Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Ocak '12

 
Kategori
Antalya
 

Antalyalılar ve Antalyalı CHP'liler Ne İstiyor?

Antalyalılar ve Antalyalı CHP'liler Ne İstiyor?
 

Antalyalılara kızıyorum birader. Hem de ne kızmalar. Ağzımı açıp bağırasım geliyor. İsyanları oynuyorum. Kızarken saçlarım kirpi misali dikleniyor. Yüzüm kızarıyor… Tansiyon mu? Felaket!

“Ne bu tafralar?” dediğinizi duyar gibiyim. Tamam… Biraz ukalalık benimkisi… Mazur görünüz. Ama isyanıma dair de laf etmeyiniz.

Ben, yani şahsım… Nedendir bilmem, çok şey vaadiyle Belediye Başkanlığı koltuğuna oturanlardan korkarım arkadaş.

“Benim Belediye Başkanım” diyebileceğim kişiden vaad beklemiyorum. Aman kalsın abi… O vaadler sayesinde bir daha Antalya’nın sırtının doğrulamayacağına şahit olmuşum ki, bana kimse çıkıp da, “Şöyle yapacağız, böyle edeceğiz” demesin, hiçbir muhtemel Belediye Başkan adayı.

Vaad furyası sonrasında, koca Antalya’nın ne hallere düşmüş olduğu ortadayken… Eh bir daha Antalya’nın var olan sorunları çözülür mü? Hayır… Bitti… “Geçti Bor’un Pazarı, Sür Eşeğini Niğde’ye” özdeyişinin cuk oturduğu bir durumdayız.

Halen “N’oldu birader? Nedir mevzuu?” dediğinizi ve anlatmaya çalışacakları mı sabırsızlıkla beklediğinizi tahmin etmekteyim. Belki de yanılıyorumdur. Belli mi olur?

Neyse, geçelim mevzunun, yani isyanımın nedenlerine…

CHP’liler, bu yazımı iyicene bir okuyun.

Hemen burada bir mimleme yapayım. Siz isterseniz bir kodlama deyin bu duruma.

Antalya’nın Konyaaltı ve Lara sahil bandı… Malumunuz efendim, küllisi CHP’lidir. Ben diyeyim % 90, siz deyin %95… Bu iki bölgenin yaşayanları topu birden silme CHP’ye oy verir. Her birinin bol miktarda, hayli geveze de olduklarını düşünüyorum.

Her ne hâl ise…

Sağ olsun, AKP’li Eski Belediye Başkanı Menderes Türel, Antalya’nın altından girdi ve üstünden çıktı. Yani Antalya’yı eline doladı ve Antalya’nın ortada sadece bir adı kaldı. Ne kent dokusu bıraktı, ne esnaf bıraktı. Bu altından giriş ve üstünden çıkış öyle bir bela açtı ki Antalya’ya… Bir daha Antalya’nın derlenip, toparlanması mümkün değil.

Alt geçitler yaptı Menderes Türel. Mühendislik hataları had safhada… Alt geçitler açıldığından beri kazasız geçen tek bir gün hatırlamıyorum.

Bir metro yaptı Menderes Türel… Emin olun dostlar, o metroyu gören turistler, çılgıncasına gülüyor ve o yapılmış olan metroyu alaya alıyorlar. Doğru da yapıyorlar, çünkü metrodan başka her şeye benziyor. Şehrin tam orta göbeğinden geçiyor ve metronun geçtiği güzergâhtan başka da bir şey geçmiyor. Bu iki şaheser! yapıyla kent içi trafiğini ve ulaşımını çözeceğini sanan Menderes Türel, biz Antalyalıların kucağına nur topu gibi bir bel bıraktı. Bu beladan kurtulmak mı? Yok abi… Bu nur topu gibi beladan kurtulmak olası değil. Metroyu söküp atsan olmuyor. Alt geçitleri kapatsan olmuyor. Neresinden tutarsan tut, bundan sonraki süreçte biz bu iki rezil yapıya hayat boyu tahammül etmek zorundayız. Bu iki yapı sayesinde Antalya’nın trafik ve ulaşım sorunu çözümsüz hale gelmiştir.

Şimdi ki Belediye Başkanı Mustafa Akaydın Hoca ne yapsın? Elinden zerre olsun bir şey gelmez. Akaydın Hoca’dan sonra gelecek olanlarında trafik sorununu çözebilme imkânı yok.

