Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Aralık '07

 
Kategori
Haber
 

Anlayan varsa, beri gelsin…

Anlayan varsa, beri gelsin…
 

Bütçe görüşmeleri TBMM’sinde görüşülmeye başladı. Görüşmelerin başladığı gün, bütçe üzerinde muhalefetin özellikle liderleri söz alır, sonra da tamamına Başbakan cevap verir.

Yine öyle oldu…

Yine bütçe görüşmelerinde, bütçe ile birlikte “İktidar” konuşuldu. Tabi işin “İktidar” bölümünü artık ezberledik. Dedi ki, demiş ki filan. Kimin ağzı daha iyi laf yapıyorsa, malı götürüyor.

Ancak işin “Bütçe” boyutunda muhalefetin “Sağlam” durmadığını ne yazık ki görüyoruz.

Başbakan, cevabi konuşmasındaki “ekonomi ile ilgili bölümünde, iki lafın birinde “Ben anlamıyorum” diyordu.

Başbakanın “Anlamaması” gayet doğal görüyorum. Çünkü “Ekonomi” konusunda bir kariyer sahibi değil. Birileri “Bu böyledir” diyor, o da “Böyleymiş” diyor. Daha da fazla yapacağı zaten bir şey yok. Ekonomi konusunda “Bilgi” sahibi olunmayınca öyle de olur.

Peki, sizler “Millet” ve “Vatandaş” olarak anlıyor musunuz?

Önemli olan bu…

Burasını da ben anlamıyorum ne yazık ki. Benim anlamam için başbakanın “İyiye gidiyor” dediği ekonomiden, benim ekonomime de bir yansıması olmalı değil mi?

O yansıma yoksa benim için de o ekonomi “İyiye” gitmiyor demektir.

Sokaktaki vatandaşın hangisine sorarsanız “ekonomi iyiye gitmiyor” diyor, bir tek Başbakan ve ekibi, ekonominin “İyi” olduğunu savunuyor.

Ya biz de Sayın Başbakan gibi bu işten anlamıyoruz, ya da biz vatandaş olarak başka ülkede yaşıyoruz da, iyiye giden ekonomi nasıl oluyorsa bizi bir türlü “İyileştirme” sürecine sokmuyor.

Sayın Başbakan, bütçe görüşmelerinin başladığı gün yaptığı konuşmanın “ekonomi” bölümünü anlamadığımı söyledim ya, şurayı da anlamadım.

Başbakan (Tutanaklardan aynen alıyorum sözlerini) şöyle söylüyor: <ı>“…Göreve geldik, Merkez Bankası döviz rezervi 27 milyar dolardı. E şimdi 70 milyar doları aştı. E ne diyeceğiz? Söylemeyelim mi bunu? (AK Parti sıralarından alkışlar) "Efendim, işte, kurdan kaynaklanıyor…” E kardeşim, yani, o oldu öyle, bu oldu böyle, havada karga var, başka bir şey yok…”

<ı>

Konuşmanın bu bölümündeki “…<ı>E kardeşim, yani, o oldu öyle, bu oldu böyle, havada karga var, başka bir şey yok…” kısmından da anlaşılacağı gibi, olayı getirip kargaya bağlıyor. Karganın bütçe içindeki yerini de anlayamadım doğrusu. Sanırım Sayın Başbakan, savunmalarındaki yaklaşıma ve verdiği cevaplara bakılırsa “Kargaların” da dinlediğini keşfetmiş olacak.

Bu iş uzar gider. Bir ay boyunca da meclise bütçe görüşmeleri yapılırken daha çok “Kavga” seyredeceğiz, kargalar da sanırım gereğini yapacaklardır.

Ben sizi biraz rahatlatmak için yine Dostum Şakir KARPAT’dan alınan ve tarafımdan düzenlenen bir fıkra anlatayım.

Adamın biri, arabasıyla yolda giderken yoldan bir adam almış. Adam arkaya geçmiş oturmuş. Araba sahibi direksiyon başında maksat muhabbet olsun diye sormuş.

- Kimlerdensiniz, nereye gidersiniz?

Adam:

- Ben Azrail’im… Senin canını alacağım.

- Hadi be oradan, senden Azrail mi olur.

- İnanmıyor musun?

- Hayır, inanmıyorum.

- Bak, 200 metre sonra bir adam daha alacaksın arabaya.

Gerçekten adam iki yüz metre ilerde bir adam daha almış arabasına. O da öne oturmuş. Bu kez onunla muhabbet etmek istemiş.

- Sen nerelisin arkadaş, kimlerdensin?

Adam cevaben:

- Ben filancayım, beni şehir merkezinin yakında bir yerde bırakırsan sevinirim.

Şoför;

- Şu arkada oturan adam, kendine Azrail’im diyor.

Önde oturan arkasına döner bakar.

- Arkada kimse yok ki!

Şoför, can havliye arkaya döner, adam orada.

- Yahu… Görmüyor musun arkada oturanı?

- Yok abi… Arkada kimse yok. Sen kafayı mı yedin?

Bu kez arkadaki lafa karışır.

- O adam beni göremez. Ancak canını alacaklarım beni görür. Şimdi çek bakalım arabayı yolun kenarına. İn, iki rekât da namaz kıl, canını alacağım.

Şoför arabasını yolun kenarına çeker, arabadan iner.

Sonra mı?

Arabanın içindeki adamlar, arabayı alır sırra kadem basarlar…

05 ARALIK 2007

Not: Azrail'in yazıma eklediğim resime benzemediğine inanıyorum.

 
Toplam blog
: 1104
: 918
Kayıt tarihi
: 28.01.07
 
 

Emekliyim ama “Tekaüt” değilim. 1961 yılından beri değişik “Anadolu” gazetelerinde yazdım. 1984-8..