Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '17

 
Kategori
Anne-Babalar
 

Annem

Annem
 

Ellerini öpünce; Duasını alınca; Gözlerine bakınca mutlu olur, huzur dolarsınız. Ya yoksa...!

Gece vakti annem geldi aklıma…

Oğlumun”Annem” diye seslenişi tetikledi göz pınarlarımı.

Ne çok özlemişim…

7 yıl 11 ay 6 gün geçti aradan…

Bir kış günü…

Tıpkı, yaşadığı onca yıla düşen dert tanelerinin, yaşadığı günleri kapladığı gibi öldü…

Yaşadığı hayatını hep kış içinde geçirdi.

Bahar gelir mi diye düşünürken, amansız hastalık vurdu pençesini yüreğine.

 En son gördüğüm gün, yaşadığı “ömürlük kış”ın ağırlığı altında ezilmiş bir anne duruyordu yatakta… Gözleri kapalı, saçları apak olmuş, ağzından verilen hortumla yaşayan ölü hale gelmiş bir anne duruyordu karşımda…

Bütün hayatını neredeyse acılarla geçirmiş, saçını gerçekten süpürge etmiş ve tükenmiş bir ana yatıyordu yoğun bakım odasındaki yatakta…

Dışardan gelince oğlunu görünce ağlayan anam duruyordu hayat destek ünitesine bağlı yatağında…

Bizlerin rahatı için Tarlada bağda bahçede Babam yanında nasıl gayretle çalıştığını;

Akraba, eş-dost tan söz ederken nasıl gözlerini dolduğunu;

Bayram sabahlarında, hazırladığı yer sofrasında nasıl dertli baktığını;

Öğrencilik yıllarımda, harçlığın var mı diye sorarken telefonda sesinin nasıl titrediğini;

Her ayrılıştan sonra “ne zaman geleceksin oğlum” deyişini;

Ben Şehir dışından gelirken evin dışında beni beklediğini;

Bir karar alınacağı zaman mutlaka fikrimi soruşunu;

İyi olursan bana bir koyun kesermisin diye soran doktora bir değil 5 keserim deyişini;

Doktor doktor gezdirirken, “bunlar benim hastalığımı bilmiyor oğlum” deyişini;

“boş ver harcama paranı yavrum” sözlerini;

“sana yük oluyorum oğlum, hakkını helal et” mahçubiyetini;

Benim üzüldüğümü gördükçe gizli gizli ağlayan gözlerini nasıl sildiğini;

“öldüğümde beni Şefaatli’ye götürün” deyişini;

Belki biz önce ölürüz dediğimde “Allah sizin acınızı bana göstermesin” deyişini;

Ölürken bile geride kalanlar hakkında “n’olacak bunların hali” deyişini;

Ne çok sevdiği 4 yaşındaki Oğluma “sana doyamadım kuzum” sözlerini… hiç unutmadım.

Hiç unutmadım annem seni.

 Annesinin sesini duymak için telefon edenlere,

“Özledim, gidip göreyim” diyenlere,

Annesine “annem, sevgilim, bir tanem, canım anam seni çok seviyorum” şeklinde seslenenlere,

Anneler gününde hediye alıp götürenlere, el öpenlere,

Başlarını annelerinin dizlerine koyup, yaşına başına bakmadan yatıp, ellerini hissedenlere,

Bir iş yapacakları zaman arayıp dua isteyenlere,

Aynı yerde yaşayıp duasını alanlara…bakıp bakıp iç çekiyor ve ağlıyorum…

 Onu toprağa verdiğim günden beri hemen her gün Fatihalar yollasam da,

Ettiğim dualarda, Peygamberimizin (sav) adının ardından Onun da adını zikretsem de,

Yılda birkaç kere kabrini ziyaret edip, başında gözyaşı döksem de,

Bıraktığı tesbihi elime alıp okşasam da,

Çektiğim fotograflara bakıp hasret gidermeye çalışsam da,

Sohbetlerde konusu geldiğinde annemi hatırlayınca hüngür hüngür ağlasam da…

Olmuyor işte. Olmuyor…

Yeri dolmuyor…

Geri gelmiyor…

Hasret bitmiyor…

Annesizlik giderilemiyor…

Annem geldi aklıma bir gece vakti.

Ağladım dakikalarca.

Gözlerimden uykuyla beraber dökülen yaşlar ıslattı sinemi.

Anama ağladım.

Anacığını hiç göremeyenlere ağladım…

Anasının kıymetini bilemeyen talihsizlere ağladım.

Ruhuna El-Fatiha 

 

 
Toplam blog
: 7
: 181
Kayıt tarihi
: 24.10.17
 
 

Açık sözlü olmayı severim, yazılarımızı sosyal medya platformlarında paylaşmanızdan memnun olacağ..