Antalya’nın trafik ve ulaşım sorununu çözmek için çabaladığını biliyorum Mustafa Akaydın Hoca’nın. Ama gerçekçi olmak lazım… Hoca’nın iyi niyetli adımları, kendisinin alehine dönüşmek suretiyle geri dönüyor.

Hadi her şeyi anladık… AKP’liler Mustafa Akaydın’a atıp tutuyorlar. Peki size ne oluyor ey CHP’liler? AKP’liler bile Akaydın Hoca’ya atıp tutarken daha dengeliler. CHP’liler, raydan çıkmış misali, Mustafa Akaydın’a saldırıyorlar.

Dedikleri de “Mustafa Akaydın hiç bir şey yapamadı”.

Oh ne ala… Sanki Hoca’nın elide sihirli değnek vardı. Daha ne yapsın Akaydın? Şehirin göbeğine yapılacak olan stadı durdurmadı mı? Bir düşünün bakalım… O stad şehirin göbeğine yapılmış olsaydı, başımızda ikinci bir nur topu gibi bela olmayacak mıydı?

Doğu Garajında yapılan AVM inşaatı durdurulmasaydı, üçüncü bir nur topu gibi belamız olmayacak mıydı?

Menderes Türel zamanında yapılmış olan, eski otogarın olduğu yerdeki AVM faaliyete geçmiş olsa… Hadi bir düşünün bakalım Antalya’nın halini… Ne olurdu? Hiç düşündünüz mü? Şimdilerde, orada var olan trafik yoğunluğu üçe beşe katlanacaktı. Ver elini rezilliğe…

Kafası ranta çalışan yurdum insanının tek bellediği şey para…

Mustafa Akaydın güya hiçbir şey yapmamış!

Yuh olsun.

Mustafa Akaydın daha ne yapacaktı?

Antalya’daki kültürel faaliyetler Mustafa Akaydın’ın Belediye Başkanı olduğu zamandan beri, tavan yaptı. AKM’deki, Haşimişcan Kültür Merkezindeki, Yenimahalle Kültür Merkezindeki  hemen hemen bütün etkinlikleri ücretsiz olarak Antalya halkının beğenisine sunuyor. Antalya’yı adeta bir kültür kenti haline dönüştürdü Akaydın.

Kent merkezinde doğru düzgün bir yürüme yolu yokken ve vatandaşlar doğru düzgün kent merkezindeki caddelerde yürüyemezken, bu gün Kâzım Özalp Caddesi ve Atatürk Caddesindeki çalışmalar sonrasında, hem engelliler, hem yaşlılar ve hem de kent halkı rahat rahat gezintisini yapabilecek. Hem caddeler güzelleşti, hem insanların dha rahat bir şekilde kullanmasının zeminleri hazırlandı.

Sarısu denen bölge… Gidin gezin Sarısu’yu. Gidin gezin ve nasıl bir mesire yeri haline getirildiğine tanık olun Sarısu’nun.

Yıllardan beri Sarısu mezbelelik bir halde, atıl bir şekilde duruyordu. Çöplükten, pislikten, bakımsızlıktan girilmiyordu Sarısu’ya. Ya şimdi… Antalya’nın en güzel yeri haline geldi. Çam ağaçlarının altında insanlar hem denize girecek, hem keyfince pikniğini yapacak. Hatta pikniğini yapıyorlar bile. Yer bulamıyorsunuz Sarısu’da.

Bunca maddi olanaksızlık içerisinde, bunca darlık içerisinde ve rezilliğe dönüştürülmüş bir kentte, Mustafa Akaydın adeta savaş veriyor. Hem kenti koruma çabası içerisinde Mustafa Akaydın, hem de CHP’lilerin hışmından kendisini koruma çabasında.

Ya AKP’liler!

Evet AKP’liler…

AKP’yi destekleyen tek bir tane seçmeni dahi partisine toz kondurmazken, CHP’liler ki, çevrem de oturup kalktığım hemen herkes CHP’lidir, Mustafa Akaydın’a söylemedik laf bırakmıyorlar.

Bu adamlar mı ters bir taraftan bakıyor Antalya’ya, yoksa ben mi?

Anlamadım vallahi…

 

 

  

 

 

 
Toplam blog
: 1509
: 1145
Kayıt tarihi
: 07.08.07
 
 

Yazarım... Okurum... Öğrencilik yıllarımda çok yazdım... Kompozisyon derslerinde yazdım... Duvar ..