Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Nisan '16

 
Kategori
Dil Eğitimi
 

Anlatım bozukluğu (1)

Anlatım bozukluğu (1)
 

www.düşeyazanlar.com


Anlatım Bozuklukları (1)

Dil, iletişim aracıdır. İşlevi, onu kullanan insanlar arasındaki iletişimi sağlamaktır. Söylenmek istenen, açık, yalın ve anlaşılır biçimde dile getirilmelidir İletişim, sözcükler aracılığıyla gerçekleşir. Sözcüklerin tümcede, anlamlarına uygun, doğru, yerinde kullanılması gerekir. Sözdizimi kurallarına göre kullanılmayan sözcükler, tümce oluşturmaz. Rastgele dizilen sözcükler, belli bir duyguyu, düşünceyi iletemezler. Ayrıca, bir tümce, gereksiz öğelerden de arınmış olmalıdır. İşte, bu özellikleri göstermeyen tümceler, anlatım bakımından bozuktur.
0 halde tümcelerimiz nasıl olmalıdır? Hangi niteliklerini taşımalıdır? Bu soruların yanıtlarını iyi ve doğru bir tümcenin niteliklerini sıralayarak verebiliriz.

1. İyi  ve Doğru Tümcenin Özellikleri

1. 1.Dil bilgisi Kurallarına Uygunluk

Dil bilgisi yönünden doğruluk, tümcedeki sözcüklerin yerinde kullanılması, “özne-yüklem” uygunluğunun sağlanmasına bağlıdır. Türkçe'de, genellikle özne başta, yüklem sondadır. Tümleçler, ortadadır. Tümcelerin çatısını oluşturan özne ile yüklem arasında, uyuşma olması gerekir. Özne tekilse, yüklem de tekil olur: Kardeşim, okula gitti. Öğrenciler, derslerinde başarılı oldular. İkinci tümcede, özne çoğul, yüklem de çoğuldur.

1) Tümcede kısalık

Çok uzun tümceler kurmaktan kaçınmalıyız. Çünkü uzun tümcenin anlaşılması zordur. Dilbilgisi yönünden yanlışlıklar yapmamıza neden olur. Aşağıda buna ilişkin örnekleri görelim:
“Danya en zengin veya ileri devletleri biraraya gelerek doların değerini muhafazası için elinden gelen imkânları harcamalarına ramen bir hal çaresi bulamamalarıdır” Bu tümcede, kimi sözcüklerin benzer anlamları, yinelenmiştir: “En zengin veya ileri’. Kimi sözcükler de yanlış yazılmıştır. “Dünyanın” yerine, “danya”, ‘rağmen” yerine, “ramen” yazılmıştır. Diğer yandan, tek sözcükle verilmesi gereken bir kavram, üç sözcükle anlatılmaya çalışılmıştır: “Çözüm’ yerine, “bir hal çaresi” gibi. Ayrıca, tümce kuruluş yönünden de bozuktur. Düşünce, açık ve seçik olarak verilememiştir. Bu tümce daha açık bir biçimde şöyle düzenlenebilir: “Kalkınmış ülkeler, doların değerini belli düzeyde tutmak için tüm olanaklarını kullanmışlar; fakat bir çözüm bulamamışlardı.”

2) Öğeler arasında uygunluk

Aynı özneyi almayan eylemlerde kurulan tümcecikler, birbirlerine bağlanamazlar: “Bu öğretim yılında yapılacak olan okulların inşaatı ekim ayında bitecek ve öğretime açılacaktır.”Bitecek olan okulların inşaatı, öğretime açılacak olan okullardır. Bu nedenle, öğretime açılacaktır tümceciğinin başına, okullar’ sözcüğünü koymak gerekir. Böyle bir düzenlemeyle tümce şöyle olacaktır: Bu öğretim yılında yapılacak olan okulların inşaatı, ekim ayında bitecek ve okullar, öğretime açılacaktır.” Bir özneye bağlı birkaç yüklem, aynı nesneyi alamazlar. Tümcede nesneleri ayrı ayrı belirtmek gerekir: “Bu çalışma, onların sorunlarına çözüm getirmez, tersine karıştırır,” denmez. “Tersine karıştırır” tümceciğinin, “tersine, sorunlarını karıştırır” biçiminde yazılması gerekir.

3) Adların durum eklerini yerinde ve doğru kullanmak

Bazı bölgelerde“i” ve“e” durum ekleri, birbiriyle karıştırılır:Bana bir kahve yapyerine, “Beni bir kahve yap.”denir. Bu da anlamı, değiştirir.

1.2. Anlatımda Açıklık

Açıklık, tümcenin değişik yorumlara yol açmaması durumudur. Bazı sözler, tümcenin iki anlama gelmesine neden olabilir.Başhemşire bana kraliçe gibi davranıyor.” Kraliçe”, başhemşire mi, hasta mı belli değil. Sorun, kraliçe sözcüğünün kullanımından kaynaklanıyor.”Başhemşire bana kraliçeymişim gibi davranıyor.” dendiğinde, hasta “kraliçe “gibi olur.Başhemşire bana, kraliçeymiş gibi davranıyor.”dendiğinde “başhemşire “kraliçedir.”Bana” dan sonra gelen virgül anlamı değiştiriyor.Senin için ne yaptığımız önemli değil.” Yapılanlar mı önemli değil, yoksa yapılanları ilgili kişi önemsemiyor mu? Belli değil.”Senin için” sözünü,”önemli değil” den önce getirirsek tümce iki anlamlılıktan kurtulur. Tümcede açıklığı engelleyen noktalar nelerdir? Açık ve anlaşılır bir tümce, nasıl olmalıdır? Bunları, şöylece sıralayabiliriz:

1) Sözcükleri yerinde kullanmak

Sözcüklerin yerinde kullanılmayışı, açıklığı, olumsuz yönde etkiler: “Çocuklar, çok dışarıda kaldıklarından, hastalandılar. “Bu tümcede“çok” sözcüğü, dışarıyla değil, kaldıklarıyla ilgilidir. Bu nedenle, tümce; “Çocuklar, dışarıda çok kaldıklarından hastalandılar.” biçiminde düzenlenmelidir.

