Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

16 Ocak '18

 
Kategori
Sağlıklı Yaşam
 

Anoreksiya Nervoza

Anoreksiya Nervoza
 

Son 20 yıl içinde özellikle medyanında etkisiyle bilinirliği giderek artan anoreksiya nervoza, kişinin beden algısının bozulduğu sözel telkinlere dirençli, inandırıcı delillere rağmen beden algısındaki çarpıklık nedeniyle ısrarlı ve katı diyetlerle olması gereken sağlıklı kilosunun çok çok altına inme çabası ve bunu zamanla gerçekleştirerek, beden sağlığının bozulmasına kadar ilerleyen, farkedilip tedavi edilmezse ciddi işlev kaybı riski olan bir hastalıktır. Erkek kadın oranı 1/10 civarındadır.
 
Kişide oluşan bozuk beden algısı nedeniyle, her ne kadar ileri derecede kilo kaybı olsa da halen verdiği kiloları yeterli bulmamakta ya da bedeninin belirli bölgelerinde hala aşırı kilo olduğu düşüncelerine kapılmaktadır. Bu sebeple de sık sık ayna karşısında, tartı başında kilosunu kontrol ederek, kaygılarını takipte kalır.
 
Anoreksiya hastalarında kilo verme amacına ulaşabilmek amacıyla, oldukça katı uyguladığı diyete karşın zaman zaman kontrolunu kaybederek aşırı yeme atakları ve sonrasında kusma davranışları da eşlik edebilir. İshal yapıcı ilaç, şurupların kullanımı sık gözlenir. Artık beden sağlığıda ciddi ölçüde zarar görmeye başlasa dahi bu konuda terapi desteği olmadan kolaylıkla iç görü kazanmaz. Bu nedenlede sıklıkla zoraki olarak tedaviye yönledirilirler.
 
21. yüzyılın trendi olarak topluma dayatılan "zayıf kadın güzeldir" algısının etkisi çok önemlidir. Neyse ki son yıllarda bu algı giderek değişmeye başlamış görünmektedir. Sağlıklı kiloda, düzenli spor yapma, sağlıklı ve düzenli beslenme konusunda yeni trendler başlamıştır.
 
Bu konuda netleşen araştırmalara ihtiyaç olsa da zamanla yerini, abartılı egzersiz fitness programları, takıntılı bir biçimde sağlıklı mı& sağlıksız mı şeklinde katı diyet kontrolleri, gıda takviyeleri ve ilaç - hormon tüketimlerininde eklendiği yeni sendromların bizleri beklediği kanaatindeyim. Kimbilir yeni bir sendrom tanımlanmaya başlamıştır bile, değilse de artık buradan önceden duyurmuş olalım.
 
 
Peki Neden Hastalık Olarak Düşünülmekte? Gerçekten Hastalık mıdır?
 
Yukarıda da bahsedildiği üzere aşırı kilo kaybına bağlı artık işini gücünü yapamaz hale gelinmesine, hatta kaşeksi dediğimiz halk arasında "bir deri, bir kemik" haline gelinse dahi, kişide "içgörü" oluşmamaktadır. Tabi ki hiç farkındalık olmayacak diye bir kural yoktur kısmi farkındalık olan vakalarda az değildir. Zaten en hızlı tedaviye cevabıda bu vakalar verir.
 
Sanki anoreksiya hastalarının gözlerinde bizim bilemediğimiz, göremediğimiz bir filtre varmışçasına, aynada kendisine baktığında gerçektende istediği kiloyu halen verememiştir. Başka konularda gayet sağlıklı düşünüp, kararlar verebilen, beden sağlığı bozulana kadar işini, sosyal ilişkilerini gayet sağlıklı idare eden bir kişinin nasıl böyle düşündüğü, mevcut tabloyu göremediği konusunda çevresi hayretler içinde kalır. Bu tablo karşılıklıdır aslında, Hasta da kendisine yönetlilen, ısrarla kilo alması gerektiği söylemlerinden rahatsız olur, tüm aynada ve tartıda gördüklerine rağmen neden kendisini anlamadıklarını sorgular.
 
Bu sebeple anoreksiya hastalığı olan aile bireylerimiz varsa bu durum hep akılda bulundurulmalı, zorlayıcı, suçlayıcı, yargılayıcı davranışlardan sakınmalıyız. Zaten aile ne yaparsa yapsın bu düşüncenin katı, eleştiriye kapalı, aksi kanıtlar onlarca defa sunulmasına rağmen değiştirilmesinin çok zor olduğunu sıklıklada değişmediğini farkedecektir. Profesyonel tedavi desteği olmadan bu çabalar sonuçsuz kaldığı gibi aile ilişkileride giderek bozabilmektedir.
 
 
 
Toplam blog
: 3
: 578
Kayıt tarihi
: 16.01.18
 
 

Psikiyatrist / Psikoterapist Adanada yaşıyor. Evli 2 çocuklu. Mesleki İlgi Alanları: Bilişsel Dav..