Antik tiyatro ve Bodrum

Kendimi yenilemek şarj etmek istediğim anlarda bir iki gün izin alır gelirdim Bodruma erkenden uyanır herkes uyurken sessizce kalkar kimilerinin adını belediye çiçeği dediği (belediye günlerden bir gün Bodrum halkına dikmeleri için fidan dağıtmış, almış dikmişler rengarenk çiçekler açmış fidanlar fidanları belediye dağıttığı içinde adı "belediye çiçeği" kalmış) begonviller hanımelleri rozetlerin ve yaseminlerin arasından sahile iner, dizi dizi duran teknelerin yanından denizin sessiz çağrısını dinlerdim.

Marinada kendime bir çay söyler, fırından aldığım çıtır gevrekler eşliğinde yaşadığımı ve mutlu olduğumu hissederdim.

Diğer bir yürüyüş yolum... ki; genelde mevsimin ilkbahar olduğu zamanlara denk getirirdim ilk gelişleri.

Şimdi konserlerin verildiği antik tiyatroya doğru yolumun üzerindeki tüm papatyaları toplayarak önce sahnesinden seyircilerin oturduğu basamaklara doğru uzun uzun bakardım, kimbilir kimler bu sahnede ne oyunlar oynadı, Kimin oyunları sahnelendi...

En üstteki oturma yerine kadar çıkıp uzanırdım, tüm Bodrum ve kale gözler önünde, mükemmel bir yer seçmişler tiyatro için, yıldızlar, gökyüzü gece ve tiyatronun o muhteşem büyüsü...

Helen döneminden günümüze gelen önemli kalıntılardanmış Bodrum antik tiyatromuz, Kapasitesi 13.000 kişilikmiş, şimdiki tiyatroları düşününce o zamanki tiyatro aşkı şimdikini fersah fersah geçer sanırım.

Antik tiyatromuz 3 ana bölümden oluşmakta. Bunlar Sahne, Orkestra ve Oturma yeri olup uzun dikdörtgen bir yapıdır. Her iki uçta oyuncuların gireceği birer kapı bulunmaktadır. Bunlardan başka 3 ana giriş kapısı bulunmakta

Tiyatronun ilginç nitelikleri arasında, oyunlardan önce Diyonyus uğruna kurbanların kesildiği sunağı ve bazı koltukların arasındaki, belki de gölgelik olarak kullanılmış olabilecek delikler var. Her koltuk arasında 40 cm.'lik bir mesafe bırakılmış, ve antik tiyatromuz ile ilgili bilgi toplarken hoş bir şiirimsi yazı buldum paylaşıyorum efendim.

Bu hafta bu güzelim tiyatroda "Hisseli harikalar kumpanyası" adlı oyunu izlemek mümkün. Ne büyük keyifdir burada yapılan gösteride yer alan tiyatrocularımıza ve oyuncularımıza, bunları izliyen seyircilerimize..buyrun efendim bekleriz.

"Coşku ve derinleşmenin tanrısı Dionysos; tabiatın sırlarında coşkuyla dolaşırken, yapraklar arasındaki gür salkımlı meyvaları görünce dayanamamış yemiş bir tane. Tadına vardığında ezmiş salkımları, dolu dolu içmiş suyunu. Keyiflendikçe coşmuş, coştukça keyiflenmiş. Herkesle paylaşmak istemiş hoşluğu. Koşup kim varsa dağ taş içirmiş salkımların suyunu. Herkes katılmış coşuya, danslar edip şarkılar söyleyerek her yere uğramışlar. Kim doğanın coşkusundan yararlanmak istiyorsa gitmiş peşlerinden..."