Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '09

 
Kategori
Sinema
 

Annem

Annem
 

Yıllar önce yazdığım bir film eleştirisi...

Filmekimi’nin bu seneki Fransız cephesinden seçtiği film, Georges Bataille’in çok konuşulan romanı Annem’ den uyarlanan sıra dışı bir yapıt. Eserin daha önce de edebiyat dünyasında tartışılageldiği ve yazarın bu eserle birlikte anıldığı düşünülürse, filmin birçok izleyiciyi rahatsız edeceği önceden tahmin ediliyordu.


Filmin kısaca özeti şöyle: 17 yaşındaki Pierre ilk gençlik yıllarını huzur içinde büyükannesiyle geçirmektedir. Tatillerde anne ve babasının yanına Kanarya Adaları’ndaki yazlıklarına gelmektedir. Babasına içten içe düşman olan ve annesine yaptıklarından dolayı babasını suçlayan Pierre, bu şekilde annesini koruma ve sahiplenme güdüleriyle hareket etmektedir. Bunun yanında annesinin kalıplaşmış annelik şablonundan uzak bir çizgi belirlemesi ve uç bir yaşam yaşaması da Pierre’i annesi hakkında içsel sorgulamalara itmiştir. Her şeye rağmen Pierre annesini saf ve namuslu bir kadın olarak görmektedir. Pierre’in annesinin marjinal hayatı üzerine merakı, annesi Hélène’in de oğlunun cinselliği üzerine nasıl bir otorite kurabileceği arzusu anne ve oğulu erotizmde buluşturmuştur. Babanın ölümüyle birlikte anne ve oğul arasındaki yakınlaşma ivme kazanır ve Pierre’in annesiyle arasındaki cinsel gerilim hazin bir olayla son bulur.


Oyuncu seçiminin senaryoya ne kadar uygun olduğu göze çarpan ilk nokta. Ekstrem ve uçarı rollerin kadını Isabelle Huppert’ın varlığı nasıl bir film izleyeceğimiz konusunda önceden bir bilgi veriyor. Huppert’in rolleri izleyici kafasında hep bir soru işareti bırakıyor ve bu roller birbirine yakın, hatta birbirini tamamlayan bir kadın figürünü ortaya çıkarıyor. Bu yüzden izleyici aktrisin oynadığı rollerin içsel dünyasını hep merak eder, çünkü bilinmez ve spiritüel yan ağır basar. Tabi ki düşündürücü olan Huppert’la düet yapacak olan oyuncunun başarılı aktris karşısında ezilip ezilmeyeceğiydi. Bernardo Bertolucci’nin Düşler, Tutkular&Suçlar (The Dreamers) filminden tanıdığımız Louis Garrel, Huppert’in karşısında durabilecek ve onu tamamlayabilecek ender oyunculardan biri. The Dreamers’da da benzer bir rolle karşımıza çıkan Louis Garrel, genç yaşına rağmen ensest ilişkiler ve açılımları üzerine rol yeteneği ve deneyim sahibi olması nedeniyle gayet iyi bir seçim olmuş. Isabelle Huppert ise Michael Haneke’nin Piyanist(La Pianiste) filminde sergilediği karakter ile bu film için düşünülebilecek tek oyuncu gibi gözüküyor.


Annem ve Piyanist filmleri arasındaki benzerlikler ve iki filmin birbirini tamamlayıcı unsurları o kadar çok göze çarpıyor ki insan Michael Haneke ile Christophe Honoré arasında ne gibi bir ilişki olabileceğini düşünmeden edemiyor. Aynı ekolden gelmiş olmaları ve aynı kültürün yönetmenleri olmaları bir yana, filmlerinde seçilen oyunculardan senaryoya kadar birçok benzerlik ve çakışma, izleyiciyi düşündürüyor. İki yönetmen birbirlerine göndermede mi bulunuyor, yoksa birbirlerinin yolunu mu izliyor? Isabelle Huppert gibi bir oyuncuda kesişmeleri, ensest ilişkiler, şehvet, tabular, fetişizm, mazoşizm, pornografi ve hedonizm üzerine odaklanmış iki film. Bastırılmış arzuların patlaması ve insanı sürükleyebileceği uçurumlar hemen hemen iki filmde de işlenmiş ortak konular. Her iki filmde de başroldeki kadının kalbini bıçaklayarak hayatına son vermesi de iki film arasındaki önemli benzerliklerinden biri. Erkek egemenliğine haykıran ve erkekleri bir bakıma esaret altına almaya çalışan karakter iki filmde de gözleniyor. Bunun yanında “anneye dönüş” diğer bir ortak nokta. Hele ki iki filmin de gerçekçi bir üslupla başlayıp, zaman geçtikçe hayali ve sıradışı bir dünyaya dalmaları gayet şaşırtıcı.


