Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Nisan '15

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Anne ile çocuk arasındaki ilişki çok özeldir.

Anne ile çocuk arasındaki ilişki çok özeldir.
 

Çocuk evreni ilk anne ile sorgular. “Beni kim yarattı” der


Anne ile çocuk arasındaki ilişki çok özeldir. Anne verendir, ama kadın rolünü ona biçmeden almak gerekir. Anne seni gözetendir ama sırtını dayamamak gerekir. 

Çocuğun kız veya erkek olması sadece, toplum dinamiğinin hareket yönünü gösterir. Sosyal devletler, veya ekonomik olarak daha rahat olan devletler, kadın ve erkek olayını çözdükleri  için, çocuğun cinsiyeti veya bu cinsiyetin toplum içinde ona bahşedeceği saygınlığa çok da rağbet etmezler.

Ekonomik olarak sömürge durumunda olan, kapitalizmin bir altında yer alan neredeyse feodalizme yakın dini kurallar ile şekillenen rejimler ve bu rejimler ile yönetilen toplumlarda ne yazık ki erkek çocuk ırkın devam etmesinde etkin rol oynayan, kız çocuk da kadının susmasına sebeb olacak utanca sahib nitelikte olmuştur.

Böyle olunca , kız çocuk doğurmak sıkıntılı toplumlarda neredeyse çile, kendi bedenine uzaklaşma, daha çok zavallı, daha kolay sindirilen, konuştuğunda ise kendi hemcinslerini küçük düşürme şeklinde ortaya çıkmıştır.Erkek çocuk doğurmak güç, kız çocuk doğurmak ise çaresizlik olarak algılanmıştır.

Türkiye de ise yukarıda bahsettiğim kesim ile beraber daha farklı bir kesimde var.- ki bu daha kötü-- Atatürk Cumhuriyeti ile kadının daha çok konuşması ve daha çok söz alması gerektiğine inanan ve kız çocuklarını buna göre yetiştiren insanların  bugününe baktığımızda aslında bu tür özlük haklarını yeterince kullanamadıklarını görüyoruz. Çünkü bazı özgürlükler için savaşılır, savaşıp elde ettiğiniz içinde benimser ve vazgeçilmez olur. Şimdi kadın hakları Kurtuluş Savaşı  döneminde bizim mücadele ettiğimiz bir hak olmadığından vazgeçmekte  kolay olmuştur.80 li yıllarda  kızını okumaya  yönlendiren ailenin erkek çocuk olunca nasıl şekil değiştirdiğini gördüm ve biliyorum.

Belki kırsal kesimde kız çocuklarına yapılan haksızlıklardan  çok daha büyük bir kavram kargaşası yaşattılar kız çocuklarının akıllarında. Onları okumalısın, eşitsin, her şeyi yaparsın yalanları ile besleyerek erkek çocuk sahibi olunca ırk, soy derdine düştüklerinde aradaki ironiyi anlamadılar. Hele erkek çocuklarının eşlerine, bir sürü artı yapan kız çocuklarına göstermedikleri saygınlıktan fazlasını gösterdikleri için daha büyük kavga başladı aileler arasında.

Her ulusal topluluk bunun kavgasını farklı verdi. Ben Boşnakların evlenmeden önce kız çocuklarından malları istemeyeceğine dair taahhütler aldığını, Kürt toplumunda mal bölünmesin diye akraba evliliği yaptırıldığını, Karadeniz toplumunda ise kız çocuklarına en kötü yerin verildiğine, yurtlanmanın baba ocağına sahip demek olduğunu ve bununda erkek çocuğa kalmasıi ile ölçüldüğünü ve ne yazık ki hepsinde de ölçünün evlata duyulan sevgi değil, mal,ırk ve soy olduğunu gördüm. Bütün bunlar anne, çocuk arasında süregelen ilişkilerin mal ile nasıl şekillendiğini gösterir. Halbuki mal ile şekillenmemesi gereken tek ilişki, anne ile çocuk arasındaki ilişki olmalıdır. Anne ve çocuk arasındaki ilişki çıkar ilişkisi üzerine kurulmamıştır. Kurulmamalıdır. Bunu çıkar ilişkisi durumuna getiren, toplumun kendi dinamizmi, özümsenemeyen haklar ve rejimdir.

İlk girişte de yazdığım gibi anne ile çocuk arasında ki ilişki özeldir. Ve bu özelliği hiçbir , soy, ırk, veya başka bir şey belirlemez. Aslolan sevgidir. Çocuğun kız veya erkek olması bile bu ilişkiyi belirleyemez. Evladın görevi anne ve babaya sırtını dayamamak ve onları sosyal bir statü olarak değil de insan olarak görmesi çıkarılması gereken doğru bir sonuç ise, anne ile babanın da görevi bütün çocuklarına eşit davranmak ve hayatın yükleri için daha zavallı görünen daha çok eziliyordur , yada daha güçlü olan daha dayanıklıdır mantığından kurtulmaktır.Doğanın doğal seleksiyonunu aile kendi manevi değerlerinden ödün vermeden  uygulamalıdır

Anne ile çocuk arasındaki ilişki özeldir. Kimse anlamaz. Bazen , bazı anneler belki bu büyük bağı omuzlamak istemeyebilir çünkü anne ile çocuk  arasındaki ilişki neredeyse, Yaradan ve Yaratılan arasındaki ilişkinin küçük bir kopyasıdır. Çocuk evreni ilk anne ile sorgular. “Beni kim yarattı” der. Ben anneme bunu sordum. Ben doğurdum dedi. Yarattım demedi. Seni dedim. Silsileyi uzattım…

Anne ile çocuk arasındaki ilişki çok özeldir.

Anlayabilene..

Sevgilerimle AYRIK OTUM YASEMİN YENİL

 
Toplam blog
: 96
: 369
Kayıt tarihi
: 05.09.07
 
 

Size hikayeler anlatmamı beklemeyin, halen büyümek istemeyen birisiyim. Daha çocuk, daha yaramaz ..