Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

13 Ağustos '14

 
Kategori
Siyaset
 

Antisemitizm: Damoklesin postmodern kılıcı mı?

Antisemitizm: Damoklesin postmodern kılıcı mı?
 

ABD veya Almanya’nın dış siyasetini eleştirmek, Nazileri eleştirmek veya Türkiye'nin dış politikasını eleştirmek Amerikan,  Alman, Türk veya Türkiye düşmanlığı değildir. Yoksa, o zaman siyasal eleştiri, bilimsel eleştiri yapamayacak mıyız yani? Atatürk döneminde de bir takım hatalar ve yanlış uygulamalar yapılmıştır. 1789  Fransız ve 1917 Sovyet devrimlerinde de. Bunu söylemek  Atatürk veya devrim düşmanlığı veya gericilik değildir. Kimse kusursuz değildir ve iş yapan, eylem yapan, devrim yapan insanlar kaçınılmaz olarak hata yaparlar. Hiçbir varlık göstermeden bir köşede oturan insan hata yapmaz, çünkü hiçbir eylemde bulunmamaktadır. 

Aynı şekilde, İsrail’in politikasını, veya İsrailli siyasetçileri eleştirmek, İsrail’in tavrının postmodern Nazi rejimini anımsattığını ve Yahudi lobisinin ABD siyasetinde etkin olduğunu söylemek de antisemitizm, Yahudi düşmanlığı değildir. Zira ABD’de Ermeni lobisi ve Türk lobisi de vardır ve onlar da ABD siyasetinde etkin bir rol oynarlar.  

Ancak, görünen o ki  dünya kamuoyunda İsrail'i eleştirenleri antisemit olarak suçlamak gibi psikolojik bir baskı ve tehdit yaratılmak isteniyor gibi bir hava var. Bu duruma dikkat çeken Amerikalı akademisyen Prof. Norman Finkelstein 2000 yılında yayınlanan  "Soykırım Endüstrisi"  (Holocaust Industry) kitabında İsrailli siyasetçilerin Yahudi soykırımını istismar ederek hem Filistin topraklarındaki işgali sürdürdüğünü, hem de uluslararası toplum nezdinde mağduriyet kartını kullandığı savını öne sürmüştü. Yahudi soykırımını ve antisemitizmi Damokles'in kılıcı gibi kullanmak denir buna

İmdi, bu bağlamda şuna vurgu yapmak istiyorum: İsrail'in politikalarına yapılan siyasal ve akademik eleştirilere  karşı antisemitizmi Damokles’in kılıcı gibi bir silah olarak kullanmak,  insanları sindirmeye veya susturmaya çalışmak, eleştirmenleri antisemitizmle suçlamak,  “Holokost olmadı” diyen revizyonist  bilim adamı, tarihçi, akademisyen ve yazarları üniversiteden atmak, ceza vermek, hapse atmak, bu konuda yasalar çıkarmak, “Ermeni soykırımı emperyalist bir yalandır” diyenleri susturmak için aynı şekilde yasalar çıkarmak özgür düşünceye karşı yapılan en büyük saldırılardır.

Bu tür davranış ve düşünce bozuklukları bu konuya olan ilgi ve merakı arttırmaktan başka hiç bir işe yaramaz, kuşkular çoğaltır, tepkiler başlar ve bu görüşleri savunanlar daha çok taraftar kazanır ve sanırım kazanmaktadır. Böyle yangından mal kaçırır gibi höt zötle, tehditlerle, bu tür yöntemlerle antisemitizm önlemek mümkün değildir. Avustralyalı Prof. Colin Tatz'ın belirttiği gibi bunlar “Holokost Yorgunluğu” veya “Antisemitizm Yorgunluğu” sendromuna  yol açabilir ve günün birinde dünya bunları artık umursamaz olur.

Dünyanın tek derdi kuşkusuz antisemitizm değildir. Ancak, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, şoven milliyetçilik, ekonomik eşitsizlik, siyasal İslam, fanatizm, şeriatçılık, vs vs gibi insanları bölen, ayrıştıran, ötekileştiren etmenlerdir. Konuya hümanist bir anlayışla bakmak, antisemitizmi de bu çerçeve içine oturtmak gerekir. Diğer ezilen halkları görmezden gelmek, salt antisemitizme vurgu yapmak hümanist  bir tutum değildir.

Dünyanın gidişatı iyi değildir. Üçüncü dünya savaşı kapımıza dayanmıştır. Bu gidişle çok uzak olmayan bir gelecekte dünyanın bir çok yerinde savaş bayraklarının yeniden dalgalanmaya başlayacağını ve savaş naralarını işitmek şaşırtıcı olmayacaktır. O zaman eğer fırınlar yeniden ateşlenirse bu sadece Avrupa’da değil, dünyanın bir çok yerinde olacak ve fırınlara atılacak olanlar salt Yahudiler olmayacaktır:  Türkler de olacaktır, Müslümanlar da, Hristiyanlar da…

 
Toplam blog
: 129
: 1871
Kayıt tarihi
: 27.07.06
 
 

1968 yılından bu yana dinler tarihi, mitoloji, sosyoloji, antropoloji, dinbilim, teozofi, metafiz..