hizmet planlaması ve sunumunun merkezinde demokratik ve sosyal bir anlayışı yeşertmekle olanaklı olabilir.

 
Toplam blog
: 374
: 491
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Merhaba! Toplumsal, siyasal, ekonomik ve kültürel olgularla ulusal ve evrensel düzlemde ilgilenme..