Anne sütü bankası

Sağlık alanında olmazsa olmazlardan olan “kan bankası”  gibi, şimdi de “anne sütü bankası” oluşturma çalışmaları var.

Her şey insanlar için elbette. Sağlıklı ve kaliteli yaşaması adına, kan bankasından olumlu faydalarının yanı sıra, “anne sütü bankası” oluşturulacağı haberi de gündemi meşgul ederek, almış başını gidiyor. Artık nereye kadar gider, nasıl bir sonuca ulaşılacak, ilerleyen zaman içerisinde göreceğiz. Amaç çocuk ölümlerini azaltmak, sütü olmayan çocuklara yardım etmek olsa da beraberinde, toplumsal ve dini bir takım olumsuzlukları da beraberinde getirmektedir. İnanç boyutundaki hassasiyetlerde, insanların kafası karışmaktadır.

Müslüman bir ülkede yaşıyoruz, kitabımız Kur’an-ı Kerîm, dinimiz İslâm.

İnanç boyutunda dini hassasiyetler göz önünde bulundurulduğunda, sanırım alınabilecek en son sorumluluk bu olsa gerek. Bu yüzden dini açıdan söz sahibi olanların, bu olayı Kur’an, Hadis ve Fıkıh ışığında konunun iyice irdelenerek, ne kadar dinen caiz olduğunu anlamaları ve anlatmaları gerekir. İleride bir takım problemlerin ortaya çıkmaması için; - her ne kadar batı ülkelerinde ortaya çıkıp uygulanıyorsa da - kurumsal olarak din âlimleri karalarının ve fetva kurullarının devreye girmesi gerekir. Kur’an-ı Kerîm’in şu ayetinde; “Analarınız, kızlarınız, kız kardeşleriniz, halalarınız, teyzeleriniz, erkek kardeşin kızları, kız kardeşin kızları, sizi emziren sütanalarınız, sütkardeşleriniz, karılarınızın anaları, kendileriyle zifafa girdiğiniz karılarınızdan olup, himayenizde bulunan üvey kızlarınızla evlenmeniz size haram kılındı." (en-Nisa, 4/23) üç grup hısımlığın, sürekli evlenme engeli doğurduğu biliyoruz.

Ancak, görünen o ki; süt bankası olayı hükmü meselenin özüne yönelik olmayıp, kendilerinden süt alınan anneler ile süt verilen bebekler arasında oluşacak süt akrabalığı konusunda hassasiyet gösterilmeyerek, sütlerin ve süt akrabalıklarının karışması sonucu dinin yasakladığı evliliklere götürebileceği endişesinden kaynaklanmaktadır.

Bütün bunların olmadığını, olmayacağını varsayacak olsak bile:

Peki, süt bankasından alınan sütlerin verildiği çocukların ayırımını nasıl yapacağız?

Sütkardeşliğinin büyük öneme haiz olduğu ve dinen sütkardeş olduğunu bildiğimizden, bunu nasıl göz ardı edeceğiz, açıklayabilecek var mı?

Yoksa hayvanlar gibi annelere ve sütü içen çocukların kulaklarına küpe mi takacağız?

Hem çocuk, sadece bir annenin sütünü mü alabilecek, yoksa o an hazır bulunan sütten mi alacak?

Alınan sütlerin karıştırılması nasıl önlenecek, kayıt altına almak, bilgi vermemek, nasıl garanti verilecek?

Süt verecek anneler, ne zaman nasıl, ne şekilde bu süt bankasına gidip süt verecekler?

Aslında daha sorulacak çok soru var.

Sayıları milyonlara ulaşabilecek sütanne ve sütkardeşi mi olacak?

Hadi çıkın bakalım bu işin içinden, çıkabilirseniz!

Sütü olamayan çocuklar ölmesin diyerek, böyle bir çözüm bulmak ne kadar doğru olur bilemiyorum!

Çocuklara süt temin etmek yerine, “annelerin sütü neden yok” diyerek düşünmek gerekmez mi?

Annelerin sütünün olabilmesi için, gereken yardımların ve desteklerin sağlanması daha mantıklı olmaz mı?

Anne sütüne en yakın olan keçi sütüne yönelik çiftliklerin ve çalışmaların yapılması daha iyi olmaz mı?

Sütü olmayan çocuklara faydası olacağı muhakkak, ancak süt bankası işi çok zor bir iş olacağı unutulmamalıdır. İstedikleri kadar kimlik verilsin, bir şekilde karışıklıklar olacağı kanısındayım. Hastanelerde yeni doğmuş çocuğu karıştırdıklarına şahit oluyoruz, kaldı ki sütleri nasıl karıştırmasınlar!

Bu işi takip altına almanın çok olacağını düşünüyorum.

Bahsettiğimiz konular, İslâm dinine göre inancı olanlar içindir; yoksa diğerleri istediğini yapabilir.

İslâm’a göre caiz görülüp, görülmediğini; artılarını, eksilerini ilerleyen günlerde göreceğiz elbette.

Kerim BAYDAK

kbydak61-artan@hotmail.com