Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ağustos '07

 
Kategori
İlişkiler
 

Anlamıyorum işte...

Anlamıyorum işte...
 

Sevgililer neden el ele tutuşur? Maksatları nedir? Yani velisinin elinden tutulan çocuk gibi sevgilinin elinden tutmanın amacı nedir?

Bu; sana göz-kulak oluyorum, yolda yürürken başına bir şey gelmesin diye, ne bileyim düşersin, biri seni kaçırır gibi gibi yani salak olduğunu düşünmüyorum. Benim ki sadece bir tedbir. Yani istersen tek başına da yürüyebilirsin. Tabii tabii yürüyebilirsin...

Ya da, dünyaya; bu benim sevgilim kardeşim, mesajını mı vermektir?

- eee banane kardeşim senin yanındakinin kim olduğundan. Merak etmiyorum yani.

Anlamadığım diğer bir durumda; sevgilinin boynuna kolun atılma durumudur. Yani en gıcık olduğum durumdur bu. Yaaa yolda yürürken birden “pat” diye atı verilir o kol boyuna. Nedir yani?

- ay hayatım, kendimi taşımak artık bana zor geliyor, beni biraz taşır mısın? mı demek oluyor?

Ya da; “gördün mü senden oldukça uzunum hatta biraz da güçlüyüm yani” mi demek oluyor?
Yani ne gerek var alkolü fazla kaçıranlar gibi yolda yürümeye. Ha bir de, o kol sadece yolda atılmaz boyuna, sinemada mesela; filmin en heyecanlı yeridir birden; “pat” diye bir kol boyunda,

- ya çek şu kolunu, demek yerine hatunlar; en rahatsız edici pozisyonda izlemek zorunda kalırlar filmi.

Tabii bitmiyor, en gıcık olduğum durumlardan biri de; sevgililerden birinin hızlı hızlı önden gitmesidir. Ne mesaj verilmeye çalışılır hiç anlamam doğrusu? Hele yeni tanışmışlarsa bence; direk “tekme” sebebidir.

Yani şimdi sen bana; “ben lider ruhlu bir erkeğim” mesajını mı vermek istiyorsun. “ hadi canım”

Diğer anlamadığım durum ise; hesap ödeme. Böyle oturursunuz güzel bir yere, her normal insan gibi yemek yersiniz, sonra hesap gelir, adamımız hemen elini cebine atar ve masa altından para ödenir ve hatun kişiye para ödettirmez. İşte ben bu noktada çıldıracak gibi olurum.
-Ya ben senin beslemen miyim? Ne gerek var. Kendime bakabilecek gücüm var. Centilmenlik sandığın şey için teşekkür ederim. Derim.

Aynı durum sinema bileti içinde geçerlidir.

Mesela bazen bir yere yemeğe gittiğimde kendi masamdan daha çok çevre masalarla ilgilenirim. Hep beni bulur bu tipler.

Bir gün gene yemekteyim ama o gün özel bir gün. Maç var. Hem de Galatasaray’ın neyse bir çift oturuyor ön masada. Görseniz nasıl şıklar, kırılıyorlar yani. Maç daha başlamamış içerisi hafiften romantik. Işıklar, müzik falan, ambiyans 10 numara. Çiftimiz inanılmaz romantik, adam, kızın saçları ile oynuyor, ağzından sevgi sözcükleri eksik olmuyor, aman aman yani, örnek çift. Derken maç başlıyor ve on dakika sonra; O Romeo gidiyor, yerine bir canavar geliyor.

Meğer bizim Romeo aslında bir fanatikmiş, bir küfürler ediyor bir küfürler ediyor duymayın. Hatun kişi onu yatıştırmaya çalıştıkça bağırıyor; “Ulan aşkım bırak kolumu görmüyor musun bu hakem satılmış.” Onlar maçı izliyor ben gülmekten kırılıyorum.


Anlamıyorum yani anlamıyorum…

 
Toplam blog
: 139
: 3267
Kayıt tarihi
: 09.06.06
 
 

Ya herşeyim ya hiçim.... Birbirinden güzel fotoğraflarıyla yazılarımı destekleyen canım arkadaşı..