Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Ekim '08

 
Kategori
Çocuk Psikolojisi
 

Anne var... Annecik var...

Anne var... Annecik var...
 

netten...


Akılsız başın cezasını ayaklar çekerdi ya hani ?

Şimdi… Akılsız başın cezasını çocuklar çekiyor...

- Az iç, zıkkımın kökünü iç, çalış da para kazan bak iki tane çocuk ne yer ne içer hiiiiç…

- Bir sus be, dır dır dır, çalışmıyorum ulan, beğenmiyorsan defol git ananın evine.


- Giderim, daha yaşım kaç be, genç kız gibi gezerim ortada hahayy, derdine yan.

- Al defol piçlerini…

- Yok ya, ben onları babamın evinden mi getirdim de götüreceğim, kal 2 veletle de gör hanyayı konyayı...

Nasıl bir bencillik ki bu ?

Anlaşamazsın ayrılırsın, hatta büyük aşkla evlendiğin o insandan nefret bile edebilirsin.

Ama çocuk… Sırf onun da bir parçası diye ondan nefret etme hakkın var mı ?

Sanki hiç olmamış, hiç dünyaya gelmemiş gibi…

Yok gibi.

Çarşıya iniyoruz.

Ben gelmeden bir hafta önce başlamış kızıma beni sormaya.

Annen nasıl ?

Nasıl biri ?

Güzel mi ?

Ben yazlığa gittiğimde O'nun ablasıyla benim kızım, hem küçük hem de erkek diye, oyun odalarına almamışlar onu çok sıkkındı canı.

Benden de utandı ilk anlarda, yanıma yaklaşmıyor.

Ben yorgunluk çayı içerken, kapı eşiğindeki taşa oturmuş utangaç bir sırıtışla kendi kendine konuşuyor bir elinde de benim sandaletlerim.

Bırak onları pis onlar gelsene yanıma diyorum.

Hiç oralı olmuyor, olmaz çok güzel bunlar mavi boncuklu ben bunlarla oynayacağım…

Giderken götürdüğüm boyama dergileriyle dikkatini çekiyorum yavaş yavaş yanaşıyor yanıma nasıl da ürkek, nasıl da sevgiye aç.

Anneleri terk ettiğinde ablası 6 kendisi 2 yaşındaymış.

Küçük bir yer ada, anneleri de fazla uzakta değil fiilen, hemen yan binada.

Ama ruhen uzak.

Bir yabancıdan bile yabancı.

Ablası diyor ki, geçen gün apse yaptı kardeşimin dişi şişti, ateşlendi, bir kez bile gelmedi, yengem verdi hep ilaçları.

Konuyu değiştiriyorum çünkü ne diyeceğimi bilmiyorum yine.

Ve... Çarşıda gördüğümüzde anne dememize çok kızıyor... En çok bunu merak ettim, babanneye sordum neden kızdığını, meğer haspam kendini adaya gelenlere bekarım diye tanıtıyormuş, derdi o.

Ufaklık ertesi gün iyice alışıyor bana.

Birlikte denize iniyoruz.

Heves ediyor birden, belki de kızıma benim de annem var demek istiyor.

Elimden kurtulup, annesinin evinin önünde bağırmaya başlıyor.

- Anneeee…

- Anneeee…

Bir yandan da bize dönmüş mahcup bir tavırla; -Sabah ekmek almaya giderken gördüm valla evde :(

Boşver hadi gidip önce dondurma yiyelim diyorum.

5 yaşındaki çocuğun kıvrılmış dudağından dökülen sözler kalbime saplanıyor bıçak gibi.

- Allah belasını versin senin gibi annenin… Bize dönüyor yine; - Hadi gidelim…

 
Toplam blog
: 149
: 1089
Kayıt tarihi
: 24.08.07
 
 

Rakamlardan vakit buldukça harflere bulanan, okuyan, yazan bir mali müşavirim. Anneyim. Hayatı ya..