Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

06 Ekim '06

 
Kategori
Sosyoloji
 

Anti - Globalizm

Globalistlere baktığımızda, bunların G-7 mensubu olduklarını, yani en zenginler olduklarını görürüz. Zengin ülkeler, ancak zenginliklerini büyütmek için ideoloji üretirler, yani paradan başka birşeyle pek ilgilenmezler.

Globalizm yeni bir şey değil, mikro ya da yarı makro-mikro düzeyde de olsa, son 5.000 yıldır dünya ticaret sisteminin belli merkez ve periferi dengesinde süregeldiğini yeni marksist tarihçiler zaten önesürmüşlerdi.

Globalizmin bayrağı olan liberalizm epeyi anlam içeriği değişimleri yaşadı. Örneğin İngiltere’de liberal parti, muhafazakar partiye karşı idiyken, bugün liberaller muhafazakar, yani konjonktürün süregitmesi yönünde düşünen kesimlerden oluşuyor.

Burjuvazi, para ve iktidar kazanana dek, ilerici yani değişimci idi. Ne zaman ki bir iktidar seçkini oldu ve semirdi, diğer iktidar seçkinleri gibi, o da muhafazakarlaştı. Almanya’da 2 dünya savaşı arasındaki sürede burjuvazinin Nazizm’i desteklediği düşünülürse, durum daha net anlaşılır.

Tezler antitezlerini yaratmada düşmanlarından daha beceriklidir. Öncelikle, düşmanını belirlemek, onu yenmeyi başta kolaylaştırır. Sonrasında, 1990 ertesinde görüldüğü üzere, tekkutuplu bir dünya iki veya çokkutuplu dünyadan daha tehlikeli bir yerdir.

Buradan, G-7 toplantılarında gösteriler yapan anti-globalistlere geliyoruz. Tıpkı bir zamanlar reel sosyalizmin kapitalizmi güçlendirmesi gibi, bu anti-globalistler de G-7’nin elini güçlendiriyor. Sorun; maddi zarar verme veya insan öldürülmesi değil, ideolojik karşıtlık olarak, G-7’ye karşı sağlam duruş belirlemek.

Şunu anımsayalım: 77’ler adıyla başlayan bağlantısızlar, yani bir tür anti-globalist hareketi, belirli bir hedefe yönelemedi. 77 ülkenin yapamadığını, 77 kişinin yapması için, çok özel düşüngüler üretmek gerekir ki onlar ortada henüz yok.

Bir kere şunu açıkseçik anlayalım: Kitle çok kolay satın alınabilir, kandırılabilir, yanıltılabilir, vb, vd. Bu insanların kötü olması anamına gelmez. İnsanlar güzel yalanları çirkin doğrulara yeğlerler yalnızca.

Açımlayalım: 83 öncesinde vitrinler bomboştu. 83’ten sonra bir günde herşey bollaşıverdi. 3 liberalizm yoksulluk oranını arttırdı doğru ama bir miktar insana da gerçekten sınıf atlama olanağı yarattı. 2 milyon insan Türkiye’de yalnızca 20 yılda 2 ev ve 2 araba sahibi oldu. İşte bu havuç yöntemi demek. Darbeler de sopa yöntemi demek. İkisi biraraya gelince, tercih çarpıtması olağanlaşıyor.

Anti-globalizmin bu duruma bir panzehir yaratması gerekli. Peki ama nasıl? Asgari ücretle karnını doyurabilen biri devrim peşinde koşmaz. Kapitalizm bu kadarını öğrendi.

Geriye ne kalıyor?

İsyankarların hepsi çok güçsüz durumda: Uluslararası göçmenler, köle işçiler, dayak yiyen evkadınları… Sistem öyle bir kumpas kurmuş ki gıkını çıkaran mezarı boyluyor. Yıllardır, Güneydoğu’da gençkız intiharları dünya rekorları kırıyor. Kim ne yapabildi?

Anti-globalist hareketin proleteryayı arkasına alabilmesi gerekli. Bunun da yolu sendikalardan geçiyor. Bu dar bir yol ama yine de bir yol.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..