Antlaşmalar Tarih Kitaplarına Yansımayacak mı?

Aktüel basın - medya haberlerinden son yıllarda öğrendiğimiz; yapılan uluslar arası antlaşmalar, ikili görüşmeler veya devletin üst birimleri arasında yetkililer, görüşmelerini ikili olarak kayıtdışı olarak yapmaktadırlar.

Bugünlere kadar okullarda tarih dersleri genel olarak uluslar arası antlaşmaların öğretilmesi ve öğrenilmesi ile devletin siyasal sürec tarihi, antlaşmalar üzerinden öğreniliyor.

Peki gelecek kuşaklar bugünleri nasıl değerlendirecek. Devlet işleri ikili özel konuşmalarla idare edilip, arşivlere kayıt düşmezse; diğer devlet başkanları ile ikili başbaşa görüşülüp, özel kalem görevlisi devlet arşivleri için not almaz sa! Bu devlet, kişilerin özel işi olarak mı, tarih sayfalarında yer almadan silip gidecek?

Devlet devlet adamlığı davranışı ile mi yönetilir yoksa ahbap çavuş ticari alış veriş meslek sırrı prensibiyle mi yönetilir? Hani anayasal kuvvetler ayrılığı ve kamuoyu denetimi? Bakıyoruz ekranlarda ağız kapatarak fiskos yapıyorlar, Birbirlerinin kulağının içine girecekler. Normal görüşme prosedür ve kurulları platformları ve yazışma usulleri yok mu? Bu gidişle ekran görüntüsü ve fısıltı haberleri dışında yargı konusu gündeme gelse belgede bırakmıyorlar! Taraf'tarlarının ise bu konuları görmezden geldikleri Allah'ın gördüğünü ciddiye almadıklarından kaynaklanıyor olsa gerek.

Yapılan Antlaşmalar anayasal kurum üyelerince sorulmasına rağmen (Bırakın egemenliğin sahibi sıradan vatandaşın sormasını ! ) Gizlidir açıklanamaz yanıtı veriliyorsa (Medyadan), nasıl demokratik ortam ve organlarda muhalefet ya da eleştirisi yapılacak?

O halde öyle anlaşılıyor ki bu günler tarih kitaplarına sansürlendi diye yansıyacaktır.

Manevi ve moral değerlerimiz, inanç kaynaklarımız bile aleni ve açık vahyedilmiştir.