Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

01 Nisan '18

 
Kategori
Tiyatro
 

Anlatılan Senin Hikâyendir

Anlatılan Senin Hikâyendir
 

Geçenlerde Aydın Büyükşehir Belediyesi Şükran Güngör-Yıldız Kenter Kültür Merkezi’nde “Anlatılan Senin Hikâyendir” adlı oyunu izledim. Cengiz Toraman’ın yazıp yönettiği oyunda, Levent Üzümcü iki saat boyunca, oyunculuğun bir nevi hikâye anlatıcılığı olduğunu hatırlatarak tadına doyum olmayan bir performans sergiliyor. Üzümcü hikayelerini bize öylesine içten ve samimi anlatıyor ve yansıtıyor ki  hepimiz ona inanıyoruz. Yerinden yurdundan edilen, istemeyerek başka yerlerde yaşamak zorunda bırakılan insanların dramına şahit oluyoruz. Hikâyelerde Bergama, Girit ve Ayvalık’la birlikte buram buram ege kokusu alıyoruz.

Geleneksel Türk tiyatrosunun, göstermeci oyunculuğunu mükemmel şekilde hayata geçiren Üzümcü, soyutlama ile birlikte bizi oradan, oraya gezdiriyor. Oyuna girip, oyundan çıktığı anların böylesine başarılı bir şekilde yansıtılmasına şapka çıkarmamak elde değil. Oyunun aynı zamanda yazarı da olan Cengiz Toraman’ın rejisi işlevsel ve etkili. İnce ince hesaplanmış bir matematiğe sahip. Oyunun açık biçim olmasından dolayı oyuncuya verilen yaratı ve yorum olanağındaki avantajın, her sahnelemede yaratıcılık anlamında yeni pencereler açtığına eminim. Özellikle oyunculuk konusunda yeni şeyler öğrenmeye açık olanların da kesinlikle kaçırmamaları gereken bir oyun…

Üzümcü oyun içinde Cengiz Toraman’dan da bahsederek, bir nevi yol arkadaşına selam çakmayı ihmal etmiyor. Gözlemlediğim kadarıyla seyirciler, oyunun hikâyesine paralel bir şekilde ilerleyen müzikleri de çok beğendiler.

Memet Dayı’nın, stafili İbrahim'in, denizci Barış’ın hikayelerinin içine Levent Üzümcü’de dahil oluyor.  Son hikâye ile birlikte oyunun başında açılan çember kapatılıyor ve tüm öykülerin ortak noktası ortaya çıkmış oluyor. “Anlatılan Senin Hikâyendir”,  her seyirci için onlara, yüzlere, binlere bölünebilen bir oyun. Üzümcü ile birlikte oyunun içine giren seyirci, yine onunla birlikte zaman zaman oyundan çıkıyor ve tüm anlatılanlara dışarıdan bakma şansını yakalıyor.

Üzümcü oyunun içinde, günümüz seyircisinin teknoloji bağımlılığının eleştirisini de yapıyor. Seyirciyi kızdıran ona tepeden bakan bir yergi değil bu. Onlara gülümseyerek kendileri ile yüzleşmelerini sağlayacak küçük ayrıntılar sunuyor.

Oyunda boş tenekenin kullanılması üzerine seyirciler hem bilgileniyor hem de çuvaldızı kendilerine batırma fırsatı elde ediyor. Gerisi izlemeyenler için sürpriz olsun…

Son olarak bu güzel oyunun Aydınlılarla buluşması adına destek olan, Atabey Organizasyonun yetkilisi Bedrettin Atabey’i, Fatih Özen’i Tiyatro Gazetesi muhabiri Büşra Elmaskaya’yı, Sıla Kitabevi şubelerini ve değerli seyircileri kutluyorum. Tiyatro sanatına verdikleri desteğin sürmesini diliyorum

serkanfirtina35@gmail.com

 
Toplam blog
: 43
: 516
Kayıt tarihi
: 25.10.14
 
 

1981 İzmir doğumlu. Süleyman Demirel Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü'n..