Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Temmuz '12

 
Kategori
Dünya
 

Antartika'nın yağmurları

Antartika'nın yağmurları
 

Bilimin neyi bulduğuna bakmak kadar neyi araması gerektiğini de bilmeliyiz. Çalışmaların dünyadaki ihtiyaç üzre planlandığı doğru olmakla birlikte üzerinde çalışılacak meta(konu) seçiminde bazı kaynakların değerlendirmeye alınmadığını görüyoruz. Yani örneğin dünyamızın dörtte üçünü oluşturan okyanuslar sadece deniz canlıları için yaratılmış olamazlar.

Yenidünyalar bulma uğruna sahip olduğumuz dünyayı ihmal etmiyor muyuz? Grönland’ı, Alaska’yı, Antarktika’yı çözdünüz mü ki Mars yolculuğuna çıkıyorsunuz? Yani burada bilimin burnunun doğrusuna gittiğini düşünüyorum. Sanıyorum bilim diyor ki dünyanın yapısına müdahale edemeyiz. Dünyanın şeklinin basık(küre şeklinde) olması nedeniyle güneş ışınlarının iki uca (kuzey ve güney kutbu) dik olarak gelmediğini, eğik olan ışıkların da buraları ısıtamadığını ve aydınlatamadığını görüyoruz. Dünyanın şeklini değiştiremeyiz. Dolaysıyla bu arızalı yeryüzü yaratılışı böyle kalacak. Ve bizler 7 milyar dünyalı bir avuç yer için savaşırken milyonlarca km dünya toprağı hiçbir işe yaramadan bomboş duracak.

Denizlerde üç beş balık, karada kutup ayıları, dünyanın dörtte üçü boş dururken Filistinli çocuklar avuç içi kadar bir vatan için ölmeye devam etsinler. Buz kıtalarını insanlığın hizmetine vermek milyonlarca km uzaktaki üstelik hayat olmayan yıldızlara gitmekten daha mı zor? Teknoloji ve bilmi aciz kılan ne var bu kıtalarda? Ulaşılamıyor mu? Hayat mı yok? Gerçekten insanlığın yararına sunulması imkânsız mı? Benim Antarktika ile ilgili hayallerim çok güzel. Bilim artık nasıl yapıyor bilmiyorum güneş ışıklarının kıta üzerine dik olarak gelmesi sağlanıyor. Böylece buzlar eritiliyor. Hayal bu ya eriyen buzların suları çekici bir mıknatıs sistemiyle Afrika kıtasının üzerinden bütün Afrika’ya gürül gürül yağmurlar olarak yağdırılıyor. Sonra Afrika’daki nüfus Antarktika’ya yerleştiriliyor. Ve Afrika kıtası tamamen sadece hayvanların kıtası oluyor.

Hayaller düşler bir yana atıl durumdaki dünya toprak parçaları birleşmiş milletlerin öncülüğünde ve büyük devletlerin desteğiyle çok büyük bilimsel araştırmalar ve yeryüzü çalışmaları yapılarak insanlığın bu topraklardan yararlanması sağlanabilir. Örneğin sadece insanlığın tükettiği balık oralardan getirilebilse dahi kendi denizlerimiz, okyanuslarımız, nehir ve göllerimiz 50 yıl kendi haline bırakılsa nasıl bir dünya meydana gelir biliyor musunuz?

Rusya Federasyonu’nun 17 milyon km alanının ne kadarını kullanıyor. Uluslararası büyük kuruluşlar zaten işsizlik de var, yani bu boş alanları değerlendirecek yatırımlar yapabilirler. Örneğin 10 milyon km.yi ıslah ettiler, turizm, doğalgaz, belki soğuğu seven bazı ürünler vs şeklinde büyük yatırımlarla değerlendirip artı değer sağlayan hale getirdiler. Dediler ki buna karşılık bu ıslah edilen alanın 2 milyon km.sini bize ver deseler Rusya razı olmaz mı? 10 milyon km. faydalı toprak parçasının (faydası normalin yarısı kadar olsun) dünya ekonomisine katılması ne demektir. Sadece patates yetiştirsen 7 milyar insanın ihtiyacı çıkar.

Hiçbir şey yapılamasa bile bu boş kıtalar turizme yönelik olarak ülkelerin ortaklaşa yapacakları mega projelerle artı değer sağlayabilirler. Amerika, İngiltere, Çin gibi imkânları olan ülkeler buralara turizm hatları oluşturarak kendi ülkelerine kazanç sağlayabilirler. İnsanlığın menfaatine bir şeyler yapılsın da hangi ülke olursa olsun.

Dünyayı yeterince sahiplenemediğimizi düşünüyorum. Verimli Nil deltası gibi olursa savaş bile yapıyoruz. Hiç kimse toplamı 25 milyon km.yi aşan bu devasa toprak parçalarından hiçbir şey elde edilemeyeceğini söyleyemez. Buralarda yapılacak yatırım ve çalışmalar fuzuli olmayacaktır. Bildiğim kadarıyla Sibirya (Rusya Federasyonu), Grönland (Danimarka), Alaska (ABD) nin topraklarıdır. Antarktika kimsenin değildir. Keza bunlara Avustralya ve Sahra çölü de katılabilir. Ülkeler bu toprakların sahibidirler ancak böyle bomboş bırakamazlar. Değerlendirmeleri gerekir. Uluslar arası ortak otorite müdahale etmeli, bilim adamları konuyu şiddetle savunarak gündeme getirmelidirler.

Bu 40 milyon km. yi bulan dünyanın boş alanları milyonlarca km uzakta bir yıldızda değil dünyanın içindedir. Sahip olan ülkelerin kendilerinin değerlendirme durumları varsa desteklenir değilse imkânı olan ülkeler elde edilecek artı değerlerin en az yarısı sahip ülkeye verilmek üzere bu topraklarda çalışma başlatabilirler. Bir gün beş kuruş etmeyen bir yeri gün gelir satın almaya gücünüz yetmez.

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..