- Kategori
- Dil Eğitimi
Anlatım bozukluğu (4)
İnternet'ten alıntı
2.6.Deyimlerle ve Atasözleriyle İlgili Anlatım Bozukluğu
Deyim kalıbının bozulması ve deyimin yanlış anlamda kullanılması anlatım bozukluğuna neden olur.
“Bir darbımesel vardır: Bir arpa boyu yol gidemedik.” (Bülent Arınç, % 100 Siyaset, NTV, 20.06.2002)“Darbımesel” (Farsça) atasözü demektir; oysa yukarıdaki söz atasözü değildir; masalların tekerlemelerinde geçer, deyimdir.
2.6.1.Deyim kalıbının bozulması
Deyimler, kalıpları bozulamayan söz öbekleridir. Deyimleri oluşturan sözcüklerin yerleri değiştirilemez. Deyimlerin ve atasözlerinin önemli bir özelliği “kalıplaşmış sözler” olmasıdır; sözcükleri (eşanlamlılarıyla bile) değiştirilemez
Kelin perçeminden tut.(yanlış) Tut kelin perçeminden(doğru)Canı çıksın altta kalanın.(yanlış) Altta kalanın canı çıksın.(doğru)Üstündengirip altından çıkmak.(yanlış) Altındangirip üstünden çıkmak.(doğru)Üstünüaltına getirmek.(yanlış) Altını üstüne getirmek.(doğru)“cepte keklik” (M.Ali Birand, “Manşet”, CNN Türk, 12.11.2003),Doğrusu: “çantada keklik“Deprem hallaç pamuğu gibi salladı.” (televizyondan)Deyimimiz “hallaç pamuğu gibi atmak”tı “Vatandaş kılı kırk yararak geçinmeye çalışıyor.” (televizyondan)“Kılı kırkyarmak” “özenle, en küçük ayrıntılarına değin incelemek”tir. Bu tümcede kullanılması gereken, “kıt kanaat” deyimidir.“Kör atınkör alıcısı olur.” (televizyondan)“Kör atın” değil, “topal atın”…
2.6.2. Deyimin yanlış anlamda kullanılması
Deyimin kalıplaşmış anlamına uygun kullanılması gerekir. Kalıplaşmış anlamına uygun kullanılmayan deyimler, anlatım bozukluğuna neden olur:
“Yüzünden dökülen bin parçaydı sanki.”Doğrusu,”Yüzünden düşen bin parçaydı sanki.”Çocuk çevresinde konuşulanlara kulak asarak sözcüklerin söylenişini öğrenir.
Bu tümcede, “konuşulanlara kulak asarak sözü, konuşulanları dinleyerek” yerine kullanılmıştır. Dilimizde dinlemek anlamına gelen deyim,” kulak vermektir”. “Kulak asmak” “diye bir deyim yoktur.”Kulak asmamak” vardır. Tümcenin doğrusu şöyledir:
Çocuk çevresinde konuşulanlara kulak vererek sözcüklerin söylenişini öğrenir.
0,öğrencilerin çok haklı itirazına göz yummuş, kulak tıkamıştı.Göz yummak” bir kusuru görmemezliğe gelmek demektir. Bu tümcede, göz yumulacak bir kusur yok, dinlenmeyen çok haklı bir itiraz var. Bundan dolayı deyim yerinde kullanılmamıştır. Türk okuru için durum, yukarıda anlatılanlardan uzun uzadıya farklı bir özellik taşımaz. “Uzun uzadıya” deyimi, “uzatarak, derinleştirerek, ayrıntılara girerek” anlamını taşımasına karşın, tümcede“ çok”anlamında, yanlış kullanılmıştır .
2.6.3.Atasözlerinin kalıbının bozulmasından kaynaklanan anlatım bozukluğu
Atasözleri de deyimler gibi kalıplaşmış sözlerdir. Bu nedenle, atasözlerinde sözcüklerin değiştirilmesi, yerinde kullanılmaması anlatım bozukluğuna neden olur:
“Aç köpek fırın yıkar.” Doğrusu,”Aç köpek fırın deler.” Çeşmeye gidenin testisi kırılır. .Doğrusu,”Su testisi suyolunda kırılır.” “Derdini söylemeyen çare bulamaz. “Doğrusu, ”Derdini söylemeyen derman bulamaz.” “Açma kutuyu, söyletme kötüyü.” Doğrusu,”Açtırma kutuyu, söyletme kötüyü.””Ağaç dalıyla gürler.”Doğrusu,”Ağaç yaprağıyla gür/er.” “Kol kırılır, yeni içerde kalır.”(Tansu Çiller)Doğrusu,”Kol kırılır, yen içinde kalır.”Aç ölmez, benzi sararır.”Doğrusu,”Borçlu ölmez, benzi sararır.”“Sütten dili yanan, yoğurdu üfleyerek yer.” (Haluk Levent, Milliyet, s.17, 24.09.2003). Bu atasözünde “dili” değil “ağzı” sözcüğü vardır. “Eşekölmüş, ortaklık ayrılmış.” (Renkli Hayatlar, Star TV, 19.06.2002) Eşek” değil, “öküz”… “Daha doğrusu: “Öküz öldü, ortaklık ayrıldı.” (bozuldu, bitti) (Emin Özdemir, Atasözleri Sözlüğü) “Eşeğinölümü arpadan olsun” “Eşeğin” değil, “atın” “Kör atınkör alıcısı olur.” (televizyondan)“Kör atın” değil, “topal atın”…)