Avrupa Sineması’nın kendi içine kapanıklığı ve pop corn endüstrisini dışlaması bu tür filmlerde her zaman için bir avantaj sağlıyor. Christophe Honoré’ye göre bu filmi ortaya çıkarmadaki asıl amaç altmışlı yıllardan sonra belirginleşen cinsel devrim ve ahlaki dengelerin sorgulanması olgularının beyaz perdeye aktarılması. Çekim için Kanarya Adaları’nın seçilmesinde ise sembolik bir sebep var. Alman ve İngiliz turistlerin genelde bir haftalığına alkol, seks ve güneşi tükettikleri bir destinasyon olan adalar, şehvet için bir kaçış noktası. Her türlü çılgınlığın yaşandığı adadan dönen turistler ülkelerinde tekrar “normal” yaşamlarına geri dönüyorlar. Tıpkı filmde de “normal” dediğimiz şeyin ne olduğu sorgulandığı gibi... Hélène sadece cinsel tabulara değil ölüme karşı da meydan okuyan bir karakter. Ölümü beklemek zorunda olmadığını intihar ederek kanıtlamaya çalışan ve yaşlanmasına rağmen aktif bir sosyal ve cinsel hayatı olması onun dünyevi gerçeklere nasıl bir bakış açısı sergilediğini gösteriyor. Yönetmen her ne kadar filmin büyük bir kısmını erotik sahnelerle doldurmuş olsa da, izleyiciyi karakterlerin ruhsal dünyalarına çekmeye çalışmış ve filmi düz bir porno mantığından kurtarmış. Yönetmen filmin sonunda izleyicinin izlediği karakterlerin kendisinden çok da farklı veya sapkın olmadığını, sadece bu karakterlerin daha özgür olduklarını görmesini istiyor. Aslında filmin misyonu da burada ortaya çıkıyor.


Birçok izleyicinin sınırlarını zorlayacak bir film olsa da anne-oğul ilişkisinin kalıplardan sıyrılmış halini, cinselliğin ne gibi çıkmazlar yaratabileceğini ve dejenerasyonun bir üst seviye veya kurtuluş olarak görülebilir olduğunu gözlemlemek için ideal bir film.

Orijinal Adı: Ma Mére

Yönetmen: Christophe Honoré

Senaryo: Georges Bataille, Christophe Honoré

Görüntü Yönetmeni: Hélène Louvart

Kurgu: Chantal Hymans

Müzik: Jean Claude Brisson

Oyuncular: Isabelle Huppert (Hélène), Louis Garrel(Pierre), Emma de Caunes(Hansi), Joana Preiss(Réa), Jean-Baptiste Montagut(Loulou), Philippe Duclos(Baba), Dominique Reymond(Marthe), Olivier Rabourdin(Robert), Pascal Tokatlian(Klaus)

Yapım: Paulo Branco, Gabriele Kranzelbinder, Alexander Dumreicher-Ivanceanu, Bernard Henri Lévy

Yapım Tasarımı: Laurent Allaire

Sanat Yönetmeni: Arnaud Roth

Oyuncu Seçimi (Casting): Richard Rousseau

Ses Kurgusu: Bernard Maisch, Joaquim Pinto

Kostüm Tasarımı: Pierre Canitrot

Makyaj: Delphine Jaffart, Pierre Olivier Persin

Yönetmen Yardımcıları: Sylvie Peyre

Çekim Yeri: Las Palmas (Kanarya Adaları)

35 mm, Renkli, Dolby SRD, 1.66:1

Ülke: Fransa, Avusturya, Portekiz

Yapım Yılı: 2004

Dil: Fransızca

Süre: 110 dk.

 
Toplam blog
: 102
: 1607
Kayıt tarihi
: 26.08.08
 
 

1980 İzmir doğumluyum. Kendimi bildim bileli gözlem ve yorum yapmayı çok seviyorum. Genelde hayatı h..