Anne-Sevgili arasında kalmak

Bir ailenin bir prenses ve bir prensi vardır. Bu ailenin prensesi gün gelir 27 yaşına gelir ve büyüdüğü herkesçe gözüne gözüne sokulmaya başlanır. Prensessin ya o evde, başka bir evde kraliçe olma vaktin gelmiş ve geçiyordur bile (tabi bu kısım yaş olarak kime göre neye göre diye tartışılır.)... bir uzun süredir birlikte olduğunuz bir kral adayınız varsa yandınız demektir. Öyle yanmışsınızdır ki ''Modern anne ve Türk annesi olma arasında sıkışıp kalmış bi anne psikolojisi denen lanet şey size denk gelir veeee 27 yaşında menopoz durumlarınız bile düşünmeye başlanır. Acilen prensesin evlenmesi ve birde ellerine torun verilmesi gerekir. Allah korusun 27' den sonra menopoz durumu olursa... Baskılar baskılar baskılar... Nereden vursam da evlense düşünceleri, düşünmekten uyuyamamalar, erkek arkadaşınızı sizden çok düşünür olmalar...

Prenses, baskılarının artması ve evlenmesi için inanılmaz yaratıcı olan anneden kurtulmak için kral adayına hafiften konuları açmaya başlar. Konular açıldıkça aday kral, ufak şakalarla gülümsemelerle her seferinde konuyu geçiştirir. Prenses artık delirmek üzeredir ve konuyu ciddi anlamda açar ve ne duysun; KRAL KENDİNİ EVLİLİĞE HAZIR HİSSETMİYOR ! Nedenlerini sorgular, aday kral tarafından verilen cevaplar pek mantıklı gelmez, prenses ikna olmaz. Çünkü etrafında bu nedenleri düşünmeden evlenen vemutlu mesut geçinen eski prenses ve prensler vardır. Ama yine de baskı yapmaz, onu sunduğu nedenlerin çokta zor olmadığına onun anladığı dilden raporlarla, belgelerle gider. Ama değişen hiç bişey yoktur. ''Keşke beyin okuyabilsem! '' der için için prenses, çünkü aday kralından sevgisinden hiç bir şekilde şüphe etmez, edilecek bir durumda yoktur.

Bu arada arkadaş baskılarını da unutmamak gerek. İlişkisi olan olmayan herkes konuşur. 'Ne kadar süre oldu hala ciddi bişey yapmadınız.', 'Ne bekliyorsunuz.',' Sevgilinden birşey olmayacak, sna erkek mi yok ayrılsana.' vb. Komik olan bu arkadaşların ya ilişkilerinin olmaması ya da ilişkilerinin saçma sapan olması. İlk kez gördüğü biriyle hemen evlenmeye karar veren mi dersiniz, 15 yıl aynı evde yaşayıp yıllar sonra evlenen mi dersiniz, sürekli yakın arkadaşlarına aşık olup yıllarını platonik aşklara adayanlar mı... İnsanların uğraşacak birşeyleri olmayınca...

Her neyse bitmek bilmeyen anne baskısı, kendini hiç bir şekilde hazır hissedemeyen kral adayı... Prenses delirmek üzeredir. Herkes bencilce kendi duygu ve düşüncelerini prensese empoze etmeye çalışmaktadır. Prensesin ne hissettiği, ne düşündüğü, neler yaşıyor içinde kimse ilgilenmez. Sadece onların istekleri...

Peki ya prenses bu durumda neler hissediyor, düşünüyor, nasıl bir psikolojide dersiniz? Berbat... Öncelikle ailesi tarafından gördüğü muamele onu çok yıkar. Çünkü o hiç sevmediği toplumun kızlara baktığı gözle bakılır ona da... Bizim sorumluluğumuzdan çıksın artık düşüncesi ! Prenses bi birey değil ya, sadece bir dişi ya ! Yıllardır ailesi 'aman laf gelmesin, aman kötü yola düşmesin.' diye itinayla büyütmüştür ve şimdide yaşı gelmiştir bide damat adayı varken çıksın gitsin evden de başkası sorumluluğu alsın ya... Dişi olarak yaratıldığı için kendinden nerdeyse iğrenecek dereceye gelmiştir. Düşünsenize İSTEMEYE GELİYORLAR. Pardon da ben neyim ki beni İSTİYORLAR, sizlerde VERİYORSUNUZ ??? İşte bütün mesele burada bence ! Sinirlidir her iki tarafa da, hemde fazlasıyla ! Çünkü biri çok sevdiği adamdır, hayallerini süsleyen varlıktır, herşeyidir. Diğeri açıklamaya bile gerek yok ANNESİDİR,AİLESİDİR... Her iki tarafında onu istemediğini düşünmeye başlar. Özellikle annesine çok kızgındır. Düşünür düşünür düşünür... Tek çıkış yolunu kaçıp gitmek olarak düşünür ve hala düşünmektedir...

Keşke herkesin empati yeteneği birazcık gelişebilse... Çünkü bu gibi durumlar kızlarda ya kaçıp gitmelere, ya yanlış ilişkilere ya da en korkunç boyutu intiharlara kadar gider...

Sadece biraz empati...