Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Temmuz '12

 
Kategori
Sinema
 

Anonymous

Anonymous
 

 

Yaşadığı trajediden habersiz, genç Kont Edward De Vere, İngiltere kraliçesine sevgiyle sarılır ve kulağına fısıldar:

 Ey sevgilim, nerelerde dolaşıyorsun böyle?
Geliyor seni candan seven aşığın dur onu dinle.
Elemi de, neşeyi de beste yapmış diline.
Uzaklaşma şirin yarim.
Yolculuklar, aşıkların buluşmasıyla nihayetlenir.
Her tanrı kulu bunu bilir.

 ****

Bu dizelerin gerçek sahibi kim? Shakespeare mi? Yoksa zengin Oxford kontu mu?

 “Anonymous”la  Shakespeare üzerine ve onun yaşadığı döneme ait , kurgusal ve çok cesur bir teoriyle bence müthiş bir film çıkarmış yönetmen Roland Emmerich.

 Dünya edebiyatına yön vermiş bir dahiden, Shakespeare'den bahsediyoruz. Onun aslında yazmayı ve okumayı bile doğru düzgün bilmeyen bir aktör olduğu ve tüm eserlerinin dönemin zengin kontlarından birine ait olduğu teorisi üzerine kurgulanmış film. Çıkış noktası ise Shakespeare’ın hiçbir oyunu ve sonelerinde orjinal el yazımlarının bulunamamış olması ve tabi ona ait bilgilerin çok dağınık ve eksik olması.

Doğru mu yanlış mı hiçbir zaman ispatlanamaz tabi. Doğru olabilir. Yanlış da. Ama kafaları karıştırdığı da bir gerçek.

Siyasi dengelerin bir takım saray entrikalarıyla yerine oturtulmaya çalışıldığı, kilise ve din adamlarının etkin ve baskın olduğu karanlık bir ortamda, genç kont Edward De Vere’ ın en büyük tutkusu yazmaktır. Hem de edebiyatın, tiyatronun, sanatın büyük günah sayıldığı bir dönemde.

Küçüklüğünden itibaren kral olmaya hazırlanılan Kont Edward De Vere, işte böyle baskıcı bir dönemde, eserlerini basit bir aktör olan " William Shakespeare” adını kullanarak yazıyor. Kont Edward De Vere bir yandan “Romeo ve Juliet”  “Kral Lear”, “Macbeth”, “Hamlet”, “Othello” gibi trajik hikayelerini yazarken bilmiyor ki hayat da ona başka bir trajik bir rol biçmiş.

 Bu filmi izleyenin tartışacağı ya da değerlendireceği iki konu var.

 Birincisi dünya edebiyatının tartışmasız dahisi William Shakespear’ın eserlerinin başkalarınca yazılmış olduğu teorisi doğru mudur? Bu konu eldeki bilinen ya da bilinmeyen bilgiler ışığında tartışılmalı mıdır? Gerekli midir?

 İkincisi ise kurgusal sinemanın, tarihteki şahsiyetleri ve olayları yeniden kurgulamasındaki yaratıcılık ve başarısının sinema sanatı açısından değerlendirilmesidir.

Bir de tabi eğer filmde William Shakespeare adı hiç geçmeseydi , sadece  dönemin bir kontu yaşadığı koşullar ve baskılardan dolayı eserlerinde farklı bir isim kullanıyor olsaydı ve hikayeyi bu gözle izleseydik filme bakılışımız ve değerlendirmemiz nasıl olurdu?

Şu bir gerçek ki bütün sanatlarda olduğu gibi sinema sanatı da etkileyici, büyüleyici ve bazen de  bazı çevreleri tedirgin edici özelliğe sahip. Bu tedirginliğin nedeni sinema perdesindeki gerçeğin doğruymuş gibi görünüp insanları etkilemesinde. İşte bu doğruymuş gibi görünen gerçek her zaman “genel kabul görmüşlerin” içinde olmayabiliyor. Böyle olduğunda da, şaşırtıyor, düşündürüyor, sorgulatıyor. “Anonymous” filminde olduğu gibi.

 Sinema, tarih biliminin sosyalleşmesinde de müthiş bir öneme sahip. İtiraf  ediyorum, filmi izledikten sonra Shakespeare’ın  eserleri ve hayatına olan ilgim arttı.

 Yakın zamanda hatırlayalım “Muhteşem Yüzyıl” dizisi başladığında kopan fırtınayı. Ve bununla birlikte Osmanlı tarihine olan ilginin nasıl arttığını ve bu artışın tarih kitaplarına nasıl yansıdığını.

( Filmi izlerken “aman Tanrım” dedim. Şimdi bizde de bir film yapılsa Mevlana, ya da ne bileyim Mimar Sinan hakkında. Dönem tarihiyle birlikte kurgulansa ve aslında eserlerini onların değil de bir başkasının yazdığı ya da yaptığı iddia edilse. Neler olurdu? )

 Görünen ; İngilizler kendi tarihlerini, olayları ve şahsiyetleri bizim kadar kutsamıyor. Kendilerine zaman içinde farklı kutsallar yarattıkları ve bununla özgüvenlerini hayli yükselttikleri için belki de. Dizileri de bir sinema filmi kategorisinde değerlendirirsek “The Tudors” bu anlamda çarpıcı bir örnek. Ayrıca “Kraliçe Elizabeth”, “Zoraki Kral” “Cesur Yürek”aklıma gelenler.

Tüm bu düşündüklerimin ışığında; yüzyıllardır zaman ve mekan tanımaksızın tüm  insanlara dokunan, insanlık hikayelerini, böyle muhteşem şekilde söyleyenin kim olduğu önemli mi aslında diye de düşünüyorum.? Bu trajediler , komediler, soneler birileri tarafından yazıldı ve dünyaya miras olarak kaldı. İsmi Shakespeare olmuş, Edward De Vere veya bir başka isim olmuş ne önemi var.

Filmin kurgusu çok başarılı. Tarihi atmosfer, koreografi, kostümler, dönemi çok iyi yansıtıyor. Oyuncular da göz dolduruyor. İzleyiniz.

 Tijen Taşlı- İzmir

 

 

 
Toplam blog
: 156
: 2800
Kayıt tarihi
: 03.04.07
 
 

SÖZ UÇAR, YAZI KALIR. 9 Eylül Ünv. İşletme mezunu, 9 Eylül Ünv.Sosyal Bil. Ens.Sağlık Kurumla..