Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

15 Kasım '12

 
Kategori
Kültür Turizmi
 

Antalya ilinin doğusuna kapsayan Likya ve Kilikya antik kentleri arasında kalan bölge Pamfilya’dır.

Antalya ilinin doğusuna kapsayan Likya ve Kilikya antik kentleri arasında kalan bölge Pamfilya’dır.
 

Pamfilya


Pamfilya veya Pamfulia "Irkların Ülkesi"

Turizme gazetecilikten geçtiğimde, ilk önce Pamfilya Turizm’de yani bir acentada bir yıl görev yapmıştım.

Herşey ne kadar tuhaf gelmişti bana. Başka bir dünya, başka bir ortam! İnsanlar farklıydı sanki.

Aslında farklı olan onlar değil benmişim. Yıllar geçtikten sonra anladım bunu. Nedeni ben alışmıştım oralara, onlardan biri olmuştum. Yani turistik bir şehirde turistlerin kapsadığı bir acentada çalışıyordum. Burası benim gazeteciliğime benzemeyen bir iş yeriydi ve asla bir gazeteci gibi çalışmıyordum.

Beni ilk başlarda inanılmaz üzmüştü.

Hatta samimi diyebilirim ki perişan etmişti.

Sonra ben farkına varmadan birde baktım ki üzüntüm geçmiş, sevmişim bile!

Ne garip hiç yapamayacağım, asla beceremem, ya da: ‘Bu benim işim olamaz’

Dediğiniz sizin işiniz oluyor üstelik siz o işi çok seviyorsunuz. Nerede ise bir ömür geçiriyorsunuz…

Çok yorucu, çok stresli, çok fedekarca çalışırsanız turizmde başarılı olursunuz.

Şimdi dönüp baktığımda kendime aferin diyorum.

Bir tesiste genel müdür olduktan ve bayağı bir sürede bu görevde bulunduktan sonra, yazı aşkım ağır geldi ve turizmden vazgeçtim.

Bu nedenle olsa gerek! Pamfilya denilince turizm, turizm denilince aklıma hep; Pamfilya gelir…

Peki, Pamfilya ismi nereden gelmiştir?

Şimdi isterseniz birlikte okuyalım…

Anadolu'nun güneyinde Aksu çayının doğusundan başlayarak Antalya ilinin doğusuna kapsayan Likya ve Kilikya antik kentleri arasında kalan bölgedir.

Antik çağda pek çok ırkın bir arada yaşadığı Pamfilya kenti bu özelliğiyle diğer kentlerden ayrılmaktadır.

Pamfilya'nın kelime anlamı "Irkların Ülkesi" anlamına gelmektedir.

Pamfilya kentinin kuruluşu hakkında birden fazla görüş bulunmaktadır.

Grekler, Pamfilya ismiinin Mopsos'un kızı Pamphilia veya üvey kız kardeşi Pamhyle'e bağlayarak verilmiş olduğunu düşünmektedirler.

Romen yazar Gaius Plinius Secundus ise Pamfilya'nın eski adının Mopsopia olduğunu bildirmektedir.

Pamfilya'nın halkları tarafından bırakılan eserler, özellikle Mopsos'a ait olanları Plinius'u doğrular niteliktedir.

Buradaki gerçek kendini sikkelerde ve taş yazıtlarda gösterdiği gibi, Pamfilya'daki Grek Ağzı, Dor göçünden önceki Atina ile sıkı bır ilişki göstermektedir.

Truva Savaşları'ndan yüz yıl sonra gelen, Yunanistan'ın büyük bir bölümüne yayılan ve Pelepones'i egemenliği altına alan Dorlar, kendi ağızlarını da beraberlerinde getirmişlerdir.

Aslında eldeki bilgiler, İ.Ö. 200 yıllarına ait Sillyon'daki kapı desteklerinin üzerindeki tek uzun bir yazıttan doğmaktadır.

Perge, Aspendos ve Sillyon'da aynı tarihlerde özel adlar dışındaki form ve harflerde aynı özellikler görülmektedir.

Bu da bize İ.Ö. 2.yy'a kadar bu üç kentte ortak bir ağzın konuşulduğunu göstermektedir.

Büyük İskender'in bu bölgeleri ele geçirişinden sonra, buralarda konuşulan bölge ağızları yavaş - yavaş kaybolmuş ve yerini “Koine” olarak adlandırılan Grekçe'ye terk etmiştir.

Yunanistan'dan gelen bu ilk göçü, sonraları ikinci bir göç izlemiş; Yunanistan ve Anadolu'nun batı kıyılarında İyonya ve Aiolis adını taşıyan bölgelerde oturan Grekler, Pamfilya'ya doğru etki ederek Perge, Aspendosve Side gibi sömürge kentlerini oluşturmuşlardır.

Kral Darius'un İ.Ö. 490'da ve on yıl sonra da Xerxes'in Yunanistan'da yurtlanma girişimlerinde Persler, bu bölgelerden de asker toplamışlardı.

Heredot'un abartmalı sayıları ile 1.700.000 kişi olarak sandığı Xerxes'in ordusuna Pamfılyalılar Grek stilinde donanmış 30 parça gemi ile katılmışlardı.

Tarihçiler onları Kalchas ve Amphilochos'un torunları olarak belirtmektedirler.

Kendi yurttaşlarına karşı savaşmak zorunda bırakılan Pamfilyalılar'ın, önemsiz bir bağlaşık olduklarına dair Kana Kraliçesi Artemisia Xerxes'e uyarıda bulunmuştu.

Pelepones Savaşları'na kadar, bir yüzyıldan daha az süren özgürlükten sonra, 356'da Persler, Ispartalılar'ın yönetimine geçmiş olan Attika Delos Deniz Birliği'ni ellerine geçirdiler ve böylece barışa zorlanan Grekler, Anadolu'daki bütün kentleri Persler'e vermek zorunda kaldılar...

Bu değişikliğin Pamfilya bölgesini derinden etkilemedi.

Ancak Pers egemenliği altında Aspendos ve Side'nin daha önce İ.Ö. 5. yy'da sahip oldukları, kendilerine ait sikke basımı için yeniden izin koparmaları, Pers yönetiminin kolay dayanılabilecek nitelikte olduğu fikrini vermektedir.

Fakat Persler'in en çok önem verdikleri konu, vergilerin zamanında ödenmesi olmuştur. Perslerin bu ikinci egemenlik devri, Büyük İskender'in 334 yılında Pers egemenliğini koparmak ve Grekler'in daha önce uğradıkları haksızlığın öcünü almak üzere Anadolu'ya geçmesine kadar sürmüştür.

Büyük İskender'in Batı Anadolu'dan başlayarak güneye doğru inen seferinde, savunmalarını kendi orduları ile yapan kentler fazla direniş göstermeksizin teslim oldukları için, kış mevsiminde Büyük İskender direniş görmeden Likya'ya kadar sokuldu. Teker - teker kentlerin yönetimini eline aldıktan sonra, ilkbahardan önce Pamfilya'ya vardı. Daha o devirde Antalya kenti kurulmadığı için Pamfilya içinde ilk durak Perge kenti oldu. Bu dönemden sonra Büyük İskender Perge, Side, Sillyon ve Aspendos'u alarak buralarda kendi egemenliğini başlattı.(alıntı)

 

Bir başka tarih yazısında buluşmak üzere…

 

Nazan Şara Şatana 

 

 
Toplam blog
: 1731
: 4678
Kayıt tarihi
: 09.12.10
 
 

Turizmci; Genel müdür Yazar ; Romanlar, senaryolar müzikkaller... Sinema filmleri, TV filmleri.....