- Kategori
- Deneme
Anladım mı?
Nasılsa öyle değil mi kedicik?
Gidelim. Gidelim. Dada, gidelim.
Yağmur az yağdı, gitti. Biz de az yağmadan gidelim. Gidiyoruz....Az uyudum, biraz daha uyumak istiyordum, oysa bahardan beri uyuyordum, olsun, yine de biraz daha uyumak istiyordum, bırakmadı bir kez daha o; ne yapalım, çıkalım. Sabah trenlerle ilgili bir yazı okumuştum, şimdi trendeyim, akşama az kalmış.
Yazı kesinlikle bu trenden güzeldi.
Memleketten bir maç vardı tv.de, canlı canlı, izleyecektim yanımda beyazla, fındıklı, olmadı, o ve o, orayı işaret etti; işte mekandayız, açık alanda. Son zamanlarda, güllü günlerden sonra bu kalabalık kaba gelmeye başladı bana, gelmeyin, diyorum, o zaman git, diyorlar.
Getiren tren, götürür mü beni?
Beni ben değil, yanımdakiler kurtarır cesaretiyle dalıyorum hayata, taaa oralara. Adresi yanlış almışım, kabul etmem de hani, hatamı, durum bu, o anda gülemem de manzaraya; ama eve dönünce, bir bardak çay eşliğinde basarım kahkahamı yaşam salaklığıma.
Sorsana!
Sormak zordur ya da en kolayı sormak, istemem, dolaşırım kapı kapı, iyidir, yalandır. Onun içindir o kedi, orada beni bekler. Şiir okumadan geç, hikaye etme şimdi bizi ve deneme, geç otur yerine. Yoğurt, o günden kalan yoğurt hatırlattı bana onu, sustum ve oturdum. Yüzüm güler.
Kolaydır konuşmak ve yazmak; gerisini ben değil, o getirecek de....
1. Not: Kalabalığın kabalığıyla ben'in anlaşmasını son anda o bozdu, dönünce anladım.
2. Not:
Sakladım tam buraya
anlamı, anlamak için,
tepemde geziniyordu
onun hayali,
yok, hayal olan ben
adresi bozuk
hayatın kapısında
sormadan arayandım,
nasıl şey bu?
Beceremiyorum, sanmam, e
gitmem de.
Ş.Y.