Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '15

 
Kategori
Öykü
 

Annem aşık

Haftanın her cumartesi günü toplanırlardı birinde. Bu akşam da Aysunlardaydı sıra. Akşam hazırlığına, ev temizliğine kocasından önce kalktığı o erken saatlerde başlardı. Neymiş efendim, bugün konuklar gelecekmiş.”Canım biraz üstten al.” diyen kocasına aldırmadan bildiğini yapardı.

Aysun’un uykulu olması geceyi anımsamasına engel değildi. Konuklarıyla birlikte olduğu dünkü gecedeydi. Gecenin konukları arasında Sami Bey diğerlerinden nasıl da ayrı, ayrıcalıklıydı. O...nun konuşmalarını dinlerken yaşamı, acılarını, mutluluklarını anlatan bir filmi izler gibi olurdu. Bu etkileyici filmi kafasında bozar kurar kendisinin de rol aldığı bir filme dönüştürürdü.

Sami Bey’in kendini dinletmesi, herkesin onayını alabilmesi mutlu ediyordu onu. Ses tonu, sesini kullanmadaki ustalığı alıp götürüyordu Aysun’u. "Aysun Hanım’ın bu böreğini, baklavasını inanın başka yerde bulamazsınız.” diyerek övgülerini sıralamaya başlaması Aysun’un yüzünü al al ederdi. Aysun, kendini ele veren yüzünü kimselere göstermemek için başını öne eğerek, "Yarasın” derdi yalnızca. Derinlere bakan gözlerini Sami Bey’e odadakilerin hiçbirine göstermemeye çalışırdı.

Artık yaşamını sorgulayan sorular yüreğini, usunu yoklar olmuştu."Neydi bendeki bu değişikliğin nedeni? Neden kocamı çekilmez buluyorum artık? " Sıraladığı soruların yanıtını bal gibi biliyordu oysa. Ama yüksek sesle düşünmeyi, soruları yanıtlamayı göze alamıyordu.

Tüm bu açıklamalar, sorular Aysun için mi söylenmişti? Sami Bey’in ortaya koyduğu duygularının sesi miydi? Aysun yüreğinde duyduğu o çıkmazdan henüz kurtulamamıştı. Akşam geceye akarken konuşulan konunun en can alıcı yerinde, "Babam aşık olur ama, annem olamaz öyle mi?” sorusu ortaya düşen bir bomba etkisiyle konukları şaşkına çevirdi. Tüm konuklar sus pus oldu. Kim ne diyeceğini bilemedi.

Aysun, yüreğinde yaşattıklarını oğlunun ağzıyla tüm konuklara duyurmuştu. İsteseydi bile böylesine meydan okurcasına duygularını kimseye söyleyemezdi. İşte bu da kadınlığının verdiği bir gerçekti. Oğlunun ünlemesi yaşamaya karar verdiği duygularının sesiydi. Artık bu gerçeği bilmesi gerekene de anlatması gelip kapıya dayanmıştı.

Sami Bey’in açıklamaları karşısında ilk kez kimseye sezdirmeden – ya da öyle sanıyordu – onun çakır mavisi gözlerine derin derin baktı. Artık kaçırmıyordu bakışlarını. O’nun da kendi gibi bakmasını, duyduklarını anlamasını bekledi. Böylece önce kendine sonra Sami Bey’e her şeyi anlatmaya çalıştı gözleriyle.

Gecenin konukları kış ortasında soğuk su banyosu yapmışa dönmüşlerdi. Ali’ye ne diyeceklerine kimse karar veremedi. Suskunluğu yine Sami Bey bozdu: “Demek sen bizi dinliyormuşsun, -aynı odada birlikte değillermiş gibi – vay yaramaz vay! “ deyip Ali’nin saçlarına uzanıp okşayarak konuyu geçiştirmek istedi . 

 
Toplam blog
: 1064
: 732
Kayıt tarihi
: 24.03.12
 
 

Türkay KORKMAZ, umuda yolculuğu ertelemez. Mermeri delenin damlanın sürekliliği olduğunu bilir. Y..