Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Kasım '07

 
Kategori
Bebek - Çocuk
 

Antalya’nın Kalekapısında Attalos muhabbeti

Antalya’nın Kalekapısında Attalos muhabbeti
 

Antalya’nın merkezinde dolaşıyoruz. Kızım, annesi ve ben.

Kalekapısına doğru yürüdük. Yine İdiş yolda yürürken soru yağmuruna başladı.

Olur olmaz sorulara olur olmaz yanıtlar veriyoruz. İnsanlar bir hayli çok. Herkes bir yerlere gidiyor. Bir yerlere yetişmeye çalışıyor. Akşam saatleri. Yani hava kararmış.

Kaleiçindeki bir türkü bara gidip Türkü dinleyeceğiz.

Sakin bir ortamda hem türkü dinleyip, hemde sohbet etmeyi planlıyoruz.

Kalekapısına geldiğimizde İdil’in soruları devam ediyordu ve bizde şu veya bu şekilde yanıtlar konduruyoruz.

İdil soruyor

-Şu nedir baba?

-Hangisi İdiş.

-Şuradaki adamı soruyorum?

-Heykel cici kızım.

-Niye oraya koymuşlar o heykeli.

-O heykel idiş Attalos’un heykeli. Antalya’ya adını veren adam.

-Antalya’nın adını bu adammı koymuş yani?

-Evet.

-Onun adı neymiş baba?

-Attalos.

-Sen tanıyormusun onu baba?

-Yok İdiş nereden tanıyayım. Çok eskiden yaşamış.

-Atatürk’ün yaşadığı zamandamı yaşamış?

-Yok İdiş daha önce yaşamış.

-Daha eski zamanlardamı yaşamış?

-Evet İdiş, çok çok eski zamanlarda yaşamış.

-Peki neden şimdi onun heykelini koymuşlar oraya?

-Antalya’nın adını koyduğu için.

-Antalya’nın adını koyduğu içinmi o adamı oraya koymuşlar.

-Evet İdiş.

-O adamın adı neydi baba?

-Attalos.

-O adamda Antalya’lımıymışda Antalya’nın adını koymuş.

-Yok İdiş O adam Antalya’lı değilmiş. Makedonya’lıymış.

-Peki o adam Mateponya’lıysa niye Antalya’ya gelmiş?

-Mateponya değil İdiş, Makedonya.

-Aptalos niye Antalya’ya gelmiş?

-Aptalos değil İdiş Attalos.

-Aptalos dedim ya baba.

-Aptalos değil İdiş, Attalos.

-E bende öyle diyorum ya baba anlamıyormusun. Aptalos işte.

-Sen Attalos demiyorsun, Aptalos diyorsun.

-Sen Aptalos demiyormusun baba.

-Hayır İdiş Attalos. Hecele bakalım. At-ta-los.

-At-ta-los.

-Evet. Neymiş?

-At-ta-los.

-Evet. Aferin.

-Aptalos ne iş yaparmış baba?

-İdiş Aptalos değil doğru kullanırmısın adamın ismini.

-Doğru kullanıyorum ya baba.

-Tamam tamam istediğin gibi söyle.

-Aptalos nerede çalışıyormuş baba.

-Nerden çıktı İdiş şimdi. Attalos çok çok eski zamanlarda yaşamış. Bir gün buralardan geçerken kamp kurmuşlar. Komutanları varmış Büyük İskender diye birisi. Büyük İskenderle konuşurken ona demişki buraların adı Antalya olsun. Ondan sonrada buranın adı Antalya kalmış. Okula gittiğinde anlatırsın olurmu. Antalya’nın adını kimin koyduğunu.

-Anlatırım.

-Ama Aptalos deme. Attalos onun adı.

-Bende zaten öyle diyorum. Aptalos.

-İyi öyle olsun.

-Aptalos nereliymiş baba?

-Attalos Makedonya’lıymış.

-Mateponya nerede?

-Mateponya değil, Makedonya.

-Mateponya.

-Makedonya İdiş.

-Mateponya.

-Yarın evde çalışırız buna.

-Yanlışmı söylüyorumda.

-Evet.

-Aptalos çok eski zamanlardamı yaşamış baba?

-Evet.

-Ne kadar eski zamanlarda yaşamış?

-İdil şimdi öyle bir soru sordunki, nasıl tarif edeyim. İşte çok eski zamanlarda yaşamış.

-Atatürk’tendemi eski zamanlarda yaşamış?

-Evet İdil Atatürk daha dünyaya gelmeden önce çok çok eski zamanlarda yaşamış.

-Mateponya nerede baba?

-Ya İdil bu sorunun yanıtını anlayabilmen için yazma okuluna gitmen lazım.

-Mateponya’nın nerede olduğunu bilemezmiyim?

-Bu gibi şeyleri tam olarak öğrenebilmen için biraz daha büyümen gerekiyor.

-Yazma okuluna gidecek kadarmı büyümem lazım?

-Evet.

-Sizde habıre büyümen lazım diyorsunuz. Ben büyüdüm diyorum anlamıyormusunuz?

-Senin demenle olurmu?

-Ben büyüdüm ama.

-Dahada büyümen lazımın.

-Ağlarım şimdi.

-O zaman herkes sana bakar.

-Bakarsa baksın.

-Ama ben sana olması gerekeni söylüyorum. Neden kızıyorsunki. Biraz daha büyümen lazım. Hadi bir öpücük ver bakalım barışalım.

-Öpücük möpücük yok. Siz hep bana küçüksün diyorsunuz. Küstüm size.

-E ne yapalım İdil. Büyüdünmü diyelim.

-Ben nezaman büyüyeceğim.

-Acele etme.

-Bana ne.

-Neyse İdiş uzatma.

-Bana ne uzatırım işte. Sizde bana küçüksün demeyin.

-Tamam demeyiz.

-Demeyin. Ağlarım sonra.

-Tamam demeyiz dedim ya. Hadi bir öpücük verde barışalım.

-Öpücük möpücük yok.

-İyi öyle olsun.

-Baba.

-Efendim.

-Çikolata istiyorum. Yemeğimide yedim.

-Tamam birazdan alırım.

-Daha gelmedikmi müzik yerine?

-Daha gelmedik.

-Beni kucağına al yoruldum.

-Olmaz. Kucak mucak yok.

-Ya baba yoruldum ama.

-Tenbellik yapma.

-Tenbellik yapmıyorum. Ayaklarımın altı acıyor.

-Yaramazlık yapmaya gelince ayaklarının altı acımıyor ama küçük hanım.

-Ya baba. Ne olursun kucağına al.

-Olmaz . Geldik zaten.

-Bende ağlarım ama.

-Ağlarsan ağla.

-Anne ya babama bir şey de.

Annesi

-Baban haklı İdil. Kucak yok.

-İkinize sinir oluyorum.

-Hani sen büyümüştün İdil hanım

-Kızarım şimdi ikinize.

-Tabi işine gelmeyince çamura yatıyorsun.

-Çamur mamurmu var. Hani nerde çamur baba. Hani göstersene.

-Hadi İdiş çamura yatma.

-Ya anne babama baksana bana çamura yatma diyor. Çamur mamurmu var yerde.

Annesi

-Mecazen söylüyor İdil.

-Mecazen nedir anne?

-Yani mızıkçılık yapma demek istiyor baban.

-Of anne ya. Küstüm ben size. Konuşmuyorum artık sizinle.

-Tamam konuşma……

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..