Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Mart '16

 
Kategori
Edebiyat
 

Anlam

Anlam
 

Bilge eğitimci F.W.Foerster, “Biz dünyaya anlamak için geldik.” * derken bilinmezi bilinir kılacak yapıcılığı, yaratıcılığı dile getiriyor.

Anlam işi, kişinin anadilini tanıması – kullanması – ile yaşam bulur. Anadilini kullanamayan, kurallarıyla birlikte uygulayamayan kişi, anadilinden uzaklaşacağı gibi anlam işini de gerçekleştiremez. Kısaca, anadilinden uzaklaşan kişi anlama gücünü yitirir.

Türkçe sesçil bir dil olduğundan anlaşılması kolaydır. Türkçe, yalın, özü biçimine, biçimi özüne uygun bir dildir. Bu kolaylığı başarabilmenin yolu kuşkusuz anadili bilincinden geçmektedir.

Anlama olayı, dinleme ya da okuma yoluyla metin / düzyazı, paragraf, tümce, sözcük boyutlarında edilgen biçimde gerçekleşir. Şimdi sırasıyla anlamanın bu birimlerde nasıl gerçekleştiğine bakalım.


METİNDE / DÜZYAZIDA ANLAM

Şiirden başka bir anlatım yolu olan düzyazı, dilbilgisi kurallarına göre paragraf, tümce ve sözcüklerden oluşan anlatım türlerine verilen genel addır.

Bu genel ad, metin / düzyazı, “şiirden düzyazıya geçiş düzyazının tiyatro türünde önem kazanmasıyla geçekleşmiştir.” (Cevat Çapan, Değişen Tiyatro)

Bizim yazınımıza da Tanzimat’tan sonra Batı kökenli düzyazı türleri girmiştir. Bu düzyazı türleri Türkçenin sözdizimi kuralları içinde işlenip geliştirildi.

Bunlar düşünsel ve yazınsal olmak üzere iki genel başlık altında toplanabilir:

Düşünsel türler:

Düzyazıda bir amaç için oluşturulan, bilgi veren gazete ve dergi yazıları olarak da adlandırılanlardır.

Bunlar:

makale, deneme, eleştiri, köşe yazısı, söyleşi, gezi yazısıdır.

Bir de gerçek yaşam ve yaşantıdan kaynaklanan

anı, günlük, yaşam öyküsü, gerçek özyaşam öyküsü, mektup

türlerini sayabiliriz.

Yazınsal türler

ise, gerçekleri düş gücüyle kurmaca bir dünyaya dönüştüren, duygusal, çağrışımsal anlatım özelliği taşıyan yazılardır.

Örneğin,

öykü, roman, masal, dramatik türler, şiir

olarak adlandırılabilir.

Şiir,

tüm düzyazı türlerinin işlevini üstlenen insanın ilk anlatım yoludur.

İnsanoğlu önce sesini geliştirerek onu bir araç gibi kullandı. İnsanoğlunun geliştirdiği, bir araç gibi kullandığı ses ilkel insanın şiiriydi.

Yazınsal ilk tür şiirdir.

İlkel insandan bu yana gelişen bütün yazınsal türler şiirden doğup gelişmiş, şiir onların anası olmuştur. **

Lirik şiire örnek

can
*
hani gözlerin vardı
gülen ağlayan

hani ellerin vardı
kolların
saran okşayan

hani sesin vardı
çın çın kulaklarda
yüreklerde sıcak

hani sen vardın
yakın yakın
günlerden gecelerden önce

türkay korkmaz, doludizgin
*

Metinde anlam konusu,

şiirden doğan düzyazı türleri

paragraf, tümce, sözcükte anlam boyutlarında ayrı ayrı ele

alınacaktır.


* İyi İnsan – İyi Vatandaş , Çeviren, M.Hekimoğlu, İst. 1964, s. 34

** (Cristopher Caudwell, Yanılsama ve Gerçekçilik; George

Thomson, Şiir Sanatı)
 

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..