Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '17

 
Kategori
Siyaset
 

Ankara Savaşları’nın Sonuçları Hep Ağır Olmuş!

Ankara Savaşları’nın Sonuçları Hep Ağır Olmuş!
 

Sultan İkinci Murad'ın tahta çıkışından yararlanmak isteyen Bizanslılar, Mehmed Çelebi zamanında hapsettikleri yeğeni Mustafa Çelebi'yi serbest bırakıp ayaklanması için desteklediler.

Amaçları Osmanlı Devleti'nde taht kavgası çıkarmaktı.  Toprak kaybettikleri için kuyruk acısı olan Anadolu beyliklerinden de bazıları Mustafa Çelebi'yi desteklediler. Osmanlı yönetimine küskün olan bir takım komutanlar ve askerler de Mustafa Çelebi'yi padişah olarak görmek istiyorlardı.

Sultan İkinci Murad'ın üzerine gönderdiği birlikleri Rumeli taraflarında yenen Şehzade Mustafa Çelebi, Edirne'ye gelerek geçici bir süre hükümdarlığını ilan etti. Ancak daha sonra Ulubat civarında karşılaştığı Sultan İkinci Murad'ın ordusu karşısında direnemedi ve pes etti.

Sultan İkinci Murad 1421 yılında, Mustafa Çelebi ayaklanmasında başrol oynayan Bizans'ın üstüne yürüyerek İstanbul'u kuşattı.

Tarihte bu olaya,  aynı zamanda “Düzmece Mustafa Olayı” da denilmektedir.

Buraya kadar anlattığım eski tarihten bir kesitti. Şimdi sıkı durun. Bakın nasıl tarih tekerrür ediyor:

Melih Gökçek,  istifa etmemek için bir süre ayak diredi. Gerçi dün bürokratlarıyla vedalaştı, ama bu yazıyı kaleme aldığım dakikalarda hala istifa haberi medyaya düşmemişti. İşte yeni tarih de burada başladı:

Muhalif medya ve siyasiler Gökçek’in Direnme olayını  kullanmak istediler.

Gökçek’in istifasını ertelemesinden yararlanmak isteyenler o kadar çok oldu ki… İçlerinden “ah, keşke istifa etmese, ayak direse” diyenler, neredeyse referandumda “hayır” diyenlerin sayısına eşit oldu.  Düne kadar onu “Günahım kadar sevmiyorum(!)” diyenler, ona açık ve gizli destek verip direnmesi için teşvik ettiler.

 

“Aslında, Melih Gökçek İstifa Etmeyecek! Direnecek!” dediler.

Amaçları, koltuk kavgası çıkartmaktı. İstifası istenen İl Başkanları ve Belediye Başkanlarından da bazıları Gökçek’e destek verdi. Kendi partisine küskün olan bir takım siyasiler de arkadan desteklerini esirgemediler. Israrla Melih Gökçek’i Başkan olarak görmek istiyorlardı.

Gökçek, geçici bir süre oyalama taktikleri ile başkanlığını sürdürdü. Bu arada Reis’in partisi üzerinde var olduğuna inanılan mutlak otoritesi de kamuoyunda zarar gördü; yıkılmadı, ama sarsıldı.

Kim demiş, tarih tekerrürden ibaret değil diye? İşte, size tekerrür!

Bugün Türkiye’nin gözü kulağı Ankara’da olacak.  Melih Gökçek, istifa edecek mi, etmeyecek mi? Etse de sevinenler olacak, etmese de bundan fazlasıyla nemalanlar olacaktır. Düne kadar “Gökçek gitsin” diyenler,  bugün ona methiyeler dizecekler. Çünkü Gökçek’in bunu onur meselesi yapacağını hesaba katarak, mağdur algısını canlı tutacaklar. Olur da Gökçek, aleni veya gizli AK Parti aleyhine çalışabilir, ümidiyle.

Tam tersi de olacak: Düne kadar, “En büyük Başkan, Bizim başkan” diyenler, bugün zaten şöyleydi de, böyleydi de” yazacaklar.

Ha, bir de unutmayalım. İkinci Murat ve yeğeni Mustafa Çelebi arasında geçen “vak'a-i ciğersûz”un temeli aslında“Ankara Savaşı’na” dayanıyor. Bu da kaderin ayrı bir cilvesi!

Ankara savaşlarının sonuçları hep ağır olmuş. Tarihte yaşanan birinci Ankara Savaşı’nın sonucu olarak Türklerin İstanbul’u fethi elli yıl gecikmiş.

Şimdi, gecikmeye tahammülümüz yok!

Hala, Melih Gökçek’in direnmesini destekleyecek misiniz?

 

 
Toplam blog
: 81
: 623
Kayıt tarihi
: 18.10.17
 
 

1963 yılında dünyaya geldim. 1985 yılında Atatürk Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü'nde..