Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 
 

Necip Köni - Adana / TR

http://blog.milliyet.com.tr/necipkoni

26 Temmuz '10

 
Kategori
Yolculuk
 

Antalya ve Antalya

Antalya ve Antalya
 

AKDENIZ`in İNCİSİ ANTALYA - Temmuz / 2010


Merhabalar,

Sevgili dostlar ve arkadaşlar..!

Ooo görmiyeli Antalya ne kadar büyümüş ve değişmiş böyle.

İlk Antalya' ya gelişim 1976 yılıdır. O zamanlar Antalya kendi boyutunda küçük bir şehirdi. Örnek olsun diye söylüyorum İstanbul' a günde karşılıklı olarak sabah ve gece iki uçak seferi yapılırken, Ankara' ya ise sadece sabah günde bir uçak seferi ve Ankara' dan ise sadece gece Antalya' ya bir uçak seferi olurdu Türk Hava Yolları ile.

Halbuki bugün ise Antalya' ya Avrupa' nın çeşitli şehirlerinden tarifeli ve tarifesiz " charter " olarak aşağı yukarı üç dakikada bir uçak inip kalkmaktadır. Buda ortlama günde yaklaşık olarak 400- 450 uçak etmektedir. Antalya semalarına baktığınız zaman adeta sinek gibi havada uçuşan rengarenk çeşitli ülkelerin uçaklarını rahatlıkla görebilirsiniz.

Ancak daha sonra çeşitli tarihlerde ve muhtelif zamanlarda iş ve turistik mahiyetde Antalya' ya geliş gidişlerim oldu. Fakat en uzun kalış zamanım 1995- 1996 yılarındaki yaklaşık olarak altı ay civarında olmuştu. Zira bir bankanın hem Antalya ve hem de Alanya şubelerinin tadilat ve dekorasyon işlerinin taahhüdünü almıştım.

Meşhur bir Antalya hikayesi duymuştum o zamanlar Antalya' lı enişteler ve Antalya' lı gelinler diye. Nedir bu işin konusu diye merakla sorduğumda aldığım cevap ise biraz beni şaşırttı doğrusu. Konu ise eski Antalya' lı çiftçilerin mal taksimatında çocuklarından, erkeklere mümbit verimli dağ tarafındaki tarla ve arazileri, kızlara ise verimsiz kumlu deniz tarafındaki tarla ve arazileri miras yolu ile bırakırlarmış. Fakat gün olmuş Antalya' da turizim geliştikçe deniz civarındaki araziler kıymetlenmeye, dağ tarafındaki tarlalar ise eskisi gibi değer kazanamadığından tapuda değer kaybetmişler. İşte bundan dolayıda kızlar zengin, erkekler ise fakir durumuna düşmüşler zamanla. Böylece kızların eşleri yani enişteler krallar gibi yaşamaya, erkeklerin eşleri yani gelin yengeler ise sıkıntılı ve ızdıraplı bir yaşamın yolcusu olmuşlar. İşte bu kurnazca düşünülen miras taksimatından doğan vasiyetnamelerinden bu hüzünlü tablo çıkmış ortaya. Antalya' nın yerli halkı hep bunu söyler durur.

O tarihlerde LARA denilen Antalya" nın doğusundaki tarlalar, bahçe ve seralar ile dolup taşarken bugün ise aynı bölgede apartmanlar ve lüks oteller ile dolmuş taşmıştır. Şehirin doğusundan batısına kadar geniş bulvarlar, caddeler ve battı çıktı sistemi ile alt ve üst geçitler, birlikte büyük kavşaklar şimdi Antalya için bir mücevher gibi kıymet sağlamıştır bu güzel şehire.

Ancak Antalya' nın sehir içi taşımacılığı sanki diğer büyük şehirlerimize göre biraz zayıf göründü, tabii bana göre. Nostaljik sembolük niteliğindeki eski tip iki adet tramvay Konya altı başlangıcı Şarampol' den Işıklar caddesi sonundaki güzergahda gidip gelmekle birlikte " AntRay " adı ile anılan hafif raylı sistem yeni tramvay ise, şehirin doğusundan kuzeyine kadar güzergah olarak hizmet vermektedir. Turistik bir bölge olduğundan daha çok taksi ve özel otolar trafikte bulunmaktadır. Antalya' da şehir içi ulaşımında resmi belediye otobüsü yoktur. Ancak büyük şehir belediyesine bağlı özel halk otobüsleri ile şehir içi taşımacılığı yapılmaktadır.

Antalya' nın resmi rakamlar ile nüfusu takriben " 1.000.000 " civarında olmasına karşılık bunun % 60" ı yerli Antalya halkından oluşmakta, diğer % 40" ı ise, diğer şehirlerden ve ülkelerden gelen yabancı halkdan meydana gelmiştir. Turizimin yoğun dönemlerinde ise bu " 1.000.000 " nüfus, bazen " 1.500.000 " geçmekteymiş, Antalya' lıların ifadelerine göre.

Şehir merkezi olarak bilinen, Işıklar caddesinin başlangıcı olan " Döneciler çarşısı " eski halinden şimdiki haline dönüşünceye kadar bir defada tamamen yıkılarak yeniden bugünkü son şekline kavuşmuştur. Halada o eski canlılığını muhafaza etmektedir. Önünden hergün yabancı, yerli binlerce turist zevkle geçmektedir. Burada dönerinden köftesine, köftesinden kokoreçisine kadar her türlü yemek tarzlarına rastlamak mümkündür. Gerçi döneri memleketi Bursa' da, köfteyi Tekirdağ, Kastamonu veya İnegöl' de, meşhur kokoreçi ise İzmir- Alsancak stadının önünde yemek en uygun ve doğru olur herhalde.

İşte sizlere bu güzel ve şirin şehrimizin günahı ile sevabı ile kısaca Temmuz- 2010 yılındaki özet raporunu kendi gözlemlerimle sunmaya gayret ettim. Şayet sürçü lisan ettiysem, Antalya' lı blogcu dost ve arkadaşlarımdan af dilerim.

Sevgiler, selamlar ve saygılarımı sunarım.

NECİP KÖNİ - ADANA / TR

NOT* Bu YAZIMIN EKİ OLARAK " Resim Gelerimde* (72) Adet ANTALYA FOTOĞRAFLARI " görüşlerinize sunulur. TEŞEKKÜRLER.

*************************

<ımg alt="" src="http://img.webme.com/pic/n/necipkoni/cevremizi-koruyalim.jpg"> <ımg alt="" src="http://img.webme.com/pic/n/necipkoni/yerkure-dunya.jpg">

*DÜNYAMIZ ELDEN GİDİYOR..!
*Daha Yeşil Bir Dünya için

( http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=184370 )


*************************

 
Toplam blog
: 298
: 8548
Kayıt tarihi
: 07.06.07
 
 

Necip KÖNİ - İnşaat Mühendisi olup, güzel sanatlar onun bir hobisidir. Resim yapmak (karakalem çalış..