Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Ekim '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Anlarım...

Anlarım...
 

Şu son günlerde yaptığım iç yolculuğumun beni bu denli farklı noktalara götüreceğini hiç ummazdım. Mutsuzluğumun nedenini sorgulamaya çalışırken kendimi birden bire mutlu olduğum anları anımsarken buldum. Anımsamak yinede iyi geldi bana...

Geçen yazımda sonbarın üzerimde bıraktığı etkiyi anlatmıştım sizlere beni ne denli mutlu ettiğini. Ve yaşadığım kış günleri;

Ankara kışı 1980 'li yılların ortaları henüz ilk okul öğrencisiyim ve çoğunlukla okula güneş doğmadan gidiyorum. Sabahları annemin ( ki o da öğretmen olduğu için benimle beraber düşerdi yollara) sesiyle uyanıyorum. Tatlı insanın içine işleyen billur gibi yumaşak sesiyle TRT de çalan klasik Türk Sanat Müziği parçalarına eşlik ediyor. Kalın yorganımı çekiyorum başıma doğru. Kulaklarımda annemin sesi hava karanlık yatağım sımsıcak zaman o anda dursun istiyorum. Zaman dursun ....

Yine aynı yıllar ve yine kış ama bu kez tatildeyim. Sabahleyin ilk işim mutfaktaki minik radyomuzu açmak. Saatler dokuzu gösterirken Arkası Yarın başlıyor çünkü... Büyük bir hevesle dinliyorum Mümtaz Sevinç, Çetin Tekindor, Derya Baykal ve daha nice usta sanatçılarımızın hayat verdiği edebiyat uyarlamalarını . Dinlemekten öte zevk aldığım başka bir şey daha var hoşuma giden skeçlerin kitaplarını bulup okumak .

Kış zamanı elimdeki kitabı henüz bitirmişim adı SEVİMLİ BALERİN çocuk kitabı ama aynı zamanda okuduğum ilk aşk romanı. Bulabilir miyim aceba o kitabı ? Okumak isterdim yeniden...

Kış zamanı yine Ankara hey gidi koca şehir !!! vakit geceye doğru uzarken çocuk gözlerim uykusuz minik radyomu açıyorum. Kulağımı enfes bir melodi dolduruyor melodi sımsıcak, alıp götürüyor beni ve fonda bir kadın sesi sunuyor “Bir roman, Bir hikaye”. Müziğin 17. yy 'ait anonim bir İngiliz halk müziği, isminin ise Greenleves olduğunu neden sonra öğreniyorum ve sırf bu parçayı çalabilmek için yan flüt çalmayı öğreniyorum benim etüd parçam oluyor sonraki yıllarda her notasını ezbere bildiğim.

Kış zamanı ve Ankara gece uyku tutmamış yine açıyorum minik radyomu hoş bir erkek sesi kulaklarımda yankılanıyor bu kez şiir okuyor..... Tam iki yıl boyunca rayacağım ve uğruna yazarın tüm kitaplarını okuyacağım bir şiiri. Bir gün bir bahar günü karanfil sokakta kartpostal ve incik boncuk satan tezgahlardan birinde bir şiir kartı buluyorum gözlerime inanamıyorum o an, hemen satın alıyorum. Hayatımda ki en mutlu anlarımdan birini yaşıyorum o an;

Umarım bu şiir sizleride mutlu eder;

ANLAR

Sil baştan yaşama şansım olsaydı eğer,
Oturup saymazdım eski yanlışlarımı.
Kusursuz olmaya çalışmaz, rahat bırakırdım yüreğimi.
Ve elbette çok daha çoşkulu olurdu sevdalarım,
İçine az buçuk da ciddiyet katılmış.
Bu denli titiz olmazdım hiç, öyle bir şansım olsaydı eğer.
Korkmazdım daha çok riske girmekten
Daha çok yolculuğa çıkar,
Gündoğumlarını kaçırmazdım asla;
Hele dağlara tırmanmanın keyfini.
Hiç bilmediğim yerlere giderdim gidebildiğimce.
Doyasıya dondurma yer, boş verirdim kuru nimetlere.
Öyle bir şansım olsa idi eğer,
Dertlerim de yaşamın gerçeğini taşırdı,
Yanlızca düşlerin değil.
İşte hani onlardan,
Her saniyesini verimli geçirenlerden biriydim.
Aynı anlara geri dönebilse idim eğer,
Yanlızca iyi ve güzel olanları tatmak isterdim yeniden.
Yanında termometresi, bir şişe suyu, şemşiyesi ve
Paraşütsüz yerinden kıpırdamayanlardan biriydim.
Ama yeni baştan başlayabilse idim eğer,
İyice hafiflemiş olarak çıkardım yolculuklara.
İlkbahara yalınayak girer,
Sonbahara dek unuturdum pabuçlarla yürümeyi.
Hiç bilinmeyen yollara dalardım,
Tadını çıkarırdım gün ışığının,
Çocuklarla daha çok oynardım,
Sil baştan yapabilseydim eğer...
Ama heyhat, seksen beşindeyim artık
Ve biliyorum ki...
Ölmekteyim...

Jorge Luis Borges

 
Toplam blog
: 200
: 959
Kayıt tarihi
: 21.04.08
 
 

Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Arkeoloji Bölümü mezunuyum . Maalesef bir tak..