Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Temmuz '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Apansız bir gün

Apansız bir gün
 

Yine bir İzmir gecesi… Denizden esen rüzgar iç gıcıklıyor sanki. İnsanın tüyleri ürperiyor. Şimdi denize girmek vardı bu üşüyen halimizle. Oturduğumuz kafede onlarca insan. Herkesi bir muhabbettir almış. Bizse birazdan kalkacağız masadan. Başımız hafif dönüyor. Çenemiz düştü düşecek. Türkülerin ardı arkası kesilmiyor. Gazi kadınlar sokağının başından bir gürültü patlıyor. Birileri bağırıyor, kavga çıktı besbelli. Birkaç kadın çığlığı eklendi geceye. Masalarından kalkıp ne olduğunu anlamaya çalışanlar ve umursamayanlar… Biz umursamayanlardanız. Kızlar benden daha sarhoş. Bir gülmedir aldı hepsini. Şimdi sizi eve bırakmak bana kalacak diyorum. Oysa eve gitmem gerek. Kedim beni bekler. Evden çıkarken sanki maması az kalmıştı mama kabında. Kızıma kıyamam. Neyse ki Onur gelip alıyor bizi. Hepimizi eve bırakıyor. En son beni bırakıyor. Anneannemden kalan yadigar iki katlı evin önünde park ediyor. Mor çiçekler meğer balkonda ne güzel görünüyormuş sabahın köründe. Onur sanki benden daha çakırkeyif. Neden öyle bakıyor anlamıyorum. Kokusu burnuma burnuma sokuluyor. Neden öyle bakıyorsun diyor asıl sen neden öyle bakıyorsun diyorum. Ve dayanamıyor öpüyorum dudaklarını . Bir gürültüdür kopuyor mahallede. Sıyrılıp dudaklarından bakıyoruz dışarı. Meğer kedilermiş. Birden kedi kızım geliyor aklıma. Gitmeliyim diyorum gel bende kal sabah oldu artık. Çıkıyoruz arabadan. Meğer basamaklar ne perişan. Elden geçirmek lazım bu evi. Kedi kızım kapının karşısındaki kanepede uyur gözlerle karşılıyor bizi. Kalkıp yerinden Onur’un paçalarını kokluyor. Bu kedi hala alışamadı bana diyor. O kedi değil, Boncuk diyorum. Sonra mutfağa gidiyorum. Kahve yapıyorum diyorum. Sade diyor. Tamam diyorum. Mutfak derli toplu. Kesin annem gelip toparladı yemeğimi yaptı. Dolabı açıyorum. Evet yemeğimi de yapmış annem. Birden içim ısınıyor. Anne olsam ben de diyorum. Onur içerde.Boncuk’un kanepesine uzanmış. Uyudun mu diyorum bir şeyler mırıldanıyor. Yanına oturuyorum. Yüzünü seviyorum. Ben hep çocuk gözlü adamları sevdim. Sevdim? Onur’u seviyor muyum? Ağzımdan kaçırdım! Seviyorum demek, hayır kafam kıyak. İnsanlar asıl bu zamanlarda gerçeği görecek cesareti bulmaz mı? Hem niye öptüm onu, o neden öyle sıcaktı? Yanına uzandım. Gözlerimi açtığımda vakit öğleni çoktan geçmiş. Açık pencereden içeri giren cırcır böcekleri. Uyanmak istemiyorum. Onur’u fark ediyorum. O hala uyuyor. Kalkıyorum. Onur da kalkıyor ardımdan. Neyse ki haftasonu diyor. Kahvaltıyı ben hazırlayım mı? Gel beraber hazırlayalım diyorum. Balkonda kahvaltı yaparken annem çıkageliyor. Anlamlı anlamlı gözlerimin içine bakıyor. Çaktırmadan mutfağa çağırıyor. Ne oldu barıştınız mı yine? Öf anne küsmemiştik mi! Gülüyor, ben daha çok gülüyorum. Onurla gülüşüyoruz balkonda. Annemse keyifle kahvesini içiyor. Onur sanki onun asıl çocuğu ben üvey evlat. Bir Pazar günü böyle başlıyor gün. Apansız bir sevgiyle.

 
Toplam blog
: 7
: 755
Kayıt tarihi
: 29.04.08
 
 

Arasıra İzmir'den uzaklaşan, İzmir'i özleyen ama yine de O'na dönen biriyim. Ve sevdiğim dostlarım, ..