Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Mayıs '14

 
Kategori
Anneler Günü
 

Anne olunca anlarsın

Anne olunca anlarsın
 

Anne olmak; gözbebeğinize evlat kokusunun sürülmesidir ki baktığınız her yerde sadece onu görürsünüz. Ömrünüzün odağı, ruhunuzun otağı ve arınağınızdır.


Genç kızlığımın deli dolu zamanlarıydı. Bir hafta sonu arkadaşlarımla buluştuktan sonra eve biraz gecikmiştim. Telaşlı adımlarla sokağımıza vardığımda annemi, pencerede camı açmış beklerken gördüm. İçeri girdiğimde, "İki saattir burada, nereden çıkıp geleceksin diye dört gözle bekliyorum" dedi. Umursamaz bir tavırla , "Ne gerek var , uyusaydın" diye karşılık verdiğimde usulca gözlerime bakarak ; "Anne olunca anlarsın" demişti.

Her annenin , kızının çeyiz sandığına özenle sakladığı altın sözdü bu. Bir gün annemizden kalma naftalin kokulu o söze ilk dokunduğumuzda, anne olmayı gerçekten anlayacaktık.

Anlamak için yaşamak mı gerekiyordu? Koskoca kızını saatlerce pencerede bekleyen anneyi anlamak , beyni hayatın başka noktalarına odaklı bizler için o zamanlar çok da anlaşılır değildi. Oysa roller o kadar hızla değişiyordu ki hata da olsa yaşın getirdiklerini öyle ya da böyle yaşıyorduk. Anne-baba otoritesinin eziyet olduğu dönemlerden sonra onların varlığına her an şükretmek yine olgunluğun ve yaşın getirdikleriydi.

Anne olmak, gerçekten de annelerimizin dediği gibi deneyimlendiği andan itibaren yüreğe düşen bir kor gibi ölünceye kadar insanı yakan hastalıklı bir durumdur.
Kadını besleyen, hayata bakışını değiştiren, olgunlaştıran, tamamlayan, şefkatle güçlendiren ve dünyaya meydan okutan sadece annelik duygusudur.
Anne olmak; bebeğinize her sarıldığınızda tüm yaralarınızın kabuk atmasıdır, sonsuz huzurun süt kokulu kollarında gerçek aşkı tatmaktır. Memleket, çocuğunuzun yüzüdür artık, cennet gülüşü, gül bahçesi kokusu, bakışları dünyanın en güzel manzarası , cehennem yokluğudur. Kâh diplere düşmek kâh göklere çıkmak ama en çok hüzünle mutlulukla var olmaktır.

İçinizde ilk kalp atışlarını duyduğunuzda , o kalp daima atsın diye her türlü sıkıntıya sevinerek katlanmak, karşılıksız sevmenin zirvesinde dans etmektir. Doğduğu ilk anda bir mucizeye tanık olmanın anlatılmaz kutsallığı, göğsünden sütle beslemenin haklı gururu ve çoğalmanın, çoğaltmanın büyüsüdür.
Anne olmak; gözbebeklerinize evlat kokusunun sürülmesidir ki baktığınız her yerde sadece onu görürsünüz. Ömrünüzün odağı, ruhunuzun otağı ve arınağınızdır.

Zaman geçer, anne hep aynı annedir. Çocuğuna dair kaygılar yaşayan, her an onun için dualar eden, öpen, koklayan, özleyen, besleyen, sağduyulu , verici... Bebeği her an biraz daha büyümekte , büyüdükçe anneye bağımlılığı azalmakta ve her durakta bir şeylerini bırakarak tırmanmaktadır.

Hayata asıldığı annesinin göğsünü bırakır önce, ilk adımla ellerini, minik kıyafetlerini soyunur sonra, süt kokusunu bırakır geçtiği yerlere , gülücüklerini , ilk sözcüklerini , yarım yamalak konuşmalarını bırakır, düşe kalka öğrenirken meraklı sorularını bırakır zamanla. Geriye fotoğraf karelerinden taşan anılar, özlenilesi bir mazi, "ne çabuk büyüdün yavrum" serzenişleri kalır.

Zaman geçer, anne hep aynı annedir. Çocuklar büyür , gelişir, serpilir anne içindeki kıpırtılarla hayatın kollarına bıraktığı evladının ardından "sıkı giyin üşütmesin, sarsmasın seni yaşamın olumsuzlukları, terli terli su içip güçsüz kalma mücadelenden" demektedir artık. Aynı evde geçirilen günlerin bir gün biteceği endişesi , "anne olunca anlarsın" demek kadar kolay olsaydı keşke. Ve her gün aynı pencerede saatlerce bekleseydi evladının dönüşünü. Biliyordu ki dünyanın dönüşü daha gerçekti , yuvadan uçma zamanı gelmişse "mutlu ol yeter" demek bahtiyarlığı ve içe akıtılan gözyaşları düşerdi annenin payına.

Ve biliriz ki anneler yaşadıkça hiç bir zaman yaşlanmayız, gözümüzü kapadığımızda yanı başımızda bir meleğin varlığı daima çocuk kılar bizi.

Fatma KOŞUBAŞI

 
Toplam blog
: 70
: 863
Kayıt tarihi
: 18.01.08
 
 

Eğitimci, yazar... Denizin Üvey Kızı ve Hayalbaz şiir kitaplarının şairi... Bilgisayar öğretm..