Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Eylül '14

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Annelik ne menem şeymiş meğer...

Annelik ne menem şeymiş meğer...
 

Pinterestten alıntıdır.


Anne olmak, bazen çığrından çıkmak, çığlık çiğlığa bağırarak kaçma isteğiyle dolmak, bazen oturup saatlerce ağlamak, uykuya hasret yaşamakmış meğer. Kendini feda etmek, sana emanet edilen kutsal bu varlığı her daim kendinin önünde tutmakmış. Hırslarından, egolarından, gururundan arınmak ve salt o mutlu olsun diye her şeyden ödün vermekmiş. Anne olmak, olmadan anlaşılabilecek bir şey değilmiş, sadece yaşanır hissedilirmiş.

Anne olmak, zor ama keyifliymiş… Hani şu kariyer, popülerlik, akademik hayat var ya anneliğin ilk yıllarında hepsi bir hayalmiş (not: istisna annelere sevgiler). Anne olunca insanın pek çok ilgi alanı değişir, diğer annelerle diyaloğu artar, olgunlaşır ve tamamlanırmış insan. Sosyal hayatı kısıtlanır, kendine yepyeni sosyal hayat yaratılır ki bu sosyal hayat da çoğu zaman oyun parkları, oyun grupları, çocuk oyun alanı olan mekanlarda gerçekleşirmiş. Kendine vakit ayırmak için uyumasını beklemek sonra da uyuyunca özlemekmiş anne olmak.

Onunla gurur duymak, attığı ilk tekmeden ilk adına, telaffuz ettiği ilk sözcükten kurduğu ilk cümleye her şeyi tas tamam bir şölene dönüştürme sanatıymış anne olmak. Dişi çıktı, tırnağı uzadı, saçı toplandı,  ilk diş ilk tırnak ilk toka nasıl da başka hiçbir şeyin veremediği bir haz verirmiş insana. İnsanlık için küçük de olsa aslında ilk adım anne için insanlık tarihi kadar kocamanmış anlamı. Hele ilk agu, ilk anne, ilk mama nasıl da ağlatırmış mutluluktan insanı.

Hayatında doğum gününe önem vermeyen partiyi gereksiz bulan nice anne bile “kızımın/oğlumun doğum gününde…” diye başlayan cümleler kurabilir, kendisi benim gibi teferruata gerek yok diyerek nikahtan evlenenler bile kızının doğum günü için düğün salonu tutup organizasyon yapabilirmiş meğer.

Ahh dostum anne olmak ne menem bir şeymiş böyle…

İnsan bir kere anne oldu mu, artık hayatım merkezi değişir kendisi yörüngede kalır her daim merkezin etrafında dolanır dururmuş.  Hayatın anlamı, değeri değişir odak noktası kayarmış meğer. Anne olunca insan o minik güzelliğin diğer mucidine daha bir aşık olur ama daha bir tartışırmış onunla aynı zamanda. Ev’ler daha bir yuva olur, altın top tüm evi doldururmuş.

Ananeye/babanneye bırakıp çıkmak için sabırsızlanırmış insan sonra da aklı onda kalır eğlenemezmiş bir türlü. (Not: şu ana dek hiç bırakmayan bir anne yazıyor bunları kulaktan dolma bilgilerle).

22 aylık bir Sudelina’nın annesi olarak onu dünyaya getirdiğim için hiç pişman olmadım ancak çok çileden çıkmışlığım, saç baş yolmuşluğum vardır bu da böyle biline. Dedim ya anne olmayan anlayamaz, anne olan anlatamaz…

Ahhh anneler, vefakâr elleri öpülesi anneler…

Sevgiler

02.09.2014

Karşıyaka

 
Toplam blog
: 65
: 1800
Kayıt tarihi
: 15.01.07
 
 

Biricik Sudelina'sının annesi, kitaplar ülkesinin sarışın prensesi, kocasının bir tanesi, İzmir/K..