Ankara Ticaret Odası hesap bilmez mi?

Dün Ankara’da yaşayan bir arkadaşım, bir resim çekip bana göndermiş ve resmin altına da şunu yazmış:

“Yandaşlıkta sınır yok”

Resimde Ankara Ticaret Odası (ATO)’nun Ankara sokaklarındaki reklam panolarına astırdığı bir duyuru var. Aynen şöyle diyor: ‘IMF’YE BORCUMUZU SIFIRLAYAN BAŞBAKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN VE HÜKÜMET ÜYELERİNE TEŞEKKÜR EDERİZ.’

Ticaret odasına, tüm tacirler üye olmak zorunda, yani hepsi ticaret erbabı olduklarına göre hesabını bilen insanlardır. Peki, bu nasıl hesap dostlar?

Türkiye­’nin 10 yıl ön­ce IM­F’­ye 23,5 mil­yar do­lar bor­cu var­dı. Tür­ki­ye­’nin özel sek­tör dâhil o yıl­ki top­lam dış bor­cu da 130 mil­yar do­lar­dı. AKP Hükümeti, Cum­hu­ri­yet dö­ne­mi bo­yun­ca ya­pı­lan ka­mu­ya ait baş­ta sa­na­yi ol­mak üze­re tüm te­sis­le­ri ar­ka ar­ka­ya sa­tı­şa çı­kar­dı. Bun­la­rın ço­ğu, ik­ti­da­ra ya­kın yer­li ve ya­ban­cı ser­ma­ye ta­ra­fın­dan yok pa­ha­sı­na ka­pı­şıl­dı. AKP ik­ti­da­rı­nın 10 yıl­lık dö­ne­min­de Tür­ki­ye­’nin dış bor­cu, 2012 so­nu iti­ba­riy­le 336 mil­yar do­la­ra yük­sel­di. Bu bor­cun 101 mil­yar do­lar­lık kıs­mı­nın ka­mu­ya, 7 mil­yar do­la­rı­nın Mer­kez Ban­ka­sı­’na, 217 mil­yar do­la­rı­nın da özel sek­tö­re ait ol­du­ğu açık­lan­dı.

Özel­leş­tir­me İda­re­si Baş­kan­lı­ğı­’nın ka­yıt­la­rı­na gö­re, bu dö­nem­de ara­la­rın­da Türk Tele­kom, TE­KEL, SE­KA, PET­KİM, TÜP­RAŞ ve Er­de­mir gi­bi sa­na­yi te­sis­le­ri, li­man­la­rın ta­ma­mı, 195 ka­mu te­si­siy­le 2 bin 629 adet ar­sa, bi­na ve loj­man ses­sizce el­den çı­ka­rıl­dı. Ka­mu­ya ait bu var­lık­la­rı­n sa­tı­şın­dan 38 mil­yar 84 mil­yon do­lar­lık ge­lir el­de edil­di. Cum­hu­ri­yet dö­ne­min­de mil­le­tin öde­di­ği ver­gi­ler­le ya­pı­lan te­sis­le­rin sa­tı­şın­dan el­de edi­len ge­lir, IM­F’­ye olan 23,5 mil­yar do­lar­lık bor­cu ka­pat­ma­ya yet­ti. Ar­tan kıs­mıy­la da büt­çe açık­la­rı fi­nan­se edil­di. Yani AKP Hükümeti,  2012 sonu itibarıyla aslında 336+38,84= 374 milyar 84 milyon dolarlık borç yaptı.

Elindeki tüm mal varlığını sattığı halde piyasaya borcu üç kat artan ve bu duruma sevinen ticaret erbabı düşünebiliyor musunuz? Yani bir tüccar Ali’ye borcu üç kat arttığı, elinde satacak mal varlığı kalmadığı halde Veli’ye borcum bitti diye bayram yapabilir mi? Ha Ali-Veli, ha Veli-Ali, ne fark eder. Böylesine bir komedi ancak bizde olur. Hadi diyelim 125 bin üyesi olan, hesap uzmanlarının çalıştığı Ankara Ticaret Odası, bu hesabı bilemedi –olamaz ya- ve Ankara halkına bu sevinçli! haberi duyurmak için ilan panolarına ilan verdi.

Ya İzmir? İzmir’e ne oluyor? Bu günden itibaren İzmir halkı da otobüs duraklarında ve parklardaki panolarda aynı sevinçli! haberi okumaya başladı. Bu muhteşem haberi İzmir usulü kutlayacak dostlara bir ikazım var: Gündüzden zulayı sağlam tutun çünkü 22.00’den sonra kutlama materyallerinin perakende satışı artık yasak, milli içkimiz ayranla baş başa kalabilirsiniz. (Oh be, ileri demokrasideki özgürlük de bir başka oluyor canım). 

İZMİR, 25 Mayıs 2013.