Annelik mi, babalık mı? Tabi ki annelik...

Annelik...büyük bir kavram...
İnsanı, hem heyecanlandıran, hem de ürküten, içinde hem var etmeyi, hem de yok etmeyi barındıran, ama insanı en çok ilgilendiren ve dokunulmazlığı olan, annelik....

Ve çok yüce bir kavram...
Öyle bir kavram ki; Bir çeşit dokunulmazlığı vardır. Nasıl olmasın ki, olmalıdırda zaten, masumiyetini ancak böyle koruyabilir çünkü..
Öyle bir kavram ki; Yarı yarıya Tanrılaştırır kadını. Böylesine kutsal bir yanı olmasına rağmen, kimi topluluklarca ve inançlarca, onun bir kadın ve bir insan olduğu unutulup taşlanır, sofralarda yeri, öküzden sonra gelendir, kaşık düşmanıdır. Sanki, hiç zaafları, zayıflıkları olamaz annelerin. Belki de bu kutsal yanıdır kadını böylesine sorgulamadan yargılatan neden.
Oysa kadın, anneliğinden de önce, 'insan'dır. Bence bu kadın için çok önemli olan bir haktır, ama nedense hep unutulmaktadır..
Ben, insanlığı yönlendiren en önemli iki unsurun, 'yazılı basın'ın ve 'anne'liğin olduğunu düşünmüşümdür hep. Bu iki kavram, şekil verendir, yönlendiren, var eden ve sonlandırandırandır bence. Toplumların en çok özen göstermesi gereken konulardır da aynı zamanda.
Bir düşünelim...

Anne, kadını da, erkeğide doğurandır.Kadın, anne olduktan sonra, başka bir boyuta geçmektedir artık. Artık her iki cinsten de sayılmamaktadır neredeyse. Artık başka bir mana yüklenmiştir varoluş nedenine. Çok anlamlı ve sorumluluk isteyen bir misyondur bu. Neredeyse tüm insanlıktan sorumlusunuzdur artık. Kadın, anne olduktan sonra sonra, artık birçok insan olmuştur. Çoğalmanın en önemli aracıdır kadın, bir çeşit insan ırkı taşıyıcısıdır.

Önemli olan, sadece çoğalmakmıdır? Elbetteki çoğalmak, işin doğası gereğidir ve içgüdüseldir. Yani olması gerekendir. Ama unutulmamalıdır ki; Çoğalırken, sağllıklı toplumlar oluşturabilmektir önemli olan.
Sağlıklı bir toplumu oluşturabilmenin, en temel taşları annelerdir. Onun içindir ki, kadının eğitimi çok önemlidir.

Her kadın, potansiyel bir anne adayıdır. Hiç çocuk doğurmamış olsa bile, annelik onun doğasında vardır. Elbette işin birde genetik boyutu vardır ki; Kesinlikle, yada henüz, hiçbir şekilde müdahale edemeyeceğimiz başka bir tarafıdır. Ben sadece, en basit ve en insani olan tarafından bakmak istedim 'anne'liğe.

Kadın, anne olmak veya olmamak konusunda ki seçiminde özgür bırakılmalıdır bir kere. Yani bedenini kullanma hakkına sahip olmalı. Bİrileri, ya da toplum istiyor diye değil, bu sürece hazır olduğunda 'anne' olmalı. Seçiminde özgür bırakıldığında, 'Anne'liğe hazır olduğunu hissettiğinde, 'Anne' olmalıdır kadın. O zaman, üstlendiği misyonun, daha farkında olacak, ona göre davranacak, görevinin önemini belki daha iyi kavrayacaktır.

Ve...
İnsanlık, üstlendiği her görevi, bir 'Anne' şefkati ve sorumluluğuyla yerine getirse keşke..Özellikle de, dünyanın gidişatında büyük ve önemli bir rol oynayan siyasetçiler için geçerli en çok da, bu keşke...
Sevgiyle kalın,
İnsan kardeşlerim..