Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Şubat '13

 
Kategori
Kitap
 

Antalya'da İkincisi Düzenlenen Kitap Fuarı ve İzlenimlerim

Antalya'da İkincisi Düzenlenen Kitap Fuarı ve İzlenimlerim
 

  • Antalya’da düzenlenen Uluslararası 2.Antalya Kitap Fuarı geçtiğimiz hafta sonu, yani 17 Şubat Pazar günü bitti.
  • Fuara ilişkin izlenimlerimi yazmak istiyordum ama beş gün oldu halen istediğim gibi bir fırsat bulamadığımdan, izlenimlerimi yazma hususunu ertelemek durumunda kaldım.
  •  
  • Kitap fuarlarının ülke sathına yayılmasını isteyenlerdenim ama neylersiniz ki yurdumdaki kitap okuma oranlarına baktığımda bu işin pek de hayata geçebileceğini, en azından yakın zamanda hayata geçebileceğini sanmıyorum. Onca yıldan sonra daha geçtiğimiz yıl ilk olarak Antalya’da kitap fuarı düzenlendi ve ilgi hayli yoğun olduğundan olsa gerek, bu yıl ikincisini de düzenlediler. Sanırım bu organizasyon önümüzdeki yıllarda daha da büyüyerek devam edecektir.
  •  
  • Kitap okumak gibi bir aktivitesi olan insan için kitap fuarı içerisinde dolaşmak, kitapların kokusunu içine çekmek, yazarlarla tokalaşmak ve göz göze gelmek hayli keyifli bir şey. Fuar beş gün sürdü ve ben bu beş gün içerisinde üç kez fuarı gezdim. Dediğim gibi, eğlenceliydi. Gerçi İstanbul ile kıyas yaptığımızda tabi ki Antalya’da yapılan organizasyon hayli küçük kalıyor ama her şeye rağmen Antalya bu organizasyonun henüz daha başında. Önümüzdeki yıllarda daha da fazla yayınevi ve yazarın katılımıyla, daha keyifli organizasyonlar ortaya çıkacaktır.
  •  
  • Sanırım Antalya, nüfusa oranla Türkiye’de kitap okuma oranı açısından diğer şehirlerden birkaç adım önde.
  • Bu durumu Antalya’nın sosyo kültürel yapısında aramak gerekiyor. En azından net olarak bildiğim bir şey varsa, Antalya’da üniversite tahsili almış olan insan sayısı yine nüfusa oranla Türkiye’nin diğer kentlerinden birkaç adım önde. Sosyo ekonomik hayatına baktığımızda ise Antalya’da serbest meslek hizmeti verenlerin sayısının hiç de azımsanmayacak ölçüde olması da okuma oranına önemli katkılar sağlıyor. Tabi bunların yanı sıra Antalya’nın dışa açık bir kent olması ve yılda on milyonun üzerinde bir turistin tatilini Antalya’da geçiriyor olması, toplumdaki muhafazakâr eğilimleri fazlasıyla törpülüyor. Anadolu’ya çıkıp, birkaç hafta sonra tekrar Antalya’ya döndüğünüzde, Antalya’nın ve diğer Anadolu kentlerinin yaşam biçimindeki derin farklılığı hemen hissedebiliyorsunuz.
  •  
  • Fuara ilişkin özel bir şeyler yazmak isterdim ama öyle kayda değer çok da fazla özel bir şey yoktu. Emekli Savcı Vural Savaş’ın, fuar süresince standında olduğu ve kitaplarını imzaladığı hayli dikkat çekiciydi. Gerçi kitaplarının çok da fazla satıldığını söyleyemeyeceğim ama Vural Savaş fuar süresince, yani beş gün yada en azından benim gezdiğim üç gün boyunca standını hiç terk etmedi.
  • Geçtiğimiz yıl olduğu gibi bu yılda yine Rıfat Ilgaz’ın oğlu Aydın Ilgaz babasının kitaplarını imzalıyordu. Hasan Kıyafet, Şükrü Erbaş, Cezmi Ersöz, Ali Nesin gibi yazarlar, şairler de standlarının başından ayrılmadılar.
  • En fazla ilginin popüler kitaplara olduğunu bir defa not edelim.