2) Adılları, yerinde ve doğru kullanmak

Adılların doğru ve yerinde kullanılmayışı, tümcenin açıklığını etkiler: “Nuri, matematik öğretmenini babasına şikâyet etti ve onun dersiyle ilgilenmesini istedi.” Bu tümcede, Nuri’nin dersiyle ilgilenecek babası mı, matematik öğretmeni mi belli değil. “Onun” adılı, hem babasının hem de matematik öğretmeninin yerini tutmaktadır. “Onun” yerine, ”öğretmenin” getirilmesi gerekir.

3) Noktalama işaretlerini yerinde kullanmak

Noktalama işaretlerinin yerinde kullanılmayışı, anlatımın açıklığını etkiler: Bu öğrencinin kendi hatasıydı.” Bu tümcede, öğrenci işaret edilmektedir. Oysa “bu” sözcüğü, adın yerini tuttuğundan adıldır.Bu ‘dan sonra, virgül koymak gerekir.

4) Karşılaştırmaları yanlış yapmamak

Yanlış yapılan karşılaştırmalar, tümcenin açıklığını etkiler.” Ben, kızartmayı Kıvanç’tan daha çok severim.”Bu tümceden çıkan anlam şudur: “Kızartmayı da seviyorum, Kıvanç’ı da ama kızartmayı, Kıvanç’tan daha çok seviyorum. “Tümce,”Ben, kızartmayı, Kıvanç’ın  sevdiğinden daha çok severim” biçiminde yazılmalı.

5) Yanlış sözcük kullanmamak

Uygun sözcüğün kullanılmaması anlatımı bozar.

“En basit, en yalın anlatımıylaharemlik selamlık olacak mı?”(Güneri Cıvaoğlu) “Selamlılık” olur,”haremlik” olmaz. Doğrusu,”harem selamlıktır.Harem selamlık, o koca daireyi eline geçiren İhsanlar, maaşlarla ancak idare edebiliyordu.”(Ömer Seyfettin)”Benim memleketimin insanı başka kurnalardan su içer.” (Sezen Cumhur Önal )”Kurnadan” su içilmez. Kurna, hamamlarda musluk. altında su biriktirilen tekne.Bunlar,akıllı projelerdir.” .(Bedrettin Dalan) Projeler için kullanılan akıllı” uygun değil; çünkü projenin akıllısı, akılsızıolmaz.Salaş giysiler içinde o yırtık pantolonlar...”Salaş” sözcüğü, giysi için kullanılmaz, yer için kullanılır.“Cinayet şebekesi gibi çalışan bir örgütün karşısında devletin de yapacağı bir dizi önlemler vardır.” (Tansu Çiller, Cumhuriyet, ilk sayfa, 03.11.1993)Türkçede “önlem yapmak” diye bir kullanım yoktur, “önlem almak” vardır. “Örgütün karşısında” yerine “örgüte karşı” daha açık bir anlatım olur.Tümcenin doğrusu şöyledir: “Cinayet şebekesi gibi çalışan bir örgüte karşısı devletin de alacağı bir dizi önlemler vardır.”

6) Tümcenin iki anlamlı olmaması

Hatırlarım yaşlı bir kadınla dalga geçtiğimiz için abimle, babamdan dayak yediğimizi.” Bulanık bir tümce. Tümceyi kuran kişiyle ağabeyi, babasından mı dayak yemiş; yoksa tümceyi kuran kişi ve yanındaki(ler) ağabey ve baba tarafından mı dövülmüştür?
Tümcenin alındığı kaynakta olayın akışından birinci olasılığın geçerli olduğu anlaşılıyor. Bu durumda tümce şöyle düzeltilebilir: Abimle  (ben) yaşlı bir kadınla dalga geçtiğimiz için babamdan dayak yediğimizi hatırlarım.Görevde kalmaması için hiçbir engel yok.” (haberler, Show TV, 01.10.1993) İlk bakışta anlaşılması güç bir tümce. Bunun nedeni de kalmama, hiçbir, yok sözcüklerinin olumsuz anlam taşımaları. Tümcenin üstteki durumuyla, anlamı şöyledir: Sözü edilen kişi görevde kalamaz. Oysa haberin bütününe bakıldığında, kişinin görevde kalabileceği anlaşılıyor. Tümce şöyle olmalıdır: Görevde kalması için hiçbir engel yok.Mehmet Barlas çok iyi yemekten anlar.” (Güneri Cıvaoğlu, haberler, ATV, 24.11.1993)Bu tümceden “M. Barlas’ın çok iyi yediği ya da “çok iyi yapılmış yemekten anladığı” anlamları çıkıyor. Oysa Cıvaoğlu’nun söylemek istediği, Barlas’ın yemeklerden çok iyi anladığı” dır. Buna göre, tümce şöyle olmalıdır: “M. Barlas, yemeklerden çok iyi anlar.”    

 

 
Toplam blog
: 391
: 2555
Kayıt tarihi
: 04.12.12
 
 

Hüseyin BAŞDOĞAN, 1942'de Malatya- Arapgir'de doğdu.Arapgir Ortaokulunu, Diyarbakır Öğretmen Okul..