Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mayıs '16

 
Kategori
Öykü
 

Anne

Anne
 

Annelerin Çiçekleri


Bekliyordum.
 
Oldukça uzun bir süredir bekliyordum ve henüz gelmemişlerdi. Öyle seyrek geliyorlardı ki. Yılda birkaç keze çoktan razı olmuştum. O bile artık aksıyordu. "Senede bir gün" şarkısını mırıldanarak bekliyordum. Sessizce, uzun uzun, yağmurun ve bulutların, ağaçların ve çiçeklerin kokusunu içime çekerek bekliyordum. Kuşlar gelip geçiyordu, Geceleri insanlar çok uzaktaydı.
 
Bekliyordum ve bugün geleceklerdi. Biliyordum.
 
....
 
Selim gözlerinin yaşardığını şaşkınlıkla hissetti. Yitirilmişliklerin kapladığı yaşamlarda bir düzen kurabilmek, geçmişi mutlulukla hatırlayabilmek, geleceğe umutla bakmak ne zordu. En başa dönmeyi, hiç değilse kendini değiştirebilmeyi ne çok isterdi. Düşledi. Abisi arıyordu. "Nerede kaldınız oğlum, Ayla sabırsızlanıyor. Annemin onun yüzünden geciktiğimizi sanmasından korkuyor." Bir Ayla var mıydı,  bilmiyordu. Çocukluğunda Selman'ın yanında gördüğü bir kızın ona nasıl baktığını görünce kıskanmıştı. Adı Ayla mıydı, Selim mi yakıştırmıştı? O kadar az görmüş, o kadar az tanımıştı ki abisini. Ayla'yı belki hiç görmemişti. Selim telefonda yanıtlıyordu. "Melda hazır olmak üzere abi, birazdan geliriz, hemen geçeriz annemlere." Melda, Melda, Melda. Artık çok geride kaldığını sandığı bu adı tekrarladıkça 
 
Selim'in yüreği daha hızlı çarpmaya başladı. Melda, Melda, Melda. Hızlanan sesler odayı doldurdu. Abisi önemli bir konuyu açıyordu. "Torun istiyoruz artık, yaşlandık, ölmeden görelim, kucağımıza alıp sevelim, bakabilelim dediklerinde topu sana atacağım, ona göre."
 
....
 
Yıllar geçmişti. Bekliyordum. Yıllardan fazlası geçmişti, bekliyordum. Gelmemişlerdi ve ben bekliyordum. İnatla, sabırla, yalnızlığımla bekliyordum. Geceleri insanlar çok uzaktaydı.
 
Bekliyordum ve bugün geleceklerdi. Biliyordum.
 
....
 
"Bu öyküyü yazmamalıyım" dedi Selim. "Bu öyküyü yazmamalıyım. Bu öyküyü yazmamalıyım. Karamsarlığı, acıları, üzüntüleri artık yazmamalıyım. 
 
Yeni ışıklar bulmalıyım. Bu ışıklar yüreğimi kaplamalı, sözlerimi aydınlatmalı."
 
Umutsuzluk ve yalnızlıkla dağılmış, her yana anlamsız nesnelerin fırlatılmış olduğu odasının yarı karanlığında kalemi elinden bıraktı.
 
 
 
Selim'in diğer öykülerinden:
 
 
 
 
Toplam blog
: 72
: 274
Kayıt tarihi
: 08.01.12
 
 

1958 doğumlu. Mühendislik eğitimi aldı. Teknik alanda çalışırken kültürel konulara ilgisini sürdü..