  • Özellikle çocuk kitaplarında son dönemlerin popüler çocuk kitapları olan ve popüler kültürü yeni yetme kuşaklara taşıyan kitaplar fuarın en revaçta olanlarıydı. Fazlaca edebi bir dilin olmadığı, kolay okunabilen, büyük puntolarla, ciltli olarak yazılmış “Saftirik” türevi kitapların yoğunluğu dikkat çekici düzeydeydi. Epsilon Yayınları bu alana diğer yayınevlerine oranla ambargo koymuş. Bu kitaplarda fazlaca nitelik aramamak gerekiyor ama işin kötü tarafı bu kitapların fiyatları cep yakacak cinsten. Ciddi bir edebiyat kitabı için ödediğiniz bedel 15 ila 20 tl arasındaysa, bahsi geçen bu çocuk kitaplarının fiyatı da bu seviyelerde seyrediyor.
  •  
  • Geçtiğimiz yıllarda fazlaca dikkat çekmekten uzak olan muhafazakâr yayınevleri standları, bu yıl hayli dikkat çekiciydi. Özellikle malum cemaate yakın yayınevlerinin önü salkım saçak doluydu. Bu standların önünde başörtülü, türbanlı, çarşaflı kadınları yoğun bir şekilde görmek mümkün. Sanırım en fazla kitap satan yayınevleri muhafazakâr yayınevleriydi. Bu durumun iyiye bir gelişme olduğunu söyleyebilirim. “Muhafazakâr” diye tabir ettiğimiz kesimlerde de okumanın hele hele kadınların okumaya ilgi göstermesini hayli önemli bir gelişme olarak nitelendiriyorum. Hele ki geçtiğimiz yıllarda kız çocuklarının okumasına ambargo koyan bu çevrelerin kitaba, okumaya ilişkin mesafe kat etmiş olmaları göz ardı edilecek bir durum değil.
  •  
  • Milliyetçi olarak tabir ettiğimiz yayınevlerinin ise satışlarının ciddi bir boyutta olmadığını söylemeliyim. Zira üç gün boyunca epeyce bir zaman geçirdiğim fuarda milliyetçi olarak bilinen yayınevleri adeta sinek avlıyordu. Doğru düzgün standlarının önünde herhangi bir okur görmedim dersem yeridir.
  • Bunlara karşın Timaş, İletişim, Doğan, Bilgi, Can, Yapı Kredi gibi yayınevlerinin önleri hınca hınç doluydu. Önceki yıllarda da benzer görüntüleri çok defa görmüştük. Kaldı ki İletişim ve Can yayınlarından çıkan kitapların fiyatları cep yakar cinsten olmasına karşın bu yayınevleri en fazla ilgiyi gören yayınevleriydi.
  • Cumhuriyet Kitap Kulübü ise beklenilen performansı bu yıl gösteremedi. Üç günlük fuar izlenimlerimde Cumhuriyet Kitap Kulübünün önceki yıllara oranla standlarının önü beklediğim ölçüde kalabalık değildi. Oysa Cumhuriyet Kitap Kulübünden gayet güzel ve ilgi çekici romanlar çıkar. İlginin zayıflığı sanırım Cumhuriyet Kitap Kulübü yetkililerinin de dikkatini çekmiştir.
  •  
  • Antalyalı yazar ve şairlerin açtığı stand ise her zamanki gibi ilgi odağı olmaktan uzaktı. Hem fuarın ücra bir köşesinde olmaları, hem de popüler olmaktan uzak oluşları Antalyalı yazar ve şairlerin ilgi çekici olmaktan çıkartıyor.
  •  
  • Bu yıl fuara Türkân Şoray’da iştirak etti.
  •  
  • Biliyorsunuz Türkân Şoray geçtiğimiz aylarda NTV yayınlarından bir kitap çıkardı. “Sinemam ve Ben”.
  •  
  • Türkân Şoray kitabını imzalamak için 16 Şubat Cumartesi günü fuara iştirak etti ve kendisine ayrı bir yer tahsis edildi. Doğan Hızlan Kütüphanesinde kitabını imzalıyordu Türkân Şoray ve gerçekten de ayrı bir yer tahsis edilmesi yerinde olmuştu. Kral Yolu üzerinden Cam Piramid’e geçerken, Doğan Hızlan Kütüphanesinin önündeki kalabalığı gördüğümde “Hayırdır burada ne var?” demiştim kendi kendime, meğerse Türkân Şoray’mış.
  •  
  • Sonuç olarak, genel anlamda baktığımızda kitap fuarı Antalya’da geçtiğimiz yıl ki ilgiyi yine gördü. Özellikle 16 Şubat Cumartesi günü fuara girmek bir hayli sıkıntılıydı. İzdiham alabildiğineydi.
  • Darısı gelecek yıllara…
  •  
  •  
 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..