Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Şubat '07

 
Kategori
Sivil Toplum
 

Anlamak yada anlatamamak...

Anlamak yada anlatamamak...
 

Bayağı bir zamandır vakitsizlikten yazılamıyor... Bu süre içerisinde bir sürü tartışma, biriken konular, umutsuzluklar, sıkıntılar, mutluluklar birikti de durdu...

Ben neler mi yaptım? Aile içi şiddet çalışmaları, boşanma dava randevuları, eeee o randevuların raporları, istatistikler, sıkıntısı olan çocuklar, hımmm bir de müdürüm sigarayı yasakladı... bana da bahane lazımdı, Cuma ve Cumartesi akşamları rakı sofralarını saymazsak 5 Şubat Pazartesi günü dahil sigara içilmiyor...

Kafamda da bir sürü düşünce var bu arada... Hrant Dink ile başlayan anormal süreçte yaşanan bir sürü gariplik... Petrol yasası geçti meclisten apartopar, çaktırmadan... (Merak etmeyin Sayın Cumhurbaşkanımız geri gönderdi...) Ülkeyi satabilmenin değişik bir yolu tabe karışıklık çıkartmak... Amerikan askeri ateşeleri geldi gitti; herkesin gözünün önünde ama gel gör ki kimse göremedi... Uyutulmayı bu kadar güzel becerebilen başka kaç topluluk var diye düşününce, en önce aydını olmayan ABD geliyor aklıma...

Milliyetçiler ile milliyetçi olmayanlar, ötekileştirenlerle ötekileştirmeyenler, evrensel düşünenlerle benim gibi kendi sınırlarının içerisine sıkışmış, herhangi bir şekilde gelişemeyecek diğerleri... Ayrılmalar ne kadar da hoş gözüküyor uzaktan... tamamen bağları çözüldüğünde çok daha iyi müdahale edilebilecek...

Aaaa tabi bir de nasıl bu kadar geri kafalı kaldığımı da anlatmam gerek... Ermeni Mahallesinde yetişmiş annenin anlattığı güzel komşuluk ilişkilerini dinleyerek büyüyen, Fransız Koleji yıllarında çok sevdiği Fransız öğretmenleri haricinde, Ermeni, Musevi, Türk Hristiyan bir sürü arkadaşı olan, Aczimendiler dahil herkesle iletişim içerisine girebilen, hatta defalarca "saçlar uzun, sakallar yerinde; gel n'olur bize katıl, senelerce seninle uğraşmayız!!!" diye aldığı dergah davetlerini gülerek karşılayıp, onlara nazik davetleri için teşekkür eden; alevilik diye bir şeyin var olduğunu ve bunun megerse toplumsal anlamda ciddi bir şey olduğu ama insanın insan olarak değer görmesi gerektiğine inandığı için bu ehemmiyetli konuyu bir türlü anlayamayan; üniversitede tüm siyasigörüş mensubu üyeleri tarafından hem nefret edilen hemde saygı duyulan; sendikal çalışmalarda ayrımcılık yapılmasına ve bu ülkeye ihanet edilmesine karşı çıktığı için ayrımcılıkla suçlanan benim tabiiki milliyetçilik ve diğer konulardan anlamam beklenemezdi...

Yazacak daha o kadar çok şey varki... Sadece ufak notlar:

    Ötekileştirmek asla doğu kültürlerinin getirdiği bir şey değildir... daha çok Avrupa kökenlidir... ABD de bir zamanlar zenci yakan WASP zihniyeti bu yapının uzantısıdır.Irkçılık doğu kültürlerinde pek bulunmaz... daha çok Avrupa kökenlidir... ABD de hala yahudi düşmanlığı yapan WASP zihniyeti bu yapının uzantısıdır.Kılıçla, kalkanla savaşan doğu toplumları (çekik gözlü işkence uzmanı Çinliler dahil) eğlencelerde havvai fişek yapmayı düşünmüşler ama hiç bir zaman bunu bir borunun içine sokarak ucundan demir bilye attırıp uzaktan insan öldürmeyi düşünmemişlerdir...Hümanizm doğu toplumlarının eşeridir ve Mevlana, Pir Sultan Abdal vb. bu topraklarda bu insancıllığı devam ettiren düşünürlerdir... Bu dönemde çok sevilen evrensel düşüncenin çıkış noktası avrupada insanlar cadı diye yakılıyordu...Delilerin içlerindeki şeytanı çıkartmak bir avrupa içadıdır... doğu toplumlarında (özellikle Anadolu'da) deliler hatta ve ahtta saygı görürler... Anadolu'da tedavi yöntemi olarak da müzik kullanılmıştır kimi yerlerde...Fransa'dan yayılan parfümün ortaya çıkması pek yıkanılmamasından kaynaklıdır... Biz ise hamamlarımız ile dünyada ünlüyüzdür...Mustafa Kemal ve düşüncesini Türkiye hariç bir çok ülke inceleyip yönetim tarzı haline getirmiştir vb. vb. vb.

Genişletilebilir... Komplekslerinden arınabilmesi için kimi insanların kendisilerini bilmesi gerekiyor. Milliyetçi söylemi belirli bir gruba bırakarak bu biliş gerçekleşemez ne yazık ki... Bu nedenle Mustafa Kemal bir tarih kurumu kurmuştu Türk ile başlayan... Onca komplekslerin altında ezilmiş topluluktan sağlam motivasyon ile muhteşem işler yapan bir ulus çıkartmıştı... İnönü ile kuyusu kazılmaya başlanan ve diğer hükümetlerce üzerine tuz biber ekilen... ve gelinen nokta burası... Evrensel düşünceyi kendinden uzaklaşmak zanneden, kendine yabancı, aşağılık duygusu ile bünyesine uymayan ve karşı taraf tarafından asla kabul edilmeyecek bir kalıba girmeye çalışan insanlar topluluğu...

Zor ama ben genede ümidimi kaybetmeyeyim bari... ne diyeyim...

 
Toplam blog
: 71
: 1933
Kayıt tarihi
: 08.06.06
 
 

İnsanın kendisini anlatması zor. Beykoz, Saint Benoit, Psikolog. Bu kadar... Detay gerekiyors..