Anla(t)mak Zor!

Fenerbahçe'nin bu seneki durumunu anlamak da imkansız anlatmak da... Aragones'in takıma bir şey katmadığı gerçek, futbolcuların formsuz oluşu da ortada hatta yapılan transferlerden istenen verim elde edilemediğini de kabul etmek mümkün ama haydi diğer futbolcuları bir tarafa bırakın Edu, Lugano, Semih, Güiza ve Alex'in olduğu bir takımın Süper Lig'de 6 maçta 4 ya da 7 maçta 5 (bugün buna ne kadar yakın olduğunu gördük) yenilgi alması hiç de normal değil. Kanımca bu durumu teknik ya da taktik açıklamak ve ya futbolcu formsuzluklarına bağlamak mümkün değil. Geçen haftalarda da belirtmeye çalıştığım gibi bu sene sarı lacivertlilerin sene başında gerçekten kötü oynamayla ve uyumsuzlukla başlayan ama daha sonra bir kartopu gibi büyüyen, kontrolden çıkan ve tüm takımın özgüven problemine girmesine neden olan bir sorunu var ve bunun adı kaos. Bu belirsizlik ortamında Fenerbahçe'nin sakat futbolcuların iyileşmesinden de daha çok ihtiyaç duyduğu şey futbolcuların kendilerne olan güvenlerini geri getirecek tarzda sonuçlar ve galibiyetler. Bu açıdan bakıldığında Kocaelispor karşılaşmasının hem 3 puan hem de galibiyet golünün dakikası yönlerinden çok önemli olduğunu söylemek gerekir. Zira Fenerbahçe içinde bulunduğu belirsizlik ortamından kurtulacakca bu ancak yapıaln mücadelenin karşılığının alındığı bugünkü gibi maçlarla olacaktır.

Maça baktığımız zaman göze ilk çarpan olay, tıpkı Fenerbahçe'nin bundan önceki rakiplerinin olduğu gibi, Kocaelispor'un hücumdaki başarısı oldu. Zira Fenerbahçe maçına kadar her maçta ortalama 0, 83 gol atan yeşil siyahlılar Fenerbahçe'ye tam 2 gol atmayı başardı. Bu demek oluyor ki rakiplerin hücum hatlarından ziyade Fenerbaheçe'nin hem orta saha hem de bizatihi savunmasından kaynaklanan defans problemleri var.
Her şeyden önce R.Carlos artık işlevini yerine getiremeyecek durumda. Ters tarafta oynayan Önder ya da Gökhan da istenen performanstan uzak. Savunmanın önünde tek ön libero Selçuk ya da oynadığı zaman Maldonado da beklentileri karşılayamadığı için Fenerbahçe geride kalan 7 maçta 11 gol yedi ki bu başa güreşen bir takım için asla kabul edilebilir bir rakam değil.

Formsuz Futbolcular

Burada lafı fazla uzatmaya gerek yok. Kazım Kazım, Selçuk, Deniz, R.Carlos, Önder ve Gürhan mevcut form düzeyleri ile Fenerbahçe'ye hiç bir katkı sağlayamıyorlar. Kazım Kazım gayretli olsa da bu oyuncunun hem yetenekleri sınırlı hem de lakayıt kendisi izleyenlere asla güven vermiyor. Bugün yanılmıyorsan sakatlık dolayısıyla oyundan alındı ama Kazım oyundan çıktıktan sonra Fenerbahçe ataklarının daha organize olması ne demek istediğimi anlatıyor. Selçuk zaman zaman parlasa da hem savunmadaki önemli görevi hem de hücuma katkı işlevi göz önüne alındığında beklenenden çok uzak. Deniz'in maç eksiği olduğu belli ancak bugün oyuna girdikten sonra o kadar etkisiz oldu ki eğer son dakika golü gelmese kendisi beraberliğin tek sorumlusu ilan edilebilirdi. Dünya futbol tarihinin duayen isimlerinden R.Carlos'un bu düzeyde bir oyun oynadığına şahit olmak çok üzücü. Bakıldığında rakip ataklar devamlı onun kanadından geliyor ve kendisi müdahalelerde çoğunlukla yetersz kalıyor.

Ve Semih Şentürk

Semih'e baktığım zaman onda Tuncay Şanlı'yı görüyorum bazen. Oyun stilleri çok farklı olsa da o da tıpkı Tuncay gibi gözümüzün önünde adım adım yıldız olan bir futbolcu oldu. Ayrıca maç içindeki mücadelesi, takıma ön ayak oluşu ve kötü giden skora itirazı da tıpkı Tuncay'da olan özellikler. Bugün, bir forvet oyuncusu olan Semih'in Güiza'ya yaptığı asisti değme 10 numaralar atamaz ki kendisi bu pası bir rakibi geçtikten sonra verdi. Bu pasın haricinde düz ve çapraz koşuları, oyunu açan ters pasları ve elbette başarılı son vuruşlarıyla Semih bugün Fenerbahçe'yi galibiyete taşıyan isim oldu ve bu performansını devam ettirdiği sürece onu Türkiye'de tutmak çok ama çok zor olacağa benziyor.