Anlamsızlık işte.

Biraz karışık, kargaşa ve gecenin demine bırakılan hüzünler. Hayatın anlamı bir kadın/bir adam arasındaki o 'gel-gitli' monologların ardında kalan söz yitiğimi, nefes boğumu yahut sancısı. Ciğere omuzlardaki yükün binmesiyle aniden boğazında tıkanan küfürler.... beyninde çürümüş hayallerle kala kalmışlık hali ile uyanışında bir intihar sonrası şaşkınlık hali. Şaşkınlığın ise hala yaşıyor olması bunca keşmekeşte. Şimdi kalk terini sil, yüzünü yıka ve aynaya bak. Hani hep baktığında gözlerinin içinde gördüğün o kadının/o adamın bulunduğun kentin sabahlarında artık olmamayışının anlamsızlığına. Anlamsızlık işte. Yüreğini verdiğinin gözlerine değememesi asıl mesele. (Kirli kanın arada bir beyine nüfuz etmesi sonucu oluşanlar)