- Kategori
- Sivil Toplum
Anlamak yada anlatamamak...
Bayağı bir zamandır vakitsizlikten yazılamıyor... Bu süre içerisinde bir sürü tartışma, biriken konular, umutsuzluklar, sıkıntılar, mutluluklar birikti de durdu...
Ben neler mi yaptım? Aile içi şiddet çalışmaları, boşanma dava randevuları, eeee o randevuların raporları, istatistikler, sıkıntısı olan çocuklar, hımmm bir de müdürüm sigarayı yasakladı... bana da bahane lazımdı, Cuma ve Cumartesi akşamları rakı sofralarını saymazsak 5 Şubat Pazartesi günü dahil sigara içilmiyor...
Kafamda da bir sürü düşünce var bu arada... Hrant Dink ile başlayan anormal süreçte yaşanan bir sürü gariplik... Petrol yasası geçti meclisten apartopar, çaktırmadan... (Merak etmeyin Sayın Cumhurbaşkanımız geri gönderdi...) Ülkeyi satabilmenin değişik bir yolu tabe karışıklık çıkartmak... Amerikan askeri ateşeleri geldi gitti; herkesin gözünün önünde ama gel gör ki kimse göremedi... Uyutulmayı bu kadar güzel becerebilen başka kaç topluluk var diye düşününce, en önce aydını olmayan ABD geliyor aklıma...
Milliyetçiler ile milliyetçi olmayanlar, ötekileştirenlerle ötekileştirmeyenler, evrensel düşünenlerle benim gibi kendi sınırlarının içerisine sıkışmış, herhangi bir şekilde gelişemeyecek diğerleri... Ayrılmalar ne kadar da hoş gözüküyor uzaktan... tamamen bağları çözüldüğünde çok daha iyi müdahale edilebilecek...
Aaaa tabi bir de nasıl bu kadar geri kafalı kaldığımı da anlatmam gerek... Ermeni Mahallesinde yetişmiş annenin anlattığı güzel komşuluk ilişkilerini dinleyerek büyüyen, Fransız Koleji yıllarında çok sevdiği Fransız öğretmenleri haricinde, Ermeni, Musevi, Türk Hristiyan bir sürü arkadaşı olan, Aczimendiler dahil herkesle iletişim içerisine girebilen, hatta defalarca "saçlar uzun, sakallar yerinde; gel n'olur bize katıl, senelerce seninle uğraşmayız!!!" diye aldığı dergah davetlerini gülerek karşılayıp, onlara nazik davetleri için teşekkür eden; alevilik diye bir şeyin var olduğunu ve bunun megerse toplumsal anlamda ciddi bir şey olduğu ama insanın insan olarak değer görmesi gerektiğine inandığı için bu ehemmiyetli konuyu bir türlü anlayamayan; üniversitede tüm siyasigörüş mensubu üyeleri tarafından hem nefret edilen hemde saygı duyulan; sendikal çalışmalarda ayrımcılık yapılmasına ve bu ülkeye ihanet edilmesine karşı çıktığı için ayrımcılıkla suçlanan benim tabiiki milliyetçilik ve diğer konulardan anlamam beklenemezdi...
Yazacak daha o kadar çok şey varki... Sadece ufak notlar:
Genişletilebilir... Komplekslerinden arınabilmesi için kimi insanların kendisilerini bilmesi gerekiyor. Milliyetçi söylemi belirli bir gruba bırakarak bu biliş gerçekleşemez ne yazık ki... Bu nedenle Mustafa Kemal bir tarih kurumu kurmuştu Türk ile başlayan... Onca komplekslerin altında ezilmiş topluluktan sağlam motivasyon ile muhteşem işler yapan bir ulus çıkartmıştı... İnönü ile kuyusu kazılmaya başlanan ve diğer hükümetlerce üzerine tuz biber ekilen... ve gelinen nokta burası... Evrensel düşünceyi kendinden uzaklaşmak zanneden, kendine yabancı, aşağılık duygusu ile bünyesine uymayan ve karşı taraf tarafından asla kabul edilmeyecek bir kalıba girmeye çalışan insanlar topluluğu...
Zor ama ben genede ümidimi kaybetmeyeyim bari... ne diyeyim...