Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

14 Şubat '11

 
Kategori
Öykü
 

Apartman bebesi!

Evet apartman bebesi derdik biz aşağı mahallenin çocuklarına!
Onlar gibi olmamak belki kaderimizdi, ama kıskanmamak elde değildi!
Çünkü onların duvarları kerpiçten değildi, süslü kağıtlarla kaplıydı!
Derslerini bizler gibi mum ışığında değil, avizelerin altında çalışırdılar.
Önlük yakaları naylondan değil, dantel işlemeli kolalı bezdendi!
Saçları sapsarı ve uzun olurdu, gözleri ise renkli!
Öyle bizler gibi kömür karası saçlı alaburus traşlı ve zeytin gözlü değillerdi yani!
Babalarının upuzun kuyruklu Kadillak arabası, annelerinin şıkır şıkır takıları olurdu!
Kapıları çalındığında bizim gibi tak tak değil, kanarya sesi duyulurdu!

Bakkal amcaların herdaim müşterisiydiler!
Bizler ekmeklerin ucuzlaması için kurumalarını beklerken, onların her alışverişte cepleri şekerlemelerle dolar taşardı!
Hele Mabel sakızını patlatttıklarında sanki yüreğimiz hoplardı!
Ne zaman ellerinde bir çikolatalı gofret görsek içimiz giderdi!

Bizi gördüklerinde arkalarına sakladıklarını hiç unutamam!
Sanki ellerinden alıp kaçacakmışız gibi!
Görgüsüzler ne olacak!!

Oysa bizler terbiyeli çocuklardık!
Sadece okunmuş gazete istemek için giderdik mahallelerine!
…………

Siz zengin misiniz bağyan?
Neden sordun?
Eski gazeteniz var mı diye soracaktım da!
Ne yapacaksınız evladım, soba da mı yakacaksınız?
Yok yok abla olur mu hiç, üşümeyiz biz, yorganımız kalın bizim!
Kardeşlerimle birbirimize sıkı sıkı sarılırız gerekirse!

Peki soba da yakmayacaksınız da ne yapacaksınız o zaman?
Gazeteyi okuruz önce, bulmacalarını çözeriz hemde, sonrasında da kesekağıdı yaparız onlardan!
Manav amca iyi para veriyor çünkü!

Canım benim yaa, bu yaşta çalışmak haa!!!
Baban yok mu senin?
Olmaz mııı?
Çok çalışkandır eve akşamları eli dolu gelir hep!
Ama iş buldukça tabii!
Serbest meslek yani!
Yani okumamış diyeyim siz anlayın!

Peki sen okuyacak mısın?
Töbe, töbeee!
Bu işi ne için yapıyorum o zaman?
Annemize büyüdüğümüzde büyük adam olacağız diye söz verdik!

Harikasın! İçeri gir oğlum, sana kakao yapayım!
Kakao mu?
Sütlü mü olsun?

Sağolun, geç kalmayayım ben!
Çok işim var, hemde sabaha yetiştirmem lazım!
Akşamdan bize hamur hazırlar annem!
Oooh, yanına da ayran!
Yok yok teyze, börek için değil, gazete kağıtlarını yapıştırmak için!

Nassı yani?
Kese kağıdı dedim ya işte, bilmiyor musunuz yani?
Bilmem mi, arada bir pazara da gideriz biz!
Hah işte, onlardan!
Eve geldiğinizde içini boşaltırken bulmacası çözülmüş bir sayfaya denk gelirseniz beni hatırlayın!

Peki ne yaparsınız kazandığınız o paralarla? Pamuk şeker, çikolata falan haa?
Yok yok teyze, defter kalem silgi falan!
Bazen de artarsa okunmuş Kemalettin Tuğcu kitaplarından!
Yaaaa!
Neden Kemalettin Tuğcu peki?
Bire bir kendi hayatımı okuyorum onun satırlarında çünkü!
Ders alıyorum gelecek için!

Anlaşıldı sen çok gururlusun, dur gazeteleri getireyim..

Kim o anneee?

Dilenci mi yine?

 
Toplam blog
: 1021
: 1607
Kayıt tarihi
: 19.10.07
 
 

Çok eski olmayan bir tarihte tıpkı sizler gibi Melek'lere gülümsermişim uykulu hallerimde!  ..