Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Mayıs '19

 
Kategori
Anneler Günü
 

Anne Olmak

'çocuklarınız, sizin çocuklarınız değildir
onlar, Hayat'ın kendine duyduğu hasretin oğulları ve kızlarıdır
sizin vasıtanızla gelirler, fakat sizden değiller
ve gerçi sizindirler ama size ait değiller
onlara sevginizi verebilirsiniz, düşüncelerinizi değil
zira onların kendi düşünceleri vardır
onların bedenlerini barındırabilirsiniz, ruhlarını değil
zira onların ruhları yarının hanesini mesken tutmuştur
onlar gibi olmaya gayret edebilirsiniz ama onları kendinize benzetmeye kalkmayın
zira hayat geriye doğru gitmez ne de oyalanır dünle' *

Cibran'ın yüreğine sağlık. Kelimeler, anlatılmak istenenini kanatlandırıp uçurmuş. Bu dizeleri belki yüzlerce kez okumuşumdur; her seferinde ilk defa okuyormuşum gibi. Her defasında aynı şeyi hissederim; berrak bir suya bakıyormuşum gibi..
 
Şayet, yaşamın akışında her insan, kendi öznel deneyimini gerçekten hissettiği gibi deneyimleyebilseydi eğer kimse bir diğerine benzemezdi! İnsanların birbirine, birbirini aydınlatacak şekilde değil de karartacak etkilerle benzemesi insanlığın gidişatı adına çok kederli!
 
Bizimki gibi duygusal marazlarla içli dışlı olmuş ilişkilerin biçimlendirdiği gelişememiş toplumlarda yükselemeyen her şey gibi anne olmak da pek çok insanın gerçekte ne anlama geldiğini bilmediği bir şey! Kendi dişiliğini ifade etmeyi deneyimleyemeden, birey olamadan, gerçek kendiliği oluşamadan anne olan kadınların, kendi travmalarını aşamadan çocuk sahibi olmaları, kendi yaşamsal sorumluluğunu almayı deneyimleyemeden bir başka insanın sorumluluğunu üstlenmeleri sonucunda travmatik ilişkilerin sakat bıraktığı insanlar var etrafımızda, en yakınımızda, dibimizde, içimizde! Etrafımıza baktığımızda gördüğümüz örnekler hiç de iyi değil. Anne-çocuk ilişkisi, bedensel olarak büyümüş ama ruhsal olarak büyüyememiş hastalıklı insanların temelini oluşturuyor. İçinde varolmaya debelendiğimiz toplumu oluşturan insanlar, zihinsel ve ruhsal yönden daha çocukken budandığı için travmalarla dolu yaşamlarında sağlıklı ilişkilerden bihaber insanlardan oluşuyor çok açık ki!
 
Diğer yandan anne olmak nedir? İnsan yaşamında bir haldir. Bir insanın, hayatın içinde tamamıyle kendisini tanımlamayan bir parçasıdır diğer pek çok şey gibi. Çocuk oluruz, öğrenci oluruz, meslek sahibi oluruz, anne oluruz, baba oluruz, arkadaş, sevgili, eş oluruz. Anne olmak da bunlardan biri. Ona kutsallık atfedilmesi, anlamsızca tabulaştırılan her şey gibi insanın hem kendisine hem de ilişkide olduğu diğerlerine büyük zarar verebiliyor. Nietzche ne güzel demiş; ''dünyaya çamur atanlar, ne zarar yaparlarsa yapsınlar, iyi insanın zararı, zararların en zararlısıdır!''
 
O kadar da büyütecek ne var? Annelik arkadaşlıktır, dostluktur, sevgidir, muhabbettir en temizinden. Ezber bozan bir anneliktir bu bahsettiğim. Tahakkümcü, fazla iyilik düşünen, aşırı seven, çok düşünen, sürekli ne yapacağı, ne yiyeceği, ne giyeceği, ne seçeceği üzerine baskı ve demogoji yapan, içinde korku ve duygusallığı birbirine karıştırmış, kendi kurban olma deneyimini çocuğuna atfetmiş, çocuğunu hayatı boyunca malı gibi gören ve muamele eden marazi bir anne modelinden bahsetmiyorum! 
 
Şimdi bu satırları okuyan sizler, eminim şöyle düşünüyorsunuzdur; 'hayır, ben böyle biri değilim, hiç olmadım'. Lütfen kendinize bir bakın, çocuğunuzla ilişkinize bir bakın, şimdiye kadar baktığınız gözlerle değil. Başka bir gözle, olabildiğince samimi bir şekilde kendinize bir bakın!
 
Çocuklar büyür, büyümesine izin verilirse eğer. Çocuklarınızın büyümesine izin verin. Kendi olmasına izin verin. Gerektiği kadar yanında, gerektiği kadar yakınında olun.. Gerektiği kadar...
 
'Bir çocuğa en büyük zararı ailesi verir' denir. Her şey ailede başlar çünkü! İyiliğini düşüneyim derken fazla ileriye gitmeyin, nerede duracağınızı bilin..
 
Anne olmak insan olmak.. Hepsi bu.. Altı üstü bu..
 
*Halil Cibran
 
 
Toplam blog
: 118
: 631
Kayıt tarihi
: 07.10.13
 
 

İnsanın kendinden bahsetmesi meselesi benim için zor konuların başında gelir. Bu anlamda söyleneb..