Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Ekim '09

 
Kategori
Psikoloji
 

Annesinden nefret eden kız...

Annesinden nefret eden kız...
 

img183.imageshack.us/img183/271/38884587nl0.jpg


Gerçek yaşamdan alınan aşağıdaki satırlar tarafımdan kurgulanmıştır.

Adım Neslihan. Annemi 7 yaşında kaybettim. Onu kaybettiğimde hiç ağlamadığımı bugün bile hatırlıyorum. Annemin ölümünden sonra beni teyzemin yanına verdiler. Onun yanında 2 yıl okula gittim. Teyzem kendisine anne dememi istiyordu. Ama ben o kelimeyi ağzıma almak istemiyordum. 2 yılın sonunda evlenen ablamın yanına gittim. Aradan yıllar geçti bir gün......

******

- Siz Neslihan'ın teyzesisiniz. Sizin yanınızda kaldığı dönemlerde size karşı da soğuk davranışlar içersinde miydi?

- Baştan anlatayım. Kız kardeşim Almanya'da yaşıyordu. Eşinin şizofren olduğunu yıllar sonra öğrenmişti. Kocası dışarıya karşı çok normal davranışlar içersinde olmasına rağmen ev içinde kardeşime karşı dayaktan tutun da aklınıza gelebilecek her türlü baskıyı uyguluyordu. Dört tane kız çocukları vardı. Neslihan onların en küçükleriydi.

- Kocası ne iş yapıyordu?

- Bir fabrikada çalışıyordu. Ama bir Alman kadar iyi Almancası vardı. Türkiye'den gelen bir çok kişiye de, resmi dairelerde işlerini halletmesi için yardımcı olurdu. Muhiti çok genişti. Almanya'daki yetkililerle de çok iyi diyalogları vardı.

- Kardeşiniz nasıl öldü?

- Kardeşim 38 yaşındaydı. Kocası hap içerek intihar ettiğini söyledi. Ama biz onun intihar ettiğine hiç ihtimal vermedik. Bence o hapları kocası ona zorla içirerek ölümüne sebep oldu.

- Peki otopsi yapılmamış mı?

- Otopsi yapılmış, midesinde çok miktarda ilaç bulunmuş.

- Peki intihar etmediğine siz nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz?

- Ölmeden evvel kardeşimin bana yazdığı bir mektup var. Eşimden boşanmamamın tek bir nedeni var. O da çocuklarımın babasız büyümesini istemememdir diye yazmış. Çocuklarının babasız büyümesini istemeyen biri, annesiz büyümesini ister mi?

- Bu mektup yeterli bir kanıt mı sizce?

- Kardeşimin kocasının Almanya'daki ilişkileri çok iyiydi. Otopsi sırasında sadece midesine bakmışlar. Ama yıkama esnasında yıkayan kişi kardeşimin şakak kemiğinin kırık olduğunu söylemişti. Aynı zamanda çocuklar kardeşimin ölümünden bir gece evvel, babaları tarafından kardeşimin dövüldüğünü anlatmışlardı.

- Peki kocası, eşinin öldüğüne üzülmemiş mi?

- Kardeşimin cenazesini gönderirken, telefonla bana, "Kardeşinizin leşini havaalanında karşılayın" demişti.

- Peki, o adam daha sonra Türkiye'ye gelmedi mi?

- Geldi. Tam 5 yıl sonra. Biz de polise ihbarda bulunarak onu cinayetle suçladık ve nezarete alınmasını sağladık. Kardeşimin bana gönderdiği mektupları da delil olarak mahkemeye sunduk.

- Peki sonra...

- Hakim de yaptığı soruşturma da adamın bu cinayette parmağı olduğunu anladı ama delil yetersizliğinden serbest bıraktı.

- Tekrar otopsi isteseydiniz....

- Almanya'da bir kere otopsi yapıldığından ikinci kere otopsiye gerek duyulmadı.

- Peki Neslihan'la daha sonra görüştünüz mü?

- Evet yakın zaman önce bana geldi. Evlenmişti ve 10 aylık bir çocuğu vardı.

- Babası hakkında konuştunuz mu?

- Evet. Belki Adalet onu mahkum etmedi ama. İlahi adalet sonucunda beş parasız sokaklarda öldüğünü söyledi.

- Nasıl olmuş?

- Hani sokaklarda kirli sakallı, sakalları, saçları uzamış, üzerinde bir pardesü ve bir kemer olan serseri tipler vardır. Adam o halde kızının evinin karşısında bir kahveye gitmiş. Belki de kızını görmek istiyordu ama yanına gitmeye cesaret edememiş. Kahvede konuşurken birden fenalık geçirmiş. Yanındakiler kızına haber vermişler. Hastaneye yetiştirmeye çalışmışlar ama yoldayken ölmüş adam.

- Peki Neslihan annesinden neden nefret ediyormuş? Sizin yanınızda kaldığı sürece sizin ısrarlarınıza rağmen size neden anne dememiş?

- Evet o soruyu sordum kendisine. Bana verdiği cevap şöyle oldu. "Annem beni yedi yaşında bu dünyada bırakıp öldüğü için ondan nefret ettim" dedi. Ben de "Hiç insan yavrusunu bırakıp bu dünyadan gider mi? Bak şimdi senin 10 aylık bir çocuğun var. Şimdi sen bu çocuğunu bırakıp, ölmek ister misin?" dediğimde ellerini tahtalara vurarak "Aman, Allah korusun" demeye başladı ve hemen sonra hüngür hüngür ağlamaya başladı.

- Bildiğim kadarıyla siz halen yanlız yaşıyorsunuz ve çocuğunuz yok.

- Evet, iki defa evlendim ama çocuğum olmadı. Onun için annesiz olan bu yeğenimin bana anne demesini çok istemiştim. Ama babası ona "Annen seni bırakıp intihar etti" sözünün etkisinde kalmış olmalı ki o kelimeyi hiç ağzına almadı.

- Peki sizinle konuştuktan sonra....

- Ben olayları çok sonra öğrendim. Annemi boşu boşuna suçladığımı anladım ama iş işten geçmişti dedi.

- Sonra....

- 2 gün çocuğuyla beraber yanımda kaldı. Bu iki gece geç vakitlere kadar dertleştik kendisiyle. 2 gün sonra Çınarcık'tan motora bindirdim kendisini. Kendisi eşi ve çocuğu ile birlikte Almanya'da yaşıyordu. Ama birkaç sene sonra kesin dönüş yapacaklarını söyledi bana.

- Bu ziyaret aranızda bir yakınlaşma olmasını sağladı herhalde.

- Evet. Kendisini motora bindirdikten sonra, telefonuma bir mesaj geldi. Mesaj Neslihan'dan geliyordu.

- Ne demiş mesajında?

- Herşey için çok teşekkürler anneciğim. Yılbaşında seni görmek için tekrar yanına geleceğim.

 
Toplam blog
: 974
: 3444
Kayıt tarihi
: 16.01.07
 
 

2017 Basın özgürlük endeksine göre 180 ülkeden 155. sırada olan ülkemizde yemek tarifleri  ve